ŞU bizim meşhuuur Zağnos Paşa Meydanı için ne çok paralar harcadık!
Meydan diye bir şey yoktu önceden.
Şehrin ticaret hayatının bir parçası olan Sebze Hali vardı orada.
Taa Sabri Uğur zamanında, “Hal binasını yıkalım, burayı meydan yapalım” diye konuşmaya başladılar.
Sabri Uğur o radikal fikri yaşama geçirme işini ikinci döneme bıraktı.
..ve fakat ikinci dönemi olmadı.
Koltuğu, o dönemin MHP’lisi İsmail Ok’a kaptırdı.
Yapmayın, etmeyin, yıkmayın diye çok yazdık çizdik.
Eklentilerini yıkalım, özgün mimarisiyle ana bina ortada kalsın; restore edin, şehrin kültürel hayatına kazandıralım falan.
Çok söyledik yani.
Olurdu olmazdı, Koruma Kurulu incelemesiydi, uzman görüşüydü, depreme dayanıksızdı, güçlendirmeydi derken..
“Sabri Uğur Kervansaray Oteli’ni yıktı, ben de Sebze Hali’ni yıkarım bari” dedi, İsmail Ok.
Yıkım kararı alınmadan önce gazetelere “Hal binası yıkılmayacak” şeklinde açıklamaları oldu.. Ana binanın kültür merkezine dönüştürülmüş görselleri falan paylaşıldı.. En sonunda yıkıldı.
***
YIKTI DA ne oldu?
Altı otopark, üstü saksı meydanı gibi bir şey oldu!
O zaman manşet attıydık: Saksı Meydanı!
***
ÇINARALTI tarafındaki yapılar öylece kaldı; sadece meydan kısmında düzenlemeler yapıldı.
Her yanı saksıyla donattılar.
Bir de tarihte kurulmuş Türk devletlerinin bayraklarını, flamalarını diktiler oraya.
Meydanların böyle olmaması gerektiğini, Avrupa şehirlerindeki meydanlardan örnekler vererek anlatmaya çalıştık; nafile.
Mehterli, marşlı, bando mızıkalı bir törenle halkın kullanımına açtılar.
Artık Balıkesir’in bir meydanı vardı yani!
***
İSMAİL OK gitti, Edip Uğur geldi.
Ok’un meydanını beğenmiyordu. Balıkesir’e yakışan bir meydan yapmak lazımdı.
Bu meydan köylü işiydi…
Edip Uğur’un projecileri bol yeşillikli, yapay projeler hazırladı apar topar.
Uğur, alternatif projeleri halkın tercihine bırakıp anketle manketle seçtirmeyi seviyordu.
Gerçi her seferinde ‘halkın tercihi’ diye lanse ediliyordu ama, aslında Edip Uğur’un tercihi oluyordu.
Cunda Köprüsü buna örnektir.
Hem zaten projeci arkadaşların hazırladığı üç ayrı meydan projesi neredeyse birbirinin aynısıydı.
İçlerinden birini seçtiler.
Sonra kamulaştırma çalışmaları, oradaki esnafla kavga gürültü…
Edip Uğur planladığı meydanı yapamadan gitti. Hem partisinden, hem Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa etti.
Yerine Zekai Kafaoğlu’nu atadılar.
Kafaoğlu, Altıeylül Belediye Başkanı’yken, meydandaki kamulaştırmalara dava açtı. O’nun da yeri vardı; üç kuruş paraya gitmesin istiyordu.
Galiba Büyükşehir Belediye Başkanı olarak atandığında, Büyükşehir’le davası devam ediyordu.
Meydan boştu; doldurmak lazımdı.. Zabıta ofisi, Fırıntaş Kafe, çay bahçesi derken saksılara yer kalmadı!
***
EDİP UĞUR zamanında başlayan ve henüz tamamlanamayan yatırımları bitirmek Yücel Yılmaz’a kaldı.
Seçileli neredeyse iki yıl olacak; ama Uğur döneminde başlanıp bitirilemeyen yatırımların içinde “tamamladık. Hizmete açtık” dedikleri bir yatırım yok henüz.
Çamlık muamması devam ediyor meselâ.. Avlu 2. Etap ona keza.
Meydan işi şimdi Yücel Yılmaz’da.
***
EDİP UĞUR’un elinde meydanda yapılacak çalışmanın projeleri, görselleri vardı.
Bakınca, “haa, demek ki böyle olacak” diyebiliyorduk.
Yücel Yılmaz’da bir proje yok. Kaç kere yazdık, “gösterin, vatandaş bilsin” diye.. Göstermediler.
Ne yani, meydandaki çalışmaları plansız projesiz mi yapıyorlar?
***
BELKİDE ortaya güzel bir meydan çıkacak.. Yani, daha önce şehirde meydan görmeyen vatandaşın “güzel olmuş” diyebileceği türden.
..ve fakat ne yapılacağını bilen yok.
Bir de bitmiyor… Kazıyorlar, yıkıyorlar; hafriyat kamyonları, kepçeler, işçiler harıl harıl…
Bir de denetimsiz… Meselâ, Deve Loncası’na açılan Turan Caddesi’nde kaldırımları yeniliyorlar; yapıların yağmur suyu giderlerini koymayı unutuyorlar. Daire başkanları var, şube müdürleri var, mühendisleri var, ustabaşları var; işi yükledikleri şirketin teknik adamları falan…
Sonradan fark ediliyor; Yücel Yılmaz bas bas bağırıyor.. Kaldırımlar yeniden sökülüyor!
Bir de aşırı sarfiyat var… CHP İl Başkanı Serkan Sarı açıkladı geçen gün; Paşa Camii’nin yenilenen tuvaletleri için sekiz yüz yirmi bin lira harcamışlar.
Bir müteahhit arkadaşa sorduk: “O tuvaletlerin yenilenmesi sekiz yüz yirmi bin lira tutar mı?”
Tutmazmış.
Bir de ihale falan yok; doğrudan teminle ver gitsin işi.
Yasaya, yönetmeliğe uyduruyorsun da, kamu vicdanını da hesaba katmak lazım.
***
BİR kısmı hibe, bir kısmı kredi, bir kısmı cepten falan da.. Bu işin tutarı, ederi nedir?
Kaç milyon lira harcanıyor, etrafı garabet yapılarla örülü o kör meydana?
Söylenen o ki, bol yeşillikli bir meydan olacak.
Ağacı, bitkisi, çiçeği, çimi falan.
Eh, tarihi Paşa Camii’nin önü de açılacak.. Cami ile meydan birleştirilecek.. Sultan Ahmet Meydanı gibi bir şey ortaya çıkacak yani…
***
UMARIM, Kocaeli eski Belediye Başkanı’nın Çamlık’ı görüp “yazık olmuş” demesi gibi..
Ne zaman biteceği bilinmeyen meydanı, önümüzdeki aylarda bittiğini görmek kısmet olursa..
“Yazık olmuş” demeyeceğimiz türden bir uygulama görmek isteriz.
Her halükârda yazık oluyor tabi. Bu kıtlıkta, bu krizde, bu borç yükünde, bu parasızlıkta, bu salgın ortamında dünyanın parasını meydana harcamak…
Yazık yani.