HARBİDEN SESSİZ ŞEHİR BURASI…

BÜYÜKŞEHİR’in Genel Sekreteri “sessiz şehir” hedefinden söz etti ya, şu elektrikli otobüs mevzuunda.

Ha işte, geçen gün Büyükşehir Belediyesi’nin yanındaki Çaycı’da oturduk birkaç arkadaş.. Dereden tepeden, elektrikli otobüs işlerinden falan konuşuyoruz.

Billahi dekikodu yapmıyoruz.

Biri dedi: “E bu şehir zaten sessiz…”

Nasıl yani?

“Tarım bitti, hayvancılık bitti, yatırım yok, ekonomi bitap, istihdam alanları açılmadı.. Balıkesir’in genel manzarası bu. Böyle bir ortamda herkes kabuğuna çekilmiş, hiç kimse konuşmuyor. Sessiz bir şehiriz yani…”

Doğru mu, doğru.

Eskiden iş dünyası çok sık konuşurdu meselâ.

Olur olmaz her mevzuda demeçler verilir, açıklamalar yapılır, bültenler yayımlanır, toplantılar düzenlenirdi.

Odalar, işadamı dernekleri, platformlar falan.

Bireysel çıkışlar yapanlar da olurdu, özellikle iş dünyasından.

Şimdi Oda Başkanı’nı arıyorsun, “ne diyeyim ben şimdi, en iyisi bir şey söylemeyeyim”diyor.

İş dünyasının esas oğlanlarına salma çıkarıyorsun..

“Bir şey söylemeyelim, yanlış anlaşılır” modundalar.

Çekiniyorlar.

İş aleminde vaziyet vahim.. Ama, “her şey çok güzel gidiyor” havası esiyor.

Eskiden Balıkesir’in sorunlarını konuşurlardı.. Çözüm yolları ararlardı.. Projeler üretirlerdi.. Ortak çalışmalar yaparlardı.

Yaşadıkları şehri seven insanlardı hepsi. “Balıkesir için ne yapabiliriz” sorusuna yanıt aranırdı falan.

Esnaf odaları vardı, şimdi de var.

Esnaf ve sanatkarın hali pür melali konu edilirdi. Talepler sıralanırdı.. Sorunlar anlatılırdı.. Taksicinin ayrı, fırıncının ayrı, tuhafiyecinin ayrı, terzinin ayrı derdi vardı.. Bunlar dillendirilirdi.

Gazetelerde, bu şehir için kafa yoran adamlar yazardı.

Manşetlerde siyasi dedikodulardan çok Balıkesir’in sorunları konu edilirdi.

Gazeteciler kapılardan çevrilmezdi.

Bürokratlar silik ve sinik değildi. Halkın içinde olurlardı. Her platformda baş köşede yerlerini alırlardı.

Şimdi hepsi birden sessizliğe gömülü.. Çıtları çıkmıyor.

Yaptıkları tek şey, varlıklarını korumak..

..ve bu şehirdeki dedikoduları takip etmek.

Korkan, çekinen, fikrini söyleyemeyen, eleştiremeyen, kendi alanında yaptığı çalışmaları paylaşmaktan erinen.. Susmayı tercih eden..

Böyle işte. Bu haldeyiz şimdi.

Balıkesir hiç konuşulmuyor.

Hiç bir platformda, hiç bir yerde konuşulmuyor.

Yarım kalan projeleri hiç kimse dillendirmiyor.

Balıkesir’in yakın ve uzak hedefleri yok.

Kimliksizliğine çözüm arayan falan da yok.

Örneklerle öyle bir uzatırız ki yazıyı, okumaktan sıkılırsınız.

O yüzden uzatmayalım.

 

***

BU şehrin hayalleri yok maalesef. Eskiden vardı. Kalmadı.

Kentsel gelecek pek umurunda değil milletin.

Siyasi jargon değişti.. Eskiden siyasetçi dediğin bir umuttu, çözüm yeriydi.

Şimdi sosyal medyadan sanal siyaset yapıyorlar.

Etliye sütlüye karışmıyorlar.

Muhalefet vardı, çatır çatır.. Şimdikiler öyle mi?

Bu şehirde muhalefet var mı Allah aşkına?

Balıkesir’i birkaç kişi konuşuyor.. Birkaç kişi karar veriyor.. Birkaç kişi yönetiyor.

Onların ufukları ne kadarsa, bizimki de o kadar olmak zorunda öyle mi?

 

***

SESSİZLİĞE gömülüp olanı biteni oturduğu yerden izlemeyi yeğleyenler..

Sadece siyasi dedikodulardan besleniyorlar.

Sağda solda, kafede lokantada, dükkanda ofiste, evde işyerinde, her yerde siyasi dedikodular.

Fısır fısır.. Fısır fısır…

Yazık oluyor Balıkesir’e.

 

 

*******************

 

 

Genel Sekreter

Mehmet Gürbüz

siyasete soyunabilir artık

 

ELON MUSK’a ve TESLA’sına posta koyan Büyükşehir Belediyesi’nin Genel Sekreteri Mehmet Gürbüz..

“Yüz seksen adet elektrikli otobüs alımı için davet yollamıştık; canlı yayında uyuşturucu kullandı, biz de davetimizi geri çektik” açıklamasını yaptıktan sonra..

Tüm haber siteleri, gazeteler, kimi televizyon kanalları, mevzunun önünü arkasını hiç araştırmadan lök diye yayınladılar ya.

İşte gördünüz gazeteciliğin ne hale geldiğini.

Haberi yapıyorsun iyi de, hiç mi sormazsın, hiç mi sorgulamazsın, hiç mi araştırmazsın.

Mesela sor: “TESLA elektrikli otobüs üretiyor mu birader?”

Meselâ söyle: “Hükümet Amerika ile kavga ediyor, ABD menşeli malları almayın çağrıları yapılıyor, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ABD’li şirketle elektrikli otobüs işi planlıyor…”

Meselâ anlat: “Yerli ve milli markalar önceliğiniz madem, ne demeye Amerikan şirketine davet yolluyorsunuz?.. Ayrıca ABD malları boykot edilirken siz sadece uyuşturucuyu bahane edip davetten vazgeçiyorsunuz.”

Allah’tan CHP Milletvekili Ahmet Akın mevzuya atlayıp buna benzer şeyleri sorup söyledi de..

Hazır löpçü gazeteler en azından O’nun ağzından mevzunun eğrisini doğrusunu az çok öğrendi.

 

***

BÖYLE şeylerde sosyal medya daha zeki ve pratik.

Gazetelerin sorup söyleyemediğini, sosyal medyada herhangi bir vatandaş lap diye söylüyor.

Soruyor, sorguluyor, örseliyor, hâttâ dalga geçiyor.

Tabi sosyal medyanın hakkını verenlere sözümüz.

Bir de göt korkusuyla iki kelam edemeyenler var, iki satır eleştiri yapamayanlar var, hoşuna giden bir paylaşımı, “ne olur ne olmaz” diye beğenemeyenler var.

Neyse.

 

***

YALNIZ bir gerçeğin altını çizelim.

Genel Sekreter Mehmet Gürbüz bu mevzudan hayli PR yaptı.

Twitter’ı salladı meselâ.

Reklamın iyisi kötüsü olmaz.

Elon Musk’a posta koyan bürokrat olarak Ankara’ya da selam sarkıttı.

Koskoca CNN’de, NTV’de, şurda burda haber oldu.

Haber siteleri O’ndan bahsetti.

Gazeteler yazdı çizdi.

Bugüne kadar hiç böyle gündeme gelmemişti.

Bir anda parladı.

Akıllıca yapılmış bir PR çalışması diyelim.

Ankara görmüştür.

Yerel seçimler yaklaştıkça siyasi hesaplar yaptığına dair duyumlar alıyoruz.

Bir bakmışsınız, Maraş’tan Büyükşehir Başkan Adayı göstermişler.

Olur mu olur yani.

Exit mobile version