DR. ALİ İHSAN GÜLER
Elektronik ve teknoloji alt yapı eksikliğimdenmidir nedir; çok ilgimi çekmez. Ayrıca pek de anlamam. Ama koronavirüsününblle G5 ürünü olduğu söylemleri olunca doğrusu okumak ve izlemek gereği duydum.
Teknolojik terminolojiye gene fransızım. Ama bir anafikir parçacıkları oluştu kafamda.
Anladığım şu ki; koronanın yaptığı tahribat ile dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.Virüs eliyle dünyaya verilen bu tahribatın,planlı proğramlı mı yada bir iş kazası mı olduğu konusunda kesin bir fikrim yok.
Ama yeni bir paylaşım savaşının olacağı kesin.İdeolojilerin,devletlerin kozmik odalarındaki önlemlerin,siyasi iktidarların değişeceği kesin.
Bireylerin ve toplumların davranışlarının ve alışkanlıklarının değişeceği kesin.
Yolda yürürken yanımızdan geçerken öksürene hapşırana kaç yıl düşman gibi bakacağız bileniniz var mı?
Sevdiklerine sarılırken duyacağımız tedirginliği kaç yılda atacağız.
Doğu blokunda enteresan bir ideoloji rüzgarları başlamıştı zaten.Çin’den söz ediyorum.Maoist yani kömünizm iddiasından gelen Çin yeni Amerika olma yolunda.Liberalleşmeye uğraşıyor.O da bağıracak Amerika gibi. Daha çok demokrasi diyecek.Hatta topla tüfekledemokrasi götürecek bazı ülkelere.Belki de G5 gibi daha teknolojik yöntemlerle öldürecek insanları.
İster kabul edin ister etmeyin artık liberalleşmeye giden yeni bir ABD modeli var dünyada. Adı da Çin!
Bunun karşılığında ABD ne yapıyor? ABD kendine kapanıyor. Yani ulusalcılık gelişiyor hızla.Tıpkı Avrupa gibi. Tıpkı Avrupa Birliği Ülkeleri gibi….
***
Gelelim istifaya.İnandınız mı? İki soru var. Birincisi bu durumda ve pozisyonda iken istifa eder mi? İkincisi; etsede kabul edilir mi? Bence gerçekten istifa etmez. Bir maçı vardır.Satranç tahtası önünde bence zamanlaması gayet iyi,ustalara yaraşır bir hamledir.
Koridorda omuz dalaşmalarına kadar varan (Hemde damat Berat Albayrak ile) bir çekişme vardır geldiği günden beri. Her Kabine kurulurken kabineye alınmayacak tartışmaları yapılır.Bu yetmez.Kabine revizyonu yapılacak,yeni kabinede olmayacak yorumları yapılır.
Yapılır ama Sn. Süleyman Soylu’nun yükselişine kimse engel olamaz. Usandı artık. Mükemmel bir zamanlama ile bir taşla iki kuş vurdu. Birincisi; özür diledi.Kıvırmadan bükmeden.Alışık olmadığımız bir durum bu. Beğeni kazandı.Ardından istifa etti. Duyduğum anda Sayın Cumhurbaşkanı kabul etmez yorumunu yaptım.Kesinlikle emindim.El ovuşturan tanıdığım birkaç kişiyle konuşup dedimki; hayal kırıklığına uğrayacaksınız.
Neden bu kadar emindim?
SüleymenSoylu CUMHUR İTTİFAKI’nınÇİMENTOSU’dur da ondan. MHP’nin istifa anındaki tavrına ve Cumhurbaşkanlığı’nın kararından sonraki tavrına bakınız.
İddia ediyorum .İstifadan sonra MHP’deki üzülme oranı AKP’deki üzülme oranından çok fazladır. İster sevin, ister sevmeyin. Sayın Soylu çıtayı hemde çok yüksek bir çıtayı atlamıştır.
Ayrıca AKP Genel Başkanı işi sağlama almazmı? Alır ve o çimentoya dokunmaz.
***
Kafamdaki zıpır bir düşüncede Soylu’nun farklı bir görev yolunda olduğu.Bence yeri ve zamanı geldiğinde MHP’nin liderliği için en kuvvetli adaydır.
Görünmez bir el,bilemediğimiz bir üst akıl onu bu göreve hazırlıyordur belkide. Neden olmasın? Milliyetçi kimliği dinsel kimliğinde önde.Geldiği yer Merkez Sağ.Siyasal İslam değil.
Cumhurbaşkanı açısından bakalım birde: Seçim öncesi Sayın Soylu’nun lider olduğu bir MHP ile daha güçlü bir CUMHUR İTTİFAKI olmaz mı? Ayrıca; kimbilir yuvaya dönüşler ile MHP’nin dahada güçlenmesi beklenemez mi?
Ben ulusalcı biri olduğum için belki kendimi buğday ambarında görüyorumdur belkide.
Yine Süleyman Soylu, Türk siyasetinde önemli bir figürdür artık. Resitaller verecek bir enstrümandır. Ses getirecektir. Sevsenizde sevmesenizde bu gerçek böyle.
Ben Ulusalcıyım.Daha öncede yazmıştım.Ulusalcı akımların geliştiği bir Avrupa ve Dünya’da bunu en çok hak edecek ULUS olma hasletine sahip Ülkemin Atatürkçülük ışığı altında, yerini çok daha kolay bulacaktır.