İKTİDARIN MUCİZE SİSTEMİNE NE OLDU?

Mucize olarak dayatılan partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kurucuları AKP ve MHP muhalefetin bir araya gelemeyeceğini düşünerek Cumhur İttifakı olarak yola çıktı. Sistem mucize yaratacak, geçmişte büyük sıkıntılara yol açan ‘koalisyonlara’ son verecek, istikrarlı yönetimler oluşacak, ülkenin başına bela olan yakıcı sorunlar ‘enflasyon, faiz, döviz’ sarmalı yaşanmayacak, kararlar hızlı alınacak ve ülke şaha kalkacaktı!

Teoride vaat edilenlerin hiçbiri gerçekleşmedi.

 

Sekreter görevi gören yürütme üyeleri bakanlar istifa hakkı olmadığı için sıkça ‘affını’ istemeye başladı; affını isteyen isteyene! En son en çok tartışılan, tarım ve hayvancılığı çökerten tarım bakanı Bekir Pakdemirli ‘affını’ istedi. Yeni gelen bakan çok temel tarım ürünlerine aşırı fiyat yüksekliğinden ulaşılamayan ürünleri ulaşılabilir hale getirir mi, üretilebilecek tahıl, bakliyat, et gibi temel ihtiyaç ürünlerinin üretim sorununu çözer ithalatına son verebilir mi görülecek…

Erdoğan ve eski başbakan Binali Yıldırım ‘dağı taşı ekin, bir karış boş yer bırakmayın’ diyor. Yetkililerin bunu demesine gerek yok, üretici ürettiğinin karşılığını alabilse ekmez mi, eker. Mazotun litre fiyatının 25 TL olduğu, ilaç ve gübre fiyatlarının yanına yaklaşılamadığı, üretenin zarar ettiği, ekmeyenin karlı olduğu bir düzende üretici niye eksin, nasıl eskin, içinden nasıl çıksın.

Mucize sistemin en önemli vaadi kararların hızlı alınacağıydı, kararlar tek bir merkeze sorulduğu için ne kadar hızlı alındığı uygulamada görülmektedir. Sel, yangın gibi afetlere bile cumhurbaşkanının olurları olmadan hareket edilemediği, cumhurbaşkanı olurlarıyla gittiğini söyleyen yetkisiz yetkililer görüldü.

 

 Sistemin savunucuları siz şu kardeşinize yetkiyi verin görün bakın ‘faizle, dövizle, şunla, bunla’ nasıl mücadele ediliyormuş diyerek yetki istedi, vatandaşta sınırsız yetkiyi verdi…

TÜİK Şubat ayı verilerine göre aylık yüzde 4,81, yıllık enflasyon ise 54,44’e yükseldi. Şubatta yurtiçi ÜFE de yüzde 7,22 artarken yıllık bazda artış yüzde 105,01 olurken. Her ay bir önceki aydan daha iyi olacağı umudu pompalanıyordu, Mart’ta ne oldu. TÜİK verilerine göre aylık yüzde 5,46, yıllık 61,14 artış gösterdi. TÜİK’in ÜFE rakamı ise aylık yüzde 9,19, yıllık 114,97 artış oldu. Enflasyon Araştırma Gurubunun (ENAG) verilerine göre, Mart 11,93, yıllık bazda 142,63 artış göstermiş durumda. Sokağın hissedilen, reel enflasyonu ise çok daha yükseklerde rekorlar kırıyor. Enflasyon temel ürünlere ulaşımı her geçen gün zorlaştırmakta, alan bir sonraki gün aynı fiyata ürüne ulaşamamaktadır, kısacası bir an önce alabilen kazançlı olmaktadır. Bir zamanlar hayvanlara yedirilen karnabahar, lahana gibi ürünler mevsiminde bile pazarlarda çeyrek-yarım olarak satılmaktadır.

 

Peki faiz mi, o tam bir sarmal halini aldı.

Faiz sebep, enflasyon neticedir teoremi çoktan çöktü, parası olan parasına para katarken, parası olmayanlar parası olanları zengin etmeye devam etmektedir.

Ekonomiye gözlerindeki ışıltıyla yöne veren Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin dediği gibi etkisiz hale gelen politika faizi son toplantıda da yüzde 14,00 olarak sabit tutuldu. Nas var nas diye yola çıkıp faize karşıyız diyenler yüzde 14’e kadar düşürebildi; yüzde 14’e kadar faiz nas’ a uygun demek ki!

Faiz sebep enflasyon netice denilerek Eylül’den başlayarak politika faizini yüzde 19’dan yüzde 14’e indirmenin sonucu enflasyon düşmedi, kur düşmedi ancak belli bir seviyede KKM (Kur Korumalı Mevduat) ile tutulmaya çalışılarak, bütün hesapları dövize endeksleyip, Hazine’nin üzerine büyük yük getirmenin sonucu faiz düştü mü, ne oldu? Faiz de düşmedi, KKM’ye verilen bir dönemlik faiz yükü Çanakkale köprüsünün maliyetine denk düşmekte, Hazine daha yüksek oranlarla borçlanmaktadır.

En büyük kamu bankası Ziraat Bankasının Tüketici kredisi aylık: 1,94, Taşıt kredisi: 1,61, Konut kredisi: 1,36 o da tabi kredi boşluğunuz var, krediyi alabilirseniz oranlar bu. Minimum maliyet yüzde 25,22, Maksimum maliyet yüzde 50,13 olmaktadır.

TÜİK Ocak verilerine göre başkanlık sistemine geçilen tarihten bugüne: Enflasyon %91, gıda enflasyonu %114, kira artışı %40, enerji fiyat artışı %106, inşaat maliyet artışı %118, dizel otomobildeki artış %118, benzinli otomobildeki artış %384 (Uğur Gürses).

Faiz, döviz sarmalından kurtuluş çaresi olarak icat edilen Kur Korumalı Mevduat uygulamasının hesaplamalara göre Hazine’ye maliyeti 75 ila 100 milyar TL olarak tahmin edilmektedir.

Nasıl, nas işe yarmış mı dersiniz!

 

Nas işe yaramadı faizler, enflasyon düşmek yerine patladı! Her derde deva olacak olan ‘mucizevi sistem’ iflas etti!

En önemli vaatleri ‘sistem değişikliği’ olan muhalefet bloku ise geçiş süreci ve çözüm önerileriyle kitleleri yeterince ikna edebilmiş, geleceğe dair umut yaratabilmiş değiller. Bazı araştırmalara göre toplumun yüzde 60’nın muhalefetin önerdiği sistemden haberi bile yok…

Exit mobile version