MÜSİLAJ İŞLERİ

MARMARA Denizi’nin her yanından müsilaj fışkırıyor.

Deniz salyası diyorlar; sarımsı, jöle gibi bir şey.

Deniz suyu sıcaklığıyla ilişkilendiriliyorsa da.. Daha çok kirlilikten kaynaklanıyor.

Marmara Denizi büyük bir fosseptik yazık ki.

Hem yerleşmeliklerin kanalizasyonu, hem sanayi atıkları, hem gelip geçen gemilerin bıraktığı lağım, hem hemhem…

Bizim memleket de dahil, Marmara’nın sahilinde pek çok turistik yerleşmelik var.

Aynı zamanda pek çok sanayi tesisi.

Turizmle sanayi iç içe.

Erdek’te denize giriyorsun meselâ; karşıda kapkara dumanı, simsiyah sahiliyle bir fabrika!

İstediğin kadar arıtma yap, çevre önlemi al, yaptırım uygula.

Sonuç değişiyor mu?

Al sana Marmara Denizi.

Yeni adıyla Salya Denizi!

 

***

ÜSTELİK yeni sanayi tesisleri, fabrikalar kurulsun diye alan açıyorlar.

Endüstri bölgeleri, sanayi bölgeleri geliştiriyorlar.

Zeytinden, meradan bozup sanayileşmeye açıyorlar canım toprakları.

Geçtik turizmi falan, deniz canlıları tükenip gidiyor.

Salya denilen şey onlara yaşam hakkı tanımıyor.

Müsilajlamarine edilmiş balık sever misiniz?

 

***

BİRKAÇ hafta önce Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli geldiydi Balıkesir’e.

Bandırma, Gönen, Erdek taraflarını dolaştı.

Denizde midye üreten bir çiftliği ziyaret etti, tekneye bindi, midyeleri inceledi.

Protokol tam kadro yanındaydı.

Midye gezisi yaptılar.

Hiç biri deniz yüzeyini kaplayan salyalara dair tek kelam etmedi.

Müsilaj dediğin bir doğa olayıydı sonuçta; kendiliğinden dağılıp giderdi!

Gitti mi?

 

***

VALİ Hasan Şıldak neden sonra Bandırma taraflarından müsilaj mesajı verdi:

“Mayıs sonunda kendiliğinden bitecek…”

Bitti mi?

 

***

BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın hiç sesi çıkmadı.

Akçay sulak alanını hafriyat alanına dönüştürdüğü için çevrecilerin hedefinde şu günlerde.

Ayrıca o bölgeyi imarla şereflendirip parsel parsel satmak gibi bir nihai planı da var.

Müsilaja dair iki kelam etmedi düne kadar.

Neyse ki Erdek limanına bir müsilaj süpürgesi göndermiş. Küçük tekne, deniz yüzeyindeki salyaları temizleyecekmiş.

Dip taraf ne olacak?

Büyükşehir Meclisi’nin dünkü oturumunda müsilajla ilgili bir sunum vardı. Prof. Dr. Mustafa Sarı, Meclis üyelerine bilimsel tesbitlerini ve durumun vahametini anlattı.

Süpürge teknesiyle müsilaj temizliği yapmanın nihai çözüm olmadığını söyledi.

Uzun vadede Marmara Denizi’ni temizleyecek kalıcı bir eylem planı oluşturulması gerektiğini aktardı.

Başkan ve Meclis üyeleri dinledi, bazıları soru sordu.

 

 

***

BU konuda galiba en çok konuşan kişi, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı.

Bilimsel açıklamalar yapıyor, denize dalıp dipteki durumu gözlüyor.

Asıl tehlikenin aşağıda olduğunu söylüyor:

“Yüzeyde gördüklerimiz buzdağının görünen kısmı. Aşağıda göz gözü görmüyor. Dipteki üretimde hiçbir azalma yok. Organizmalar dipte kalın bir tabaka oluşturmuş durumda. Marmara’nın sarı, beyaz, siyah ve kırmızı mercan alanlarının öldüğünü belgeledik.”

Güzelim mercanlar ölmüş yani.

Deniz ölmüş deniz.

Ne diyor Mustafa Sarı Hoca:

“Deniz öldü, biz ölü taklidi yapıyoruz.”

Yani, “bir şeyler yapması gerekenler yapmıyor” diyor.

 

***

BUGÜN 1 Haziran.

Dört gün sonra ayın 5’i.

Yani.. Dünya Çevre Günü!

Bu günler haftalar falan, hep tüketilen şeyler üzerine kurgulanır bilirsiniz.

Çevrenin içine etmesek, Çevre Günü’nü niye kutlayalım?

Exit mobile version