“YER gök kırmızı beyaz” diyorlarsa da.. Son güne kadar bayrak falan asılmadı şehrin görünür yerlerine.
İlkokullardaki kağıttan bayraklarla süslenmiş sınıfları andıran bir iki ‘görüntü’ dışında…
Refüjlerdeki direklerde falan, ne yalan söyleyeyim reklam afişleri asılıydı.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki palmiyelere sardıkları led ışıkları bile yakmamışlardı!
Anıtta tören, resmi geçit ve rutin resepsiyon programların ötesinde, tüm şehri harekete geçirecek bir Cumhuriyet’in 100. Yılı etkinliği düşünülmedi.
Yine “yapsak mı yapmasak mı” diye düşünürlerken.. Her zamanki vosvogenli, motorlu panoramik şehir turu yine imdada yetişti.
Ertesi gün bir baktık ki, gerçekten de her yeri bayraklarla donatmışlar!
Son ana kadar Filistin öncelikliydi gündem. Maksat, siyasal iktidarın kendi tabanının konsolidasyonuydu. Milyon kişiyi meydana toplayıp İsrail’in Filistinli sivillere yaptığı zulüm ve vahşet kınanmalıydı.
Nereden baksak bir aya yakındır sürüyor bu vahşet. Cumhuriyet arifesine miting sıkıştırmak, 100. Yılı ikinci plana atmak anlamındaydı.
Beri yanda, konsolide edemedikleri bir cumhuriyet cephesi!
Hani seçim yaklaşıyor, sıkıntı olmasın.
Bir talimat verilmiş, bir emir komuta gerçekleşmiş olmalı ki.. Ülkenin ve bu vilayetin her köşesinde kutlamalar, şenlikler, bayraklar…
Maşallah ülkeme.
Allah zeval vermesin. Cumhuriyete sahip çıktık işte.
***
CUMHURİYETE kızan da çok bu ülkede. Atatürk’ün adını ağzına almayan Diyanet İşleri Başkanı’ndan tutun da.. Bu memleketin bir ilçesindeki belediye başkanının ağzından çıkan, “cumhuriyet bu milleti bir gecede cahil bıraktı” şeklindeki öfkeye kadar..
Neler neler…
Oysa cumhuriyet, aydınlığı ve çağdaşlığı yaşama geçirmek için yapılan devrimin ilk adımıydı.
Tebaadan bir ulus yaratmak, onu medeniyetlerin yarışında öne çıkarmak, onurlandırmak, bilinçlendirmek, özgür kılmak kolay iş miydi yani?
Hani Türkçe konuşup Osmanlıca yazıyordu bu yurdun insanları.. Eh, onların da okumuşu, mektep görmüşü, yazıp çizeni İstanbul’dan öte geçmiyordu ki.. Kaybedilen topraklardan geriye kalan ve paylaşım savaşında müstevlilerin “orası senin, burası benim” diye öleşmek istediği Anadolu’nun yoksul halkı genel itibarla cahil cühela değil miydi?
Cumhuriyet, onlara göre bu milleti bir gecede cahil bıraktı; ama ilk on yılda okur yazarı çoğaldı memleketin.. Yeni mektepler, ilim irfan yurtları açıldı.. Şehirler, kasabalar yeniden imarlandı.
Toprak neşelendi toprak, ziraat hamleleriyle.
Eğitimden sağlığa, sanayiden tarıma kadar nice alanda yapılan devrim, topyekün kalkınma ortamı oluşturdu.
Otuz sekizden sonra kemir kemir kemirmeye başladılar ülkeyi. İçeriden ve dışarıdan değişik atraksiyonlarla, kalkışmalarla, cumhuriyet devrimini ortadan kaldırma planları yaptılar uzun vadeli.
***
BURAYA kadar getirdik cumhuriyeti.. Yüzüncü yıla eriştirdik.
Bu yüz yıllık süreçte, o kadar çok şey yaşadık ki aslında.. Hani insan ömrü ortalama yetmiş – seksen yıl ya; biz cumhuriyet çocukları bin yıla sığacak hadiselerin içinde yoğrulduk.
Ne yapayım, liste hazırlayıp tek tek yazayım mı şimdi yaşadıklarımızı?
Zaten biliyorsunuz.
Başınızı ellerinizin arasına alıp az biraz düşünceye daldığınızda, “gerçekten de bin yıla sığacak olay ve olgunun içinde büyüdük” diyeceksiniz.
***
BUGÜN aslında farklı bir yola evrilmiş cumhuriyet süreci yaşıyoruz.
Değerlerinden ve kazanımlarından koparılmaya çalışılan, iş başına gelen siyasal iradelerin kendi değerleri üzerinden dönüştürmeye çalıştıkları bir cumhuriyet.
Bazen öyle ileriye gidiliyor ki, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile dahi hesaplaşmalar yapılıyor, yaşanıyor!
***
HER şeye rağmen, cumhuriyetin yüzüncü yılında bu halkın coşkusunu sokaklara yansıttığı o büyük yürüyüşler, fener alayları, bayram kutlamaları unutulmazdı.
Ne bayramlar gördük bugüne kadar; örneğin Balıkesir’deki fener alayından örnek verirsek, böylesini ilk kez gördük diyebiliriz.
İlçelerde dizi dizi kutlama programları, konserler, yürüyüşler, fener alayları, gösteriler.
Tüm bunlar, bir tarafa evrilip dönüştürülmeye çalışılan cumhuriyetin öz değerlerine bu halkın sahip çıktığının göstergesi.
Cumhuriyet varsa özgürlük var.
Eşit yurttaşlık var.
Bağımsızlık var.
Çağdaşlık var.
Muasır medeniyet hedefi var.
Cumhuriyete sahip çıkmak, onu yeni yüzyıllara eriştirmek hepimizin görevi.