İktidar CHP’li belediyelerle normal yollardan rekabet edemeyip, devletin tüm olanaklarından mahrum bırakmasına, her türlü engeli çıkardığı halde seçim kazanamayınca çareyi halkın yararlandığı hizmetleri engellemekte bulmuş!
Geçmişte yaptığı sosyal yardımlarla övüne iktidar gelinen noktada sosyal yardımları engellemek için olmadık yollara başvuruyor…
Gündeme bomba gibi düşen konu Milli Eğitim Bakanlığı’nın, ‘İzinsiz Eğitim Faaliyetleri’ adı altında yazdığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı eliyle Valiliklere gönderilen yazı… Konuyu önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel grup konuşmasında gündeme getirdi ardından en çok kreş açan Belediye başkanı olması hasebiyle esas konun muhatabı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu en yüksek tonda ‘hadi gelin kapatın, kapatabiliyorsanız’ çıkışını yapınca ortalık biranda alevlendi.
Cumhurbaşkanı, Bakanı, Milletvekili, iktidar medyası, iktidar trolleri hep birden kreşleri kapatma diye bir şey yok, okuduğunu anlamıyor, sahte kahramanlık çabası suçlamaları yöneltildi. Yetmedi Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Ekrem İmamoğlu’nun ‘okuma özürlü’ olduğundan tutun, diploma-okul tartışması başlattı. Oysa bu konuda en son konuşması gereken kişi Yusuf Tekin’dir.
Ekrem İmamoğlu’nun Yusuf Tekin’in nasıl profesör ve rektör olduğu açıklaması gündem oldu. Evet Yusuf Tekin’e bakalım…
Yusuf Tekin, MEB müsteşarlığından ayrıldıktan 3 gün sonra profesör kadrosu ilan edildi. İlan edilen kadroda aranan niteliklere uyan tek kişi Yusuf Tekin’di. Normalde jüri kurulma süresi 1 ay, jürinin başvuruyu inceleyip rapor yazma süresi 2 aydır. Ancak 10 gün içinde jüri kuruluyor, Yusuf Tekin’in başvurusu inceleniyor ve rapor yazılıyor profesör kadrosuna ataması gerçekleşiyor. Normalde bir doçentin profesör olabilmesi için tam 5 yıl, doçent kadrosunda üniversitede fiilen çalışması gerekir ama Yusuf Tekin istisna!
Bu kadar mı tabi ki değil. Yusuf Tekin, profesör olur olmaz Gazi Üniversitesi’nin bölünmesiyle oluşturulan Hacı Bayram Veli Üniversitesi’ne rektör olarak atanıyor. Oysa kanuna göre bir kişinin rektör olabilmesi için profesör kadrosunda 3 yıllık kıdem gerekiyor. Ama Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle rektör olabilmek için 3 yıl profesör olma şartı kaldırılıyor, böylece 1,5 ayda hem profesör hem de rektör oluyor. O da yetmiyor kararnameyle bakan oluyor; seçilmişler kafa tutuyor!
Şimdi gelelim okuduğunu anlamıyor, yazıda yok denilen kreş kapatma konusuna. MEB’in yazısının birinci satırında ‘belediyelere bağlı kreş adı altında açılan’ diyerek devam ediyor ve yazının son paragrafında ‘’yeni yerlerin açılmasının önüne geçilmesi ve mevcut yerler hakkında mezkür hükümlere göre hareket edileceğinin ilgili belediyelere bildirilmesi hususudur’’ yani açıkça kapatılması diyor.
Neymiş kreşlerin değil anaokullarının kapatılmasıymış. 1 Kasım’da MEB yetkilisi Özel Anaokullarına ‘’belediyelerin şu an kanunen yapabilecekleri tek faaliyet kendi çalışanları dışında kamuya açık ne kreş ne de Anaokulu açma yetkisi var’’ diyerek belediyelerin kreşlerini kapatma müjdesi veriyor!
KREŞ TARTIŞMASI SİYASİ-İDEOLOJİK BİR TARTIŞMADIR
Belediyelerin kreş açma yetkisi yok diyen iktidarın 2019 adayı Binali Yıldırım 300 mahallede 955 kreş, 2024 adayı Murat Kurum ilk yılda 100 kreş açma sözü veriyor. Hani belediyeler mevcut kanuna göre kreş açamazdı!
Türkiye, 5 yaş çocuklarda OECD ülkeleri arasında okullaşma oranının en düşük olduğu ülke. MEB tüm çocukların yararlanacağı kreş ve anasınıfı açtı da aileler çocuklarını göndermedi mi?
İstanbul’da kreş ücretleri 20 binden başlayıp 70 bin TL’ye kadar çıkıyor. Asgari ücretle çalışan bir aile bu kreş ücretini nasıl karşılasın. İBB’nin Yuvamız İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezleri, ödeme gücü olmayan ücretsiz, ödeme gücü olana 2.500TL. Kadın çalışmasın isteniyor ikincisi çocuklar tarikat ve cemaatlerin sıbyan okullarına mahkum olsunlar isteniyor. Tarikatların kaçak Kur’an kursları ve sıbyan mekteplerini görmezden gelen Yusuf Tekin demedi mi, sivil toplum örgütü olarak tarikat ve cemaatlerle işbirliği yapıyorum diye!
İktidarın ayarlarını bozan Ekrem İmamoğlu 2019’da göreve geldiğinde ‘SIFIR’ olan kreş şu anda 106 kreş, 11 adat kısa mola merkezi ve imalatı süren 33 adet kreş. 20 bin çocuk yararlanmış, hali hazırda 10 bin çocuk eğitim görüyor. Toplamda 635 kreş, 75 yurt. Bu kadar ailenin işe gitmesi, çalışması, istihdama ekonomiye katkı; kadınların hayatın içinde olması demek.
Sadece seçim kaygısı mı, kadının hayatın içinde olmasının istenmemesi mi yoksa ideolojik kaygılar mı; sizce…