KOSKOCAMAN…

DR. ALİ İHSAN GÜLER

 

Adı Fahrettin. Soyadı Koca.

Mesleği Doktor.

Yani Sağlık Bakanımız. İstanbul Tıp Fakültesi mezunu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi çocuk sağlığı ve hastalıkları ana bilim dalında uzmanlık eğitimini tamamlamış. Bu durumda bir Cerrahpaşalı olarak “olsun da Cerrahpaşalı olsun” desem haksız sayılmam.

Gerçi  iki gün önce Sayın Bakan’a bu mücadeledeki gayretinden dolayı sevgimi belirtmek için Facebook’da yazmıştım. Ama ilk itiraz İstanbul Tıp mezunu kızımdan geldi. Olsun varsın, Baba-Kız bölüştük koskocaman yüreğine sığmayan meslek aşkı, yurtseverlik ile ülkemizin ve dünyamızın başına bela olan bu salgına karşı insanüstü bir çaba ile mücadele veriyor.

Yorgunluğunu, endişesini aynı zamanda umudunu, kan çanağına dönmüş gözlerinden okuyabilirsiniz.

Bana göre Sayın Bakan ve devlet bu mücadelede oldukça başarılı. Ama benim asıl hayran olduğum olay son dönemlerde itilen, kakılan, dövülen, öldürülen sağlık emekçilerine bu zor günlerinde Sayın Bakan’ın sunduğu sevgi ve vefa örneği. İlk defa bir Bakan bütün dünyanın gözü önünde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sağlık emekçilerini Milletvekillerimize alkışlatıyor ve ilave ediyor, “sadece alkışla kalmasın” diyerek sağlık emekçilerinin özlük haklarına gönderme yapıyor.

Sağlık emekçilerinin analarının ak sütü gibi helal olan bu özlük hakları:

  • 3600 ek gösterge.
  • Yıpranma.

Görüldüğü üzere sağlık emekçileri son derece yıpratıcı hatta ölümcül çok riskli bir görev ifa etmektedirler.

  • Sağlıkçılar emekli olduklarında emsallerinden az maaş almaktadırlar.

Bir hekimin emekli maaşı ile bir hakimin, bir albayın, bürokratların emekli maaşı kıyaslandığında %100’e varan bir fark olduğu görülmektedir. Bunun sebebi emekli maaşlarının hesaplanmasında yan ödemeler ve döner sermaye gibi ödemeler hesaba katılmamaktadır.

 

Gelelim salgın ülkemizde ne aşamada.

Bence mücadele iyi yolda. Ama toplum olarak biraz daha uymak zorundayız.

  • Kişisel hijyen
  • Çevresel hijyen
  • Sosyal mesafe
  • Sosyal izolasyon

Yani mecbur olmadıkça evden çıkmamak ve kalabalıklar oluşturmamak.

  • Moral kondisyonumuzu yüksek tutmak.

İşin şakası yok! Bulaşmanın hızı ve büyüklüğünü anlatmak için bir örnek yapalım. Bir kağıda satranç tahtası çizelim. Bir kareye 1 tl koyduğumuzu farzedip o kareye 1, sonraki her kareye her defasında bir önceki karenin iki katı para koyarak yazalım. Son kareye geldiğimizde yani sadece 64. kareye geldiğimizde çıkacak rakamı yazdığınızda, yazdığınız rakama siz de inanamayacaksınız.

Bu virüsün bulaştırma hızı , katsayısı 2.6.  Biz bu hesabı 2 ile yaptık. Bir tek kişinin hastalığından başlayarak her hastanın iki kişiye bulaştırdığını varsayıp 64 gün sonra çok büyük bir rakamın hastalanmış olduğunu göreceğiz.

Bu virüs ile başa çıkmanın yolu bulaşmanın önünü kesmektir. Başka çaremiz yoktur. Çünkü aşısı ve özgün tedavisi bulunmamaktadır.

Bütün bunlara rağmen yüreğimizi rahatlatacak avantajlarımız da var.

Örneğin, ülkemiz yoğun bakım yatak sayısı bakımından Avrupa ülkelerinden daha önde. Ayrıca açılmaya hazır şehir hastanelerimiz var. Nerde ise hazır olan hemen devreye sokularak yoğun bakım yatak sayılarımız arttırılabilir.

Açılan şehir hastanelerine taşınan eski devlet hastanelerimiz de bu binalar kısa sürede yoğun bakım hastanelerine döndürülebilirler.

Sağlık ordusu Sayın Bakan’ın gösterdiği bu sevgi jestiyle motive olmuş durumda. Halk ile sağlık ordusu arasında kurulan sevgi bağı bu mücadelede gerekli olan toplumun moral kadisyonu için son derece yararlı olmuştur.

Sıra sende yurttaşım…

sağlıkçılar, sizin için hastanelerde siz de onlar için mümkün olduğunda Evde Kal’ın… Göreceksiniz hep beraber başaracağız.

 

Exit mobile version