İstanbullu ne bilir bizim buraların hâli pür melalini?

 

İSTANBULLU tatilci, Büyükşehir’in Körfez’deki süsleme vitrin işlerini görüp, “hakikaten mükemmel yapılmış, ellerine kollarına sağlık, ideoloji değil hizmet kazanmalı” demiş.

Efendim beş yıldır İstanbul’da istedikleri hizmeti göremiyorlarmış, Balıkesir’deki çalışmalara ise hayran kalmış Körfez’in tatilcisi.

Bu bilgiyi, Büyükşehir Belediyesi’nin servis ettiği “Balıkesir’de ideoloji değil hizmet var” başlıkıl haber bülteninden öğreniyoruz.

Edremit Güre’deki Orman Kampı Sahili’ndeki düzenlemeleri görüp teşekkür etmiş bu vatandaş. Büyükşehir’in ortaya koyduğu çalışmaların belediyecilik adına örnek alınması gerektiğini de eklemiş.

Ama efendim Körfez’de ideoloji varmış, bu olmamalıymış, ideolojiye değil hizmete bakılmalıymış. Bölge insanı bu ideolojik bakıştan vazgeçmeliymiş.

Duydunuz değil mi; bu ideolojik bakıştan vazgeçeceksiniz. İdeolojiye değil hizmete bakacaksınız.

 

***

HEM bakın dokuz günlük Kurban Bayramı tatilini bizim buralarda geçirecek vatandaşların rahatı için her türdlü tedbiri almış Büyükşehir. Fen İşleri, BASKİ, toplu taşıma işleri, kurban kesim yerleri, haşereyle mücadele falan.. Allah ne verdiyse artık.

Konforlu bir tatil için yedi yirmi dört mesai!

 

***

ARAYA şöyle bir cümle de eklenmiş bültende:

“Büyükşehir Belediyesi, mavi bayraklı plajlarıyla ünlü Balıkesir’i tercih edeceklerin daha konforlu bir tatil deneyimleyebilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Son olarak Edremit’in Güre Mahallesi Orman Kampı olarak bilinen bölgede, 4 kilometrelik sahil düzenleme çalışmaları tamamlandı. Güre Orman Kampı Sahili; duşa kabinden iskeleye, bisiklet yolundan yürüyüş yoluna, ışıklandırmadan kent mobilyasına kadar farklı dokunuşlar yapılarak yeni bir yüze kavuşturuldu.”

İstanbullu tatilci, adı üstünde tatil için gelmiş zaten.

Belki de yazlıkçı.. Senede iki ay Körfez’deki evine gelip tatil yapıyor maaile.

Tatilci derin deşarja, kanalizasyon şebekesi olmayan mahallelere, sitelere, trafik keşmekeşine, imar çöplüğüne, altyapı yetersizliğine bakmaz.

Onun gözü vitrindedir. İşin öbür tarafıyla orada yaşayan insanlar dertlenir.

Tatilci, empati kurmaz. Pek çok sorunla iç içe yaşayan insanların derdiyle dertlenmez.

Denize girer, bisikletiyle markete gider, sahilde yürüyüş yapar, güneşlenir, dondurma yalar, akşamüstü gölgelik bir yerde birasını yudumlar, kahvesini içer, sonra yine denize girer, duş alır, mangalını yakar, kılçığı ayıklanmış sardalyaları kızartır, buzlu rakısını doldurur, bir yudum çeker, neşelenir, güneşin batışını izler umarsızca.

 

***

SAHİLE döşenen taşın ülkenin her yerinde aynı taş olduğuna bakmaz; her yeri birbirine benzer hale getirenlerin özgünlüğü yok etmesine aldırış etmez tatilci.

Doğal dokunun bozulması, yerine gelen yapaylığın sırıtması falan umurunda değildir.

Bir fırtınada tüm bu peyzaj işlerinin uçup gittiğini, daha doğrusu harcanan paraların rüzgarla birlikte havaya uçtuğunu da bilmez tatilci.

Akçay’dan Ören’e gider Hamdi Türe Köprüsü’nü aşıp.. O bölgenin doğal yaşam alanı olarak değerlendirilmesini ısrarla talep eden vatandaşlarla, hizmetine hayran kaldığı Büyükşehir Belediyesi’nin ve dahi bakanlığın nasıl cebelleştiklerini de bilmez.

Sulak alanda devam eden inşaatlara ruhsat verilmesini, çalışmayan arıtmaları, denize boşaltılan lağımı, Dalyan’ı imarlandırıp parsel parsel satmanın derdine düşenleri falan umursamaz tatilci.

Sahile döşenen taşı, iki süs bitkisini, birkaç oyun aleti, spor alanı, yürüyüş yolu süslemelerini görüp, “uleyn bu Büyükşehir Belediyesi ne güzel hizmet getiriyor memlekete, bu nankör halk hâlâ gidip muhalefete oy veriyor” diye sinirlenir, öfkelenir, kızar…

 

***

AMA ne yaparsın ki, İstanbullu tatilci İstanbul’da kullanıyor oyunu.

Körfez’in ideolojik bakışlı ahalisi, ne yapsan ne etsen, oraları altınla kaplasan, yine vermiyor, yine vermiyor!

Büyükşehir’i yönetenler, istedikleri halk desteğini alacaklarını zannediyor, vitrin süsleme işleriyle…

Tatilcinin beklentisine göre değil, orada yaşayan halkın talep ve sıkıntıları üzerine kurgulamak zorundasın yatırım ve hizmet programını.

Halkın olanı halktan koparmaya çalışmayacaksın; rant odaklı değil, halk odaklı çalışacaksın.

Kazdağı’ndaki cam terasın yollarına taş döşemeyle övünürken, altyapısızlığın canına tak ettiği insanların feryadına kulak tıkamayacaksın!

İyi tatiller.

 

 

Exit mobile version