ERGÜN AYDOĞAN
CHP’deki parti içi yarışa geçmişle gelecek yarışı olarak bakılabilir. Bütün gözlerin çevrildiği İstanbul’da daha önce İl Başkanlığı yapan 2018’de, bugün en büyük destekçisi Canan Kaftancıoğlu’na 8 oyla seçimi kaybeden Cemal Canpolat ile 6 yıl Bahçelievler İlçe Başkanlığı yapmış 41 yaşındaki Özgür Çelik arasında.
Siyasetin klasik sözüdür ‘siyasette ebedi dostluk olmadığı gibi ebedi küslük’ de yoktur!
Siyasi mücadelede ‘siyasi ideolojik’ hat kalmayınca dün karşı karşıya olanların bugün yan yana gelebilmesi kimseyi şaşırtmadığı gibi gayet normal karşılanmaktadır. Kılıçdaroğlu’nun daha önce ‘’Sağ, sol kavramları 18. yüzyıla ait. 18. yüzyılın kavramlarıyla 21. yüzyılın sorunları çözülmez sözleri ve CHP’nin iktidar arayışını sağcılaşmada araması, sağcı isimleri Meclis’e taşıması. Bir aradalıkların ve karşıtlıkların her an değişmesini normalleştiriyor. Dün rakip olanlar bugün beraber dün karşı karşıya olanlar bir araya gelebiliyor.
Kongreye az bir süre kala delegeler üzerinde taraflar tam saha pres uyguluyor… İstanbul seçiminde oy kullanacak delegeler hayatlarının en renkli iki gününü yaşayacak! Pazar günü yapılacak kongre sadece İstanbul İl Başkan ve İl yönetim seçimi olmayacak, buradan çıkacak sonuç kurultayın seyrini belki siyasetin seyrine yön verecek. İstanbul dışındaki illerinde İstanbul’dan çıkacak sonuca göre pozisyon alma olasılığı dikkate alındığında İstanbul kongresinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
İstanbul kongresinin önemine binaen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul ziyaretleri sıklaştı. Kılıçdaroğlu her ne kadar Özgür Çelik ve Cemal Canpolat arasında eşit mesafedeyim dese de Canpolat’ı desteklediği ‘sır’ değil. Aynı zamanda Genel Merkeze yakın belediye başkanları da delegeleri kontrol altında tutabilmek için bütün güç ve imkanlarını seferber etmiş durumdalar.
Medyaya yansıyanların aksine, parti kulislerine göre, görünen 1. Bölge; Adalar, Ataşehir, Beykoz, Çekmeköy, Kadıköy, Kartal, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Şile, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar’da Cemal Canpolat önde olduğu iddia edilse de Özgür Çelik’inde ciddi destek bulacağı…
- Bölge; Bayrampaşa, Beşiktaş, Beyoğlu, Esenler, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Sarıyer, Sultangazi, Şişli, Zeytinburnu. Ve 3. Bölge; Arnavutköy, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Çatalca, Esenyurt, Güngören, Küçükçekmece, Silivri ilçelerinde, Özgür Çelik’in delege üstünlüğünü sağladığı iddia edilmektedir.
Özgür Çelik katıldığı Halk TV programında Kürşat Oğuz’un genel politikaya yönelik ısrarlı sorularına rağmen bu seçimin İstanbul seçimi olduğunda ısrar ederek genel siyasete girmekten imtina ederken…
Cemal Canpolat ise katıldığı yayınlarda, söyleşilerde daha çok genel siyasete dair söylemler üzerinden iddiasını sürdürüp ‘’Kemal Kılıçdaroğlu’nun oturduğu koltuk Atatürk’ün koltuğudur. Kemal beyi eleştirmek Atatürk’ü eleştirmektir, kimse Kemal Beyi eleştirmemeli, yıpratmamalı’’ sözleri çok tepki çekti. Sonra her ne kadar bu sözleri bu maksatla söylenmediğini iddia etse de kamuoyu bu sözlerden rahatsızlık duydu.
Birileri de şimdi R. T. Erdoğan’da kalkıp derse ki ‘’Benim oturduğum koltuk Atatürk’ün koltuğu, beni eleştirmek Atatürk’ü eleştirmektir, beni eleştiremezsiniz’’ derse ne diyeceksiniz dedi. Haksız bir soru değil!
Ayrıca Canpolat’ın başarısını vurgulamak için kendi dönemindeki referandumda aldığı oyların, Ekrem İmamoğlu’nun AKP’yi 25 yıl sonra yendiği seçimlerdeki oylardan fazla olduğunu vurgulaması da anlaşılabilmiş değildir. Canpolat’ın İmamoğlu kıyaslaması, kendi başarısını öne çıkarmak isterken partisinin belediye başkanının başarısını küçümser bir tavır olarak anlaşılmıştır.
CHP’nin oldukça sert geçen kongreler süreci siyasetin geleceğinde yeni ufuklar mı açacak yoksa parti içi kısır mücadeleler toplumun gerçekliğinden kopuk devam mı edecek. Çok sık vurgu yapılan Z kuşağını anlayacak kadrolar ve yeni siyaset aklı mı geliştirecek yoksa ‘toplumun kendilerini’ anlamadığından hareketle, topluma rağmen siyaset yapmaya devam mı edecek.
Galiba isimlerden bağımsız Pazar günü yapılacak seçim ‘geçmiş ve gelecek’ arasında bir yarış değil, bir tercih olacak!
Umulan o ki, halkın gündeminden düştüğü iddia edilen CHP yeniden halkın gündemine girecek siyaset anlayışıyla geleceğine yön verecek siyaset anlayışını oluşturur.
‘’Her gün aynı elbiseyle dışarı çıkmaktan utanan insanlar, neden her gün aynı düşüncelerle dışarı çıkmaktan utanmazlar ki?’’ Fahrian Berotti.