KORONAVİRÜSÜN YAPAMADIĞINI…

İlk vakanın açıklandığı 10 Mart’tan bugüne millet iyi kötü kendini karantinaya aldı. Bütün uzmanlar aman sokağa çıkmayın, sosyal mesafeyi koruyun, kendinizi izole edin; evde hayat var, hayat eve sığar uyarıları yapıyor. Hayatı eve sığdırmaya çalışanlar bir aydan bu yana daralmış, bunalmış, psikolojik sorunlar baş göstermeye başlamış. Hayatın duvarları yetmemiş evin duvarları üzerlerine gelmeye başlamış…
Her akşam Sağlık Bakanı’nın açıklayacağı vaka sayılarına, verilecek umutlu haberlere umut bağlamış. Sağlık Bakanı da her akşam olduğu gibi isim isim halka seslenerek; “aman evinizden çıkmayın, sosyal mesafeyi koruyun, izolasyon izolasyon ve iyi gidiyoruz” derken…
Hoop aniden, plansız, programsız, altyapısı hazırlanmadan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Cuma günü saat 22 sularında, saat 24’ten itibaren 48 saat geçerli sokağa çıkma yasağını ilan ediliyor.
Ortada istisnaları belirlenmiş, çerçevesi çizilmiş genelge falan yok, 45 dakika sonra çerçevesi belirlenmiş, istisnaları ilan edilen genelge açıklanıyor. 45 dakika geç açıklanması önemli değil, bir şey olmazmış, ne varmış bunda olabilirmiş!
Olmaz. Olursa, haklı haksız, ihtiyacı var veya yok insanlar panik halinde markete, bakkala, manava, akaryakıt istasyonlarına hücum eder. Günlerdir aman koruyun denilen sosyal mesafeye falan dikkat etmez. Bir an önce ihtiyacını veya ihtiyacından daha fazlasını alabilmek için önündekinin önüne geçmek ister, itişme, kakışma, kavgalar yaşanır; dün akşam yurdun değişik yerlerinde yaşandığı gibi.
Bu kadar mı öngörüsüzsünüz, bu kadar mı vizyonsuzsunuz, bu kadar mı toplum reflekslerinden bihabersiniz. Hadi bugüne kadar Bilim Kurulu ikazlarına kulak asmıyorsunuz, belediyeleri yok sayıyorsunuz; bari alacağınız kararları, yapacağınız işleri doğru dürüst yapın!
Yazık bunca mücadeleye! Bir aylık mücadeleyi aldığınız plansız, programsız kararla berhava ettiniz, belki de bugüne kadar olmayan oranda ‘bulaşa’ yol açtınız.
Bütün dünya yüzyılın virüsüyle mücadelede teyakkuz halinde, birbiriyle kavgalı ülkeler bile dayanışma içinde birbirine yardımlar yapıyor, destek açıklıyor…

 

SİZ HALA SİYASET PEŞİNDESİNİZ
31 büyükşehirde aldığınız sokağa çıkma yasağından belediye başkanlarının haberi var mı? Yoksa AKP’li belediyeleri haberdar ettiniz de, CHP’li belediyeleri bugüne kadar olduğu gibi bunda da yok mu saydınız? Belediyeleri yok sayarak, onlarla koordine etmeden sokağa çıkma yasağını nasıl uygulayacaksınız?
Oysa belediyeler başta olmak üzere devletin bütün kurumlarıyla organize bir şekilde görev alanları belirlenerek ya bir gün önceden ilan ederek ya da sokağa çıkma yasağından sonra kimin ne ihtiyacı varsa evine ulaştırılacak bir organizasyonu yaparak saat 24’te ilan etseydiniz. Herkesin, her türlü ihtiyacının karşılanacağı güvencesini verseydiniz.
Ama yapmazsınız… Yapamazsınız, çünkü hala siyaset derdindesiniz.
Yüzyılın krizi bile siyasetinizin önüne geçemiyor. CHP’li belediyelerin yardım hesaplarına el koydunuz, belediyelerin halka yardım yapmasını engellediniz-engelliyorsunuz.
Allah aşkına fakirin, yoksulun, garibanın, cebinde harçlığı olmayan öğrencinin bir kap sıcak çorba-yemek yemesini sağlayan aşevlerinin hesaplarına bloke koymak ne demek. Aşevlerinin faaliyetlerini kısıtlamak, kapatmak ne demek, Eskişehir’de 25 yıldır devam eden uygulamayı bugün mü fark ettiniz de şimdiye kadar değil de bugün kapatıyorsunuz.
Yazıktır, günahtır, bu kadarı gerçekten çok fazla; bu neyin hırsı…
Bravo, ekmeğini bölüşen toplumdan, ekmek kuyruğunda kavga eden toplumu yarattınız.
Fırınlar açık, marketler kapalı, pazardan sonra devam etmeyecek, telaşa gerek yokmuş; yaratacağınız kadar telaş yarattınız, kargaşaya yol açtınız, bir kez daha bravo!
‘’Aile Sağlığı Merkezlerinin unutulduğu günlerde bizi unutmayan @fatmakaplan #fatmakaplanhürriyet ve #izmitbelediyesine ne çok teşekkürler…’’ tweeti attı diye, sırf CHP’li belediye başkanına teşekkür etti diye sağlık çalışanı Sibel Gören hakkında soruşturma açtınız. Hem de Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun tüm soruşturmaların ertelenmesi ile ilgili yazısı ortada dururken. Bir kez daha bravo! O kadar çok bravoyu hak ediyorsunuz ki!
Hani o biz bize yeteriz diyorsunuz ya, herhalde o biz’inizin içinde sizin gibi düşünmeyen, sizinle olmayanlar yok. O sizin biz’inizin içinde olan sadece siz’lersiniz.
Yazık ettiniz bunca mücadeleyi. Umalım ki yaptığınız bu vahim hata önüne geçilemeyen bulaş vakalarına yol açmaz.
Biz demiyoruz, yıllarca beraber yol yürüdüğünüz, en önemli görevler verdiğiniz, şimdi ayrı düştüğünüz eski başbakan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ‘’Biz bize yeterdik, bu kadar çok talan etmeseydiniz’ diyor.
Bu sadece ekonomik anlamda söylenmiş bir söz değil, biz demiyoruz…

Exit mobile version