ETİK siyaset neyi gerektirir?
Siyaset yaptığın partiden istifa ediyorsan.. Seçildiğin görevden de istifa etmelisin!
Çünkü seni oraya taşıyan partindir.
Tek başına bir şey yapamazsın. Mucize olmadıkça bağımsız seçilemezsin.
Partin aday gösterir, listeye yazar, seçim kurullarına bildirir, sıranı belirler.. Seçmenin tercihine göre seçilirsin.
İşte ne bileyim milletvekili olursun, belediye başkanı olursun, muhtar olursun falan.
***
MİLLETVEKİLİ seçmişler İzmir’den. CHP listesinden TBMM’ye girmiş adam, İzmirli’lerin oylarıyla.
Sonra canı sıkılmış, bir şeylere kızmış, “burası bana göre değil” demiş, basmış istifayı.
Nereye gitmiş?
Muharrem İnce’nin Memleket Partisi’ne.
Bakmış ki orada da durum farklı değil; yine basmış istifayı.
Boşa çıkarsan, “bize katıl” diyenler olacaktır. Gerçi TBMM’deki dağılım gereği bir bağımsızın varlığı ne iktidarın, ne muhalefetin dengesini değiştirmeye yetiyor.
Ama “bize geldi, aramıza katıldı” diyebilmek de mühim partiler için.
O sebeple zaten sağdan soldan cümle parti aramış, “görüşelim” demiş.
Kime demiş?
Bağımsız İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’ye demiş.
***
BAŞTA ne dedik?
Seni Milletvekili yapan partindir. Orada aradığını bulamayıp istifa ettiysen, görevi de bırakmalısın.
Bağımsız Milletvekilliği, senin siyasi çabanın sonucu değil çünkü.
Halk sana Bağımsız Milletvekilliği için oy vermedi.
Görüş ayrılıkları, ideolojik farklılıklar, sana doğru gelmeyen işler varsa, istifa etme hakkına sahipsin elbet. Yanlış giden şeyleri tek başına düzeltme hünerin, cesaretin, gücün yoksa.. “durduğum yer yanlış” deyip gidersin.
Vekilliği de geride bırakaraktan…
***
ÇELEBİ ne yapmış?
Kendi ifadesiyle, sağcısıyla solcusuyla pek çok partiyle görüşmüş. “Görüşürüm, mahsuru yok” diyor.
Görüşebilir elbet.
Ama ‘ilke’ denilen bir kavram var. İlkelilik önemli.
Senin siyasi duruşuna taban tabana zıt bir partiden görüşme teklifi geldiyse, “kusura bakmayın, ben sizinle yürümem” dersin.
Arkadaş, “görüşürüm mahsuru yok” diyor!
***
GÖRÜŞMENİN bir tanesi de, benzer hamlelerle gündeme gelen Balıkesir Milletvekili İsmail Ok’la yapılmış.
İsmail Ok da MHP’den seçilmiş, sonra İYİ Parti ile yola devam etmiş; orada da yapamamış, bağımsız kalmıştı. Şimdi AK Parti saflarına katıldı.
Öyle anlaşılıyor ki, Çelebi ile yaptığı görüşmeyi de kendi adına değil, AK Parti adına yapmış.
Çelebi sosyal medya hesabında “Yüce Meclis’te ziyaretime geldi, hasbıhal ettik, memleket meselelerini değerlendirdik” demiş.
Bir önceki memleket meselemiz ‘İsmail Ok’un AK Parti’ye geçişi’ idi.
Şimdiki memleket meselesi, Çelebi’nin “cumhur ittifakı daha güvenilir” sözünden hareketle, AK Parti’ye yeşil ışık yakması olacak sanırım.
Bu arada ‘değerli ağabeyim’ hitabına bakarak, Ok’la Çelebi’nin arasından su sızmadığını söylemek mümkün.
***
CHP bu arkadaşa sahip çıkmış, Ergenekon davasında yargılanıp dört yıla yakın cezaevinde yattığı süreçte ihmal etmemiş, hal hatır sormuş.. Cezaevi’nden çıkınca yine kucak açmış, Parti Meclisi’ne yazmış.. Yetmemiş, 2018’de Milletvekili adayı göstermiş, seçtirmiş, Meclis’e taşımış.
Çelebi’nin özelliği ne?
Ergenekon sanığı olması. Bir de o süreçte sergilediği duruş.
Genç bir teğmenin yaşadığı mağduriyetin karşılığı olarak ödüllendirilmiş bir nevi.
Nikah şahitliğini de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yapmış yani.
***
HABER kanallarında Çelebi olayını konuşuyorlar uzun uzun. Kanallardan biri canlı yayına çıkardı; gazeteciler pek çok soru yöneltti, çoğu yanıtsız kaldı.
Yanıtı, önümüzdeki günlerde alırız.
Her ne kadar “bağımsız olarak devam edeceğim” sözü ağzından çıkmışsa da..
“Daha güvenilir” dediği cumhur ittifakı saflarına katılır mı, yoksa dönemini bağımsız olarak tamamlayıp siyaset sahnesini terk eder mi; o zaman görüp öğreneceğiz.
Tabi etik olan, milletvekilliğinden de istifa etmektir.