BÜYÜKŞEHİR binasına borç listesini astığında rakam 14.5 milyar liraydı.
Havuz medyasının logo vaveylasına verdiği yanıtta, “önceki dönemden 18 milyar lira borç devraldık” dedi.
Cümle aynen şöyle:
“Milletin parasını, yetimin hakkını har vurup harman savuran ve 18 milyar TL borçla Belediyeyi devreden zihniyet, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan seçimlerde Balıkesir halkının yüksek iradesiyle gereken cevabı almıştır. Hemşehrilerimizin bu cevabından gereken dersi çıkarmayan malum kesimlerin yalan, hezeyan ve iftiralarla dolu açıklamaları her zaman kaybetmeye mahkûm olacaktır.”
Altı ayda 4 milyarlık bir ilave mi oldu, yoksa seçimden sonra binaya asılan borç listesinde hesap hatası mı yapıldı?
E canım enflasyonu var bunun, faizi var.. Faiz sebep enflasyon sonuç! Borç baki…
Borç yiğidin kamçısıdır netekim.
Altı ayda 4 milyar daha eklenmişse borç hanesine, faizdendir.
Kalp logosu için tabelacılara, reklamcılara, ajanscılara falan ödenecekler var mı içinde bunun, onu bilemeyiz.
***
ZATEN mevzu yine logo işleri.
Ya on beş yaşı, ya on altı.. Başkan Ahmet Akın’ın çarşı gezintisinde zınk diye karşısına çıkıyor çocuk.
Tabelaların neden değiştiğinden başlıyor, borç yakınmalarına rağmen neden bu logo için masraf yaptığını soruyor. Soru demeyelim; sorumluluk diyelim… Hemşehri sorumluluğu!
“Çarşı ziyaretinde genç bir evladımızın yanlış bilgilerle donatılarak sorduğu bir soru üzerine” diye başlıyor Ahmet Akın’ın açıklaması.
Demek ki birilerinin organizasyonu olduğunu düşünüyor. Perde arkasından sokağı gözetleyen birileri çocuğu doldurup salıyor Başkan’ın üstüne; doğru mu anlamışım?
Ama ne kadar doldurursan doldur, tiyatroysa bu, o yaştaki çocuk hem sahne heyecanı yaşar, hem repliği unutur. Çatır çatır soruyorsa, yaşıtlarından daha zeki, daha cesur, daha girişken ve özgüvenlidir. Kendi adıma, çocuğu taktir ettiğimi söylemem lazım. Bu yaşımda Başkan’ın ve ardındaki kalabalığın karşısına dikilip, “n’apıyonuz oolum siz, yazık değil mi memleketin parasına, o kalbi yapıştırmadığınız bi tek benim pabucun topuğu kaldı” falan diyemem yani. Utanırım, çekinirim, dilim tutulur.
Çocuk aşmış kendini!
***
BU çarşı diyaloğu hem medyada, hem sosyal medya platformlarında mevzu olunca, Başkan açıklama yapmak zorunda kaldı.
Diyor ki: “Stoktaki hiçbir evrak ya da doğal ömrünü tamamlamamış hiçbir tabelada logo için değişiklik yapılmamıştır. Logo değişimi stoklar tükendikçe ya da doğal sebeplerle eskimiş tabelalarda gerçekleştirilmektedir. Zorunlu ve modernizasyon çalışmaları yapılması gereken yerler haricinde logo değişimi için Belediye bütçesinden ek bir gider kalemi kullanılmamakta ve ek bir satın alma yapılmamaktadır. Bir kez daha vurgulamak isterim ki; Balıkesir’de o eski alışkanlıkların olduğu dönem sona ermiş, şeffaf ve hesap veren bir yönetim anlayışı göreve başlamıştır. 480 milyon TL’yi bir logo yenileme ücreti olarak vermeyi hayal edebilecek anlayışa kimlerin sahip olabileceği herkesin malumudur.”
Başkan Akın makam aracına binip şehri tavaf etsin; hiç öyle anlattığı gibi olmadığını görecek.
Gözünüzün alabildiği her yerde kalp logosu var. Geçen senenin seçim yatırımı doğalgazlı otobüslerin üstündeki eski logoların söküldüğü, yenilerinin yapıştırıldığını görecek en başta.
Akıllı ve akılsız duraklarda, şantiye alanlarını çevreleyen teneke bariyerlere yapıştırılan reklamlarda, Büyükşehir’e ait kamyon, kamyonet vesaire resmi araçlarda, yine Büyükşehir’in muhtelif yerlerdeki binalarının tabelalarında, dosya, evrak vesaire, her şeyde yeni logonun işlendiğini görecektir.
Bu arada yirmi ilçenin tamamında logo değişim furyası devam ediyor.
Başkan’ın sportif etkinliklerde giydiği tişörtlerin göğsünde, sırtında bile kalp var.
***
O ZAMAN, “stoklar tükenmeden, öncekiler eskimeden değiştirmeyeceğiz” demeyeceksin.
Böyle bir imalı, suçlamalı açıklama yerine, “değiştiriyorum arkadaşım, keyfimin kahyası mısın; millet beni seçti, ben de kendi yöntemlerimle şehri yönetiyorum, kimse işime karışmasın” diyeceksin dobra dobra.
Yok “benden öncekiler har vurup harman savurdu, yalan ve iftira atıyorlar”, yok “havuz medyasının işi, troller iş başında” falan.. Gerek yok böyle şeylere.
***
BİR DE “şahsım ve Belediye adına hukuki süreç başlatıyorum” ifadesi var açıklamada.
Özellikle sosyal medyada bu mevzu çok dillendi; çok tepki aldı. İşi hakaret boyutuna taşıyanlar bile var.
Hukuki süreç başladıysa, bayağı bir kalabalık Cumhuriyet Savcısı’nın kapısında kuyruğa girecek demektir! Sonrası Sulh Ceza Mahkemesi.
Bir yandan ceza davası, bir yandan tazminat.
Dediğini yaparsa Başkan, tazminatlardan sağlam bir girdi sağlar Büyükşehir hanesine.
Hatırlarsınız, seçim zamanı gün sektirmeden kendisine giydiren, sallayan, hakaret eden, olmadık iddialarla itibarsızlaştırmak için elinden geleni yapan bir medya timi vardı. Ahmet Başkan bu yayınlardan çok rahatsızdı.
Her seçim programında, öncelikle bu havuz medyasının yaptığı yayınları gündeme getiriyor, “hepsiyle tek tek hesaplaşacağım, suç duyurusunda bulunuyorum, mahkemelerde süründüreceğim” diyordu.
Hiç kimse o yayınlardan dolayı gidip savcıya ifade vermedi; açılan bir dava da olmadı bildiğimiz kadarıyla.
Aksine, o medyacı arkadaşlarla arası çok iyi şu sıra. Güzel güzel manşetler atıyorlar.
Ara sıra giydirme faslında bir iki yayın olmuyor değil; o da işin cilvesi… Olacak o kadar. Acıtmadan…
Siz bakmayın ‘havuz medyası’ çıkışına; “hukuki süreç başlatıyorum” cümlesine falan.
Mazbatayı aldığı gün, Büyükşehir binasına CHP bayrağını asanlar için de suç duyurusunda bulunuyordu, bu işin sorumlularıyla yargı önünde hesaplaşacaktı…
Bizim Başkan aniden parlıyor, sonra sönüyor.
***
AJANSLAR, akademisyenler, grafikçiler falan gönüllü yapmış logo çalışmasını. Eyvallah, sağ olsunlar. Şehir adına teşekkür ediyoruz kendilerine.
Reklamcı, tabelacı arkadaşlar bedava yapmıyor. Hergün, muhtelif yerlerde eski logoları söküp yenilerini yapıştıran arkadaşları görüyoruz. Yepyeni olanı söküyorlar, en yeni olanı yapıştırıyorlar.
Bunu babalarının hayrına yapmıyorlar.
Robotik otoparkın ışıklı, varaklı, kabartmalı duvar yazıları ve logosu taş çatlasa yedi – sekiz ay önce yapılmıştı. Yepyeniydi. Tamamını söküp kalp logolu, ışıklı kabartmalı yeni yazıları çaktılar kocaman.
“Eskimeden değişmeyecekti” hani…
Bunu yapan tabelacının Büyükşehir’e hediyesidir kesin; para pul istememiştir.
***
BU mevzu daha çoook konuşulur memlekette. O sebeple şu sıra logo işleriyle fazla meşgul olmayın derim.
Çağrışıma binaen, Mehmet Erdem’in şarkısındaki şu sözlerle bitireyim yazıyı:
Kalp alışır acı çekmelere
Can dayanmaz yeni sevmelere
Boşa kürek çek hep aynı
Bana sorun bi kim haklı…
Kalbi acıtmamak lazım…
Selam ederim.