Hayvanlar aleminden en son haberler

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 

4 EKİM Hayvanları Koruma Günü ya..

Eh, biz de sokaktaki canlar için çarpan bir yüreğe sahibiz.

Öyle olmasa, altı yedi tane kedi, bir o kadar köpekle niye meşgul olalım?

Ya da yolda karşılaştığımız aç, bitap, halsiz, çaresiz kedi köpeği görünce niye cızz etsin bir yerlerimiz?

Pandemi yasaklarında, sokaktan uzak kalmamak için köpek sahiplenenleri gördük..

Hane halkı, sırayla gezmeye çıkarıyordu hayvanları.

Maksat köpeciğe hava aldırmak, çişini kakasını yaptırmak değil; ev hapsinden yırtmaktı tabi.

Hele bizim karşı apartmandaki komşunun beslediği kendi küçük, sesi büyük bir köpecik vardı ki.. Günde sekiz – on tur gezmeye çıktığı için yüksek perdeden havlayarak isyanını dile getiriyordu hayvancık!

Pandemi bitince, öyle sanıyorum ki bu örnekteki gibi niceleri o hayvancıklarla olan dostluğuna son verdi… Meselâ o köpeciğin havlamalarını duymuyoruz nicedir!

 

***

 

KANLI İSHAL, GENÇLİK HASTALIĞI, ŞİMDİ DE UYUZ…

ÇOK DERTLİYİZ ÇOOOK!

DEREÇİFTLİK köyü asfaltına terk edilmiş üç köpek yavrusu gördüydük aylar önce. Gelip geçerken besledik falan. Bu kesmedi, paketleyip köye götürdük. Yuva yaptık onlara.

Biri gençlik hastalığından gitti. Öteki ikisi yaşıyor.

Ölen yavruyu tedavi için Büyükşehir’in barınağına götürmüştük. Ertesi gün “öldü” dediler.

O kadar rahat, kolay ve ruhsuzca söylediler ki…

Diğer iki yavrunun Akbaş kırması olduklarını sonradan öğrendik. Hoş, bizim için cins, ırk, erkek, dişi fark etmiyor.

Can taşıyorlar sonuçta.

Üç ayı geçti, iki yavruyla cebelleşiyoruz.

Kanlı ishal, sonra gençlik hastalığı derken.. Ateş ve Poyraz adını verdiğimiz yavrucuklar yemeden içmeden kesildi.. Öksürük, ateş, halsizlik hepsi bir arada.

Götür veterinere, götür hayvan hastanesine.. İlacıydı, serumuydu derken günler boyu rutinimiz oldu bu iş.

Azmettik, “bunlar ölmeyecek, yaşatacağız” dedik.. Hastalıktan kurtardık Ateş ve Poyraz’ı.

İyileştiler diye sevinirken uyuz kapmasınlar mı?

Eyvah eyvah!

Veteriner Fakültesi’nin çevresinde çok fazla başı boş köpek dolaştığını söylüyorlardı; muhtemelen getir götür yaparken kaptılar uyuz mikrobunu.

Yine ilaçlar, yıkama yağlama, kremleyip pudralama falan…

İşi gücü bıraktık yine; iki yavrunun sağlığına kavuşması için çırpındık.

Bir görecektiniz hallerini.. Tüyler döküldü, bembeyaz hayvanlar kıpkırmızı kesildi.. Her yerlerinde uyuzdan kaynaklanan yaralar oluştu.

İlaçlı sularla yıka, antibiyotikleri yedirmek için çabala, yaralarına merhem sür, kurusun diye pudra serp.. Yatıp kalktıkları kulübeleri ve çevresini ilaçla, temizle.. Yetmez; veterinere götür, hastaneye taşı… Benim araba hasta nakil aracına döndü!

 

***

SUSKUN’UN BEBİŞLERİ OLDU!

HEM DE BEŞ TANE BİRDEN…

BU arada Suskun ve Dogi’ye uyuz bulaşmasın diye yerlerini ayırdık, yavrulardan uzaklaştırmaya çalıştık falan.

Çok şükür ikisine de bulaşmadı.. Sağlıkları yerinde.

Dogi de, bizim bahçeye terk edilen beş yavrudan geriye kalan köpeğimiz.

Onlar da benzer hastalıklar yüzünden ölüp gitmişti. Arkalarından çok ağladık.

Dogi, beş kardeşin en cılızı, en savunmasızıydı. Şimdi gelin görün bir de; benim kadar oldu!

Ya Suskun?

O özgür takılmayı seviyor. Sımsıkı bağlı tasmasını bile çıkarıp attı boynundan; bağlanmayı sevmiyor. Kışın üşümesin diye odunlukta yer yapmıştık Suskun’a.. Kapının demirlerini dişleriyle açıp çıkmış!

Sonuçta, O’nun istediği oldu.

Ötekiler bahçede, Suskun bahçe kapısının dışında… Duvarı var, demir kapısı var, dikenli telleri var bahçenin.. Suskun’a dayanır mı? Bir şekilde girip çıkıyor yine. Mamasını yiyor, suyunu içiyor, sonra…

Sonrası kaşla göz arasında hamile kaldı yaz başında. Önceleri fark etmedik; memeleri ve karın bölgesi büyümeye başladığında anladık ki, bizim Suskun anne olacak!

Daha dün yavruydu oysa… Köyde peydahlandığında küçücük bir şeydi.. Açlık ve bakımsızlıktan ölecekti neredeyse. Arka ayaklarının üstünde duramıyor, tir tir titriyordu yazık.

Suskun için sabah akşam köye taşındık aylarca. Yedi, içti, semirdi. O bizi sevdi, biz O’nu.

Doğurdu doğuracak diye beklerken haber geldi..  Tam beş yavru birden!

Vay anam…

Köyün içinde metruk bir evi ayarlamış kendine.. Yerini hazırlamış.. Orada doğurmuş yavrularını.

Yanlarından ayrılmıyor.. Sürekli emziriyor. Karnı acıkınca bahçeye gelip mamasını tıkırdatıyor, sonra koşarak yavrularının yanına gidiyor.

Bebişleri sorarsanız; ikisi siyah beyaz benekli şeyler.. Diğer üçü kahverengi siyah karışımı.

İki üç gün önce gözleri açıldı bebişlerin.. Suskun iyi besliyor yavruları. Memeleri sütlensin, bebişleri daha güzel doyursun diye neler neler yapıyoruz Suskun’a özel.

Bu kere Dogi fesatlanıyor!

Suskun’u beslerken bir bakışları var ki; konuşmasa bile, gözlerinden ne demek istediği anlaşılıyor.

Bir de küsme huyu var Dogi’nin.. Kızdırırsanız, gerisin geri dönüp kulübesine kapanıyor.

 

***

YA KEDİCİKLER NE DURUMDA?

BİZİM köpekler alemi böyle de.. Ya kedicikler?

Hayvanları Koruma Günü vesilesiyle onlardan da bahsedeyim az biraz.

Eftelya, Bahattin’in zulmüne dayanamayıp evi terk etmişti aylar önce. Bahattin ve Paşa ile mutlu mesut yaşayıp gidiyoruz evde. İki erkek kedi; ikisi de kendi yaşam alanları için egemenlik mücadelesi veriyor. Paşa şimdilik mağlup; Bahattin “evin baş köşesi benim” diyor!

Gazetedekilerin de selamı var bu arada…

Karakedi, Neriman, Tırsık ve Aşil’le cebelleşiyoruz akşama kadar.

Tırsık’a hâlâ dokunup sevebilen yok… Adı üstünde tırsık!

Karakedi ağır abi takılıyor artık; ötekilerle pek ilgilenmiyor.

Neriman şu sıra çok uyukluyor… Aşil ise sevgi arsızı.. Severken yorulur mu insan! Aşil yoruyor…

Sabahtan akşama kadar okşayıp sevin; “haydi durma, devam et” diye gözünün içine bakıyor insanın.

 

***

YENİ BİR TEDAVİ MERKEZİ KURULACAK…

SOKAKTAKİ canlara gelince.. Bagajda mama bulundurmaya çalışıyoruz.

Elimizden geldiğince besliyoruz onları. Evsel yemek artıklarına ulaşamıyorlar, çünkü konteyner kapakları genellikle kapalı duruyor. Bizim gibi hayvansever vatandaşlar ellerinden geldiğince bir şeyler veriyor yesinler diye.

Belediyelerin bu konuda daha aktif olması gerekiyor. Yani bu işi görüntü faslında yapmamak lazım.

Sürekliliği olmalı.

Ayrıca Büyükşehir Belediyesi Altıeylül’de yeni bir tedavi merkezi yapacağını duyurdu. Yaralı ve hasta durumdaki sokak hayvanları için hizmet verecek. Ayrıca rutin aşılama ve kısırlaştırma işlemleri de yapılabilecek.

Sevindik…

..ve fakat dedik ya, görüntü olmasın, poz yapmasın başkanlar. Önemli ve gerekli bir belediyecilik hizmeti bu da.

Bir de barınaklarda bekçisinden bakıcısına, veterinerine kadar, içinde gerçekten hayvan sevgisi olan arkadaşlar görevlendirilsin.

Tedavi için bıraktığımız bir köpeğin veya kedinin akıbetini sorduğumuzda, ruhsuzca “öldü” demesinler!

Sen Belediye yönetimi olarak sokaktaki canların beslenmesi, tedavisi, barınması için yatırım yapıyorsun.. Orada görevlendirdiğin parti torpillisi eleman bir tavrı, bir davranışıyla her şeyi yerle yeksan edebiliyor.

Dikkat etmek lazım.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
Hayvanlar aleminden en son haberler
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!