İmamoğlu olayı.. Diploma muhabbeti.. Sokak çağrıları.. CHP’nin Brütüsleri! Vesaire vesaire…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 BİLİYORUM, ulusal gündem o denli kaotik, karışık, sinir bozucu.. Böyle bir durumda, Balıkesir taşrasında, gazete köşelerinde incik boncuk mevzulara değinmenin anlamı yok!

Öyle ya; şimdi tek gündem Ekrem İmamoğlu. Hepimiz gözaltılara, soruşturmalara odaklıyız.

Acaba ne olacak? İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘terör’, ‘suç örgütü’ vesaire suçlamalardan sıyrılıp kurtulabilecek mi?

Onunla birlikte gözaltına alınanların durumu ne olacak? Bir kısmı itirafçı olup yırtacak mı; öbür kısmı “anca beraber, kanca beraber” modunda mı?

Eh, adamın Üniversite diploması da gümbürtüye gitti; otuz küsur senedir üniversite mezunu olarak dolaşırken, bir gecede lise seviyesine düştü İmamoğlu. Yine onunla beraber onlarca ünlü isim diplomasız kalıverdi. İçlerinde büyük şirketlerin yöneticileri, profesörler falan da var.

..ki en çok profesörlerin durumuna üzüldüm.

Lisans diplomanı al, yüksek lisans yap, akademik kariyer için uğraş, doktora tezleri hazırla, sınavı geç, doktor titrini kazan, sonra doçentlik, profesörlük…

Kolay iş mi bunlar; emek ve zaman işi.

Diploma iptalleri elbet yargıya taşınacak; itiraz edilecek, yürütmeyi durdurma istenecek. Mahkemenin kararına göre bu süreç daha da uzayacak; üst mahkemelere, temyize falan gidecek.

En sonunda, diploması iptal edilen erkekler için “sen kısa dönem askerlik yapmışsın; uzun dönem yapman gerekiyor” denilip yeniden kışla yolları görünebilir… Daha önce oldu; eski zaman bakanlarından Bahattin Şeker’i askere yollamışlardı. Sahte diploma, yurt dışında çalışıyor görünüp bedelli askerlikten yararlanma falan işte…

Neticede milletvekilliğini düşürüp askere yollamışlardı. Gerçi on gün sonra ‘askerliğe elverişli değildir’ raporu verildi; yeniden sivil hayata döndü Bahattin Şeker.

Hani tüm suçlamalardan kurtuldu diyelim; diploma olayı peşini bırakmaz.

Varsayalım yargılandı, aklandı, temize çıktı. E haydi o zaman, cumhurbaşkanı adaylığı hayırlı uğurlu olsun!

Olur mu? Olmaz.

Seçime asılırken, iki inzibat girer koluna; haydi kışlaya!

“Bedelli yapmışsın, bunu saymıyoruz, 28 günün üstüne on beş ay iki gün daha askerlik yapacaksın” diyebilirler!

Derdini anlatıp adaleti bulana kadar seçim olur biter!

 

***

MADEM girdik mevzuya; biraz daha ilerleyelim.

Ekrem İmamoğlu, iktidarın en büyük korkusu. İstanbul’u iktidardan koparıp CHP’nin hanesine aldı. Seçimi iptal ettiler, yeniden seçildi.. Hem çok daha fazla oyla.

31 Mart 2024’de bir mağlubiyet daha yaşattı iktidara.

Sadece İstanbul değil, Türkiye genelinde karşılığı var. İktidar bunun farkında.. Zaten o sebeple oyun dışı bırakmak istiyorlar.

Güç iktidarda. Tüm yetki elinde. Erkler birbirine karışmış halde.

Her şeye tek kişi karar veriyor; tek imza yetiyor.

Bugün AK Partililer de dahil, cümle belediye başkanını, İmamoğlu’na isnat edilen suçlamalarla yargılamak mümkün. Bir suç duyurusuna bakar her şey! Bir dilekçe… Haydi ifadeye…

İmamoğlu, CHP seçmeni dışında, diğer siyasi partilerin seçmenlerine de sempatik geliyor. Ayrıca yaşadığı süreç Ona ekstra mağduriyet nişanı takıyor. Sokaktaki adam, İmamoğlu’na haksızlık yapıldığını düşünüyor.

Anketlerde gerek İmaoğlu, gerek CHP önde çıkıyor. Bu durum iktidar için risk.

 

***

İKTİDAR, kendi ayağına sıkıyor gibi geliyor bana. Güç ve sınırsız yetkiyle yüklendikçe, muhalefete puan kazandırıyor. Ben böyle düşünüyorum.

Gerçi, yirmi iki yıldır “gitti, gidiyor” denirken, gücüne güç katan bir iktidar yapısından söz ediyoruz. Yenilgi getirebilecek nice vakıadan bir şekilde sıyrılıp gücünü sürdürebilme özelliği var iktidarın.

Ama bu kez durum biraz farklı.  Tüm bunların üstüne yoksulluk, ekonomik bunalım, pahalılık, geçim derdi biniyor. Öyle yeni EYT’ler, emekli maaşına yüzde bilmem kaçlık zam, imar afları, bayram ikramiyeleri falan kurtarmaz. Vatandaş dertli.

 

***

SOKAKTAKİ adam, “iktidar ilk defa bu kadar çok korkuyor” diye düşünüyor.

“Korkmasa, İmamoğlu’nu oyun dışı bırakmak için uğraşır mı?”

Muhalefeti güçlendirecek her türlü argüman mevcut.

 

***

SOKAK deyince, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “bundan sonra sokaktayız, evde oturmayacağız” sözüne değinmek isterim.

Sokak, sine-i millete dönmek değil; kaosu, karmaşayı, çatışmayı doğurur.

O sebeple milleti sokağa dökmenin, her gece Saraçhane’de miting düzenlemenin bir yararı olmaz. Demokratik işleyiş ekseninde kavga verilecekse, hesap sorulacaksa, bunun yeri parlamento.

Küçücük bir provokasyonun büyüyüp genele yayılması söz konusu olabilir.

Ajanı, provokatörü, bilmem nesi, sokakta kol geziyor.

Kazançlı çıkabilecekleri bir süreci aleyhe çevirmeleri söz konusu olabilir.

Böyle bir ortam kimin işine yarar?

 

***

BU arada CHP’nin başka planları da olmalı. B, C, D, E, F… Biri olmadı, biri.. Biri tutmadı, öteki…

Var mı böyle bir plan kurgusu?

Yok yok; “İmamoğlu oyun dışı kaldı, d zaman Mansur Yavaş… O olmadı, Özgür Özel” sığlığındaki planları kastetmedim.

Bu ihtimaller sokaktaki adamın cebinde zaten.

Ha bir de kurultay muhabbeti var; ya iptal edilirse?

Bunun böyle olmasını isteyen kurultay mağlupları, ne ince planlar yapıyor kim bilir.

Yani..

Eldeki argümanları doğru kullandığında gücüne güç katabilecek anamuhalefet, kendi Brütüslerinden çakıyı yiyebilir!

 

Selam ederim.

İmamoğlu olayı.. Diploma muhabbeti.. Sokak çağrıları.. CHP’nin Brütüsleri! Vesaire vesaire…
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!