Balıkesir’den karayolu ile çıkıp, Havran Barajını geçtikten sonra yolun yüksek tepelerine ulaşıp kuş bakışı baktığınızda, karşınıza çıkan çam ağaçlarının yeşilinden farklı gözünüzün gördüğü uçsuz bucaksız olarak her tarafta zeytinin yeşili ile gökyüzünün mavisi ve denizin mavisinin buluştuğu zeytinliklerin içinde şehirleriyle bütünleşmiş bir EDREMİT KÖRFEZİ’ni göreceksiniz. Balıkesir farklı kültür ve coğrafyayı içinde barındırırken bu bölgede yaklaşık 10 milyon zeytin ağacıyla tarımsal ürünü ve geçim kaynağı ile bütünlük sağlamaktadır. Sadece tarımla kalmayıp, tarımın yanında bölgenin tarihsel kültürü, denizi, dağ turizmi ve bitki örtüsü ile de bir bütünlük sağladığı gibi son yıllarda özellikle kara ve hava ulaşımı ile bölgeye kolayca ulaşılması neticesinde, bölge adeta bir cazibe merkezi olmuş ve nüfus artışları yönünde son yıllarda yaz günleri boyunca bölgede oldukça hareketli günler yaşanmaktadır. Birbirine yakın mesafelerde bulunan ilçe ve köylerin ulaşım kolaylıklarından dolayı turizm, tarım ve ticari ilişkiler ile birlikte sağlık sorunlarının çözümü de tüm ilçeler arasında birbirleriyle çözüm noktalı hale gelmiş olup, yakınında bulunan Dikili Limanı da Uluslararası denizlere ulaşımın sağlanmasının yanında hemen karşısında bulunan Yunanistan’a ait Midilli Adası ile de bölgeye farklılık getiren önemli bir ekonomik ve kültürel bir potansiyel sağlamaktadır.
Edremit Körfezi sahil kesimlerinin yazlık turistik kesimlerinden oluşmakta, sonrasında ise gözünün gördüğü yerlere kadar zeytinlikler ve sonrasında ise her türlü aromatik bitki örtüsüne sahip olduğu çam ormanları ve milli parkıyla birlikte tüm Türkiye’de olduğu gibi dünya çapında da tanınırlığı her geçen gün artmaktadır. Bu sebeplerden dolayı özellikle orta yaş üzeri insanların böyle bir doğaya sahip olan bölgeye yaşamak için göç ederek, bu bölgelerde yaşam alanları oluşturmakta olup, yakın zamanda yetkililerin ifadesiyle kışlık nüfusun 1 milyonu geçeceği dile getirilmektedir. İlçemizde bulunan bu genç nüfus ancak lise öğretimine kadar bölgede kalmakta olup, Üniversite eğitimiyle birlikte gençlerin çoğu bölgeyi terk etmek zorunda kalmaktadırlar. Geriye ise bölgede ağırlıklı olarak orta yaşlı nüfus kaldığından onlarda ilçelerdeki kapasiteleri düşük hastahaneler de sağlık problemlerini çözmede zorluk çektiklerinden dolayı bir çoğu çevrede bulunan Büyükşehirlerdeki Üniversite ve Şehir Hastanelerine gitmek zorunda kalmaktadırlar.
Bu sebeplerden dolayı bölgede bir KÖRFEZ ÜNİVERSİTESİ’ne ve buna bağlı olarak bir ŞEHİR HASTANESİ’ne acil olarak ihtiyaç bulunmaktadır. Körfez Üniversitesi, bölgenin tarımına, sağlığına ve gelişimine önemli bir katkı sağlayacağı gibi genç nüfusada ışık tutacaktır. Bunun yanında Körfez Bölgesinin öncelikle bir ARAŞTIRMA HASTANESİ, sonrasında ise o hastahanenin KÖRFEZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ alt yapısı olarak hazırlanmalıdır. Ayrıca 1994 yılında açılmış ve Ülkemizde tek olan, ancak halen Anabilim Dallarını oluşturamadığı ve alt yapısı eksik olduğu için Lisansüstü eğitim veremeyen EDREMİT ZEYTİNCİLİK ENSTİTÜSÜ bulunmaktadır. EDREMİT ZEYTİNCİLİK ENSTİTÜSÜ’nün faaliyete geçirilerek; zeytin konusunda daha ileri çalışmalar yapacak bilim insanlarının yetişmesi, bölge insanımızın eğitilmesi, danışmanlıklar yapması, AR-GE çalışmalarıyla zeytin ürünlerimizin uluslararası çapta katma değerini arttırılması gibi konularda EDREMİT ZEYTİNCİLİK ENSTİTÜSÜ’nün alt yapısını da oluşturacak dört yıllık MÜHENDİSLİK VE DOĞA BİLİMLERİ FAKÜLTESİ veya TARIM BİLİMLERİ VE TEKNOJİLERİ FAKÜLTESİ gibi fakültelerin açılması sağlanmalıdır.
Körfezde açılacak böyle bir KÖRFEZ ÜNİVERSİTESİ bölgede bacasız sanayiyi oluştururken aynı zamanda Kaz Dağları ve Madra Dağlarından da faydalanılarak Tarım, Zeytincilik, Süs Bitkileri, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler, Ekoloji, Gıda, Kimya, Biyoloji, Çevre, Turizm, Gastronomi, Temel ve ileri Sağlık Hizmetleri, Sağlık Turizmi ve Alternatif Sağlık Hizmetleri, Denizcilik, Havacılık, Doğa, Güneş, Termal Kaynaklar ve Yenilenebilir Enerji gibi konularıyla BÖLGEDE BİLİM KONUŞULACAKTIR.
