Mazeret mi bulacağız, önümüzdeki maçlara mı bakacağız?

Formalar kırmızı, futbolcularımız oruçlu değildi. Hakem ceza sahasında kendimizi yere attığımızda penaltı çalacak kadar iyiydi. Taraftarlarımızın dikkatini dağıtacak siyasiler de yoktu. İki yarısında farklı futbol oynadığımız karşılaşmanın ardından kaybetmemize nasıl mazeret bulacağız. Nasıl bir komplo teorileri üreteceğiz. Şimdi onun merakındayız. Yoksa önümüzdeki maçlara mı bakacağız?

485808600_1184965406971861_3414935684619420734_n

 

 

Olumsuz hava şartlarıyla ertelenen Amasyaspor maçının ardından oluşan fikstürde, üç maç üst üste evimizde oynayacağımız periyodu büyük bir avantaj olarak nitelendirmiştik. Taraftarımızın desteğiyle 3 maçta 9 puanı peşinen cepte görmüş, şampiyonluk şarkılarına erkenden başlamıştık.

Komplo teorilerinin had safhaya çıktığı evimizde kaybettiğimiz Tire 2021 F.K maçının ardından eleştiriler almış başını gitmişti. Etimesgut Belediyespor deplasmanında alınan galibiyet suların tekrar durulmasına yetmişti. İkili averajı verdiğimiz Muğlaspor 3 puan farkla liderlik koltuğunda otursa da rakibimizi yakalayacağımız inancımızı evimizde oynayacağımız o 3 maça güvenerek yitirmemiştik.

Maç günü Cumartesi olunca taraftar sayısında düşüşün yaşanacağı bekleniyordu. Öyle de oldu. Mazıdağı Fosfat karşılaşmasının seremonisinin ardından maç öncesi futbolcuların toplu olarak su ihtiyaçlarını karşılaması “oruç değiliz” mesajı olası komplo teorileri üretecek olanlara cevap olarak algılandı.

Etimesgut Belediyespor maçında sakatlanan Özer Özdemir ve kırmızı kart cezalısı Bertuğ Bayar tribünde, Balkes ideale yakın kadrosuyla sahadaydı. Orta sahamızın ve forvetlerimizin presiyle maça arzulu ve istekli başladık. Yapılan presin sonucunda oyunun hakimiyetini ele geçiren takımımız golü buldu. Özlenen Balkesi sahada görünce farka gideriz tahminlerimizi cömertçe harcadığımız pozisyonlar yıktı.

Soyunma odasına önde giren teknik ekibimiz ve futbolcularımız kafalarında nasıl olsa kazandık düşünceleriyle bize pahalıya mal olan bir ikinci yarı yaşadık. Skor üstünlüğüne güvenen takımımız ilk yarıdaki presi bırakınca rakibimiz sazı eline aldı. Ceza sahası dışında yediğimiz golün şaşkınlığını üzerimizden atamadan orta sahada kaybettiğimiz top kalemizde gol oldu.

Sudan çıkmış balığa döndüğümüzde dakikalar 67’yi gösteriyordu. Daha vakit var, maçı çevirebiliriz düşüncelerine ne tecrübeli hocamız İsmail Ertekin ne de sahadaki futbolcularımızdan karşılık göremedik. İkinci yarıdaki rahatlığımızın rehavetinden bir türlü çıkamıyorduk. Göz göre göre maç elimizdenkayıp gidiyordu. Taze bir kana ihtiyacımız varken yapılan değişiklikleri görünce kaybetmeyi kabullenmişiz diye düşündük.

Gol atma ihtimali en yüksek oyuncumuz Celal Emir Dede kenara alınırken yapılan değişikliklerle stoperlerimizden önce Volkan Altınsoy sonra Şahin Şafakoğlu takımımızın santraforları oldu. Rakibimizin zamandan çalma başarısıyla soğuyan oyuna biz de şişirme toplarla yardımcı olduk.

Formalar kırmızı, futbolcularımız oruçlu değildi. Hakem ceza sahasında kendimizi yere attığımızda penaltı çalacak kadar iyiydi. Taraftarlarımızın dikkatini dağıtacak siyasiler de yoktu. İki yarısında farklı futbol oynadığımız karşılaşmanın ardından kaybetmemize nasıl mazeret bulacağız. Nasıl bir komplo teorileri üreteceğiz. Şimdi onun merakındayız. Yoksa önümüzdeki maçlara mı bakacağız?

Exit mobile version