Emanet şehir Balıkesir!

BÜYÜKŞEHİR yönetimi, her boşluğu bu tür yazılarla, logolarla, resimlerle doldurmak niyetinde mi yoksa? Boşluğa tahammülsüzlük bir nevi.

emanet-şehir-balıkesir

 

‘EMANET’ sözcüğünü, restorasyonun devam ettiği Orduevi binasını çevreleyen reklam panolarında gördük ilk.

Orası müze yapılacak. Geçmişin emanetleri sergilenecek.

‘Emanet’ ne demek?

“Geri alınmak üzere, geçici olarak bırakılan; teslim alanın koruması gereken eşya, vesaire…”

Bu sözcüğü şimdi de Büyükşehir Belediye binasının giriş kapısında görüyoruz.

‘Balıkesir Emanettir’ yazıyor!

Yani, “biz şehri emanet aldık, teslim edene kadar koruyacağız…”

Böyle mi anlayalım?

Eh, öyle anlamak lazım elbet. Yoksa, sırf boşluk dolsun diye çakmamışlardır o altın varaklı kabartma yazıları!

Ana girişte, yine kabartma bir yazı:

“Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır!”

Atatürk’ün portresi ve imzası eşliğinde.

“Biz vatanımızı çok seviyoruz, işimizi en iyi şekilde yapıyoruz” demek istiyorlar.

Bunun böyle olduğunu ille de vatandaşın gözüne sokmak gerekmiyor tabi.

Görevini en iyi yapanla, yapmayanı ayırt edebiliyor bu vatandaş. Binaların girişlerine kocaman harflerle yazmak şart değil.

 

 

BÜYÜKŞEHİR yönetimi, her boşluğu bu tür yazılarla, logolarla, resimlerle doldurmak niyetinde mi yoksa?

Boşluğa tahammülsüzlük bir nevi.

Öyle ya canım, binanın giriş katındaki camlara, kapılara, her yere birer kalp yapıştırdılar.

Dış cephede cam çok… Her cama, her kata üçer beşer yapıştırın!

Ya da binanın Mekik Sokak’a bakan kısmına boydan boya kocaman bir ‘Ahmet Akın kalbi’ monte edin.

Kabartma olsun, altın varaklısından.

Onu da, “kalpleri Balıkesir için atıyor” şeklinde anlarız.

 

***

BİTTABİ, bu işi çok abartmamak lazım artık. Bu biraz, “arap yağı bol bulunca…” muhabbetine benziyor.

Önü para, ardı para sonuçta. Bedava mı yapıyor tabelacılar?

Hani, 2 milyarı bulan araç kiralama işlerinin yanında, bu kalpler, kabartma yazılar, reklamlar falan devede kulak, kulakta piredir falan ama…

Masraf sonuçta.

 

 

**********

 

Çamlık Onhann Gurme’yi çok beğendik nitekim

 

AVLU’da bir tane Onhann Gurme var; iki – üç kez gittik. Geçende kahvaltı faslında bir eleştirimiz olmuştu oraya dair.

Menüsü fena değil; bildiklerimizin dışında ekstra bir çeşit yok ama, aradığınız tadı bulabiliyorsunuz.

Akşam faslında duman dumana gidiyor ortalık. Havalandırma sistemi çalışmıyormuş; ızgaradan çıkan duman içeride birikiyor. Hem öyle böyle değil; dışarıdan gören yangın var zanneder!

Büyükşehir Belediyesi şimdi de Çamlık’ta, Kütüphane binasının az berisinde, nicedir boş duran asma katlı, yüksek tavanlı, mimarisi güzel yapıyı Onhann Gurme’ye dönüştürdü.

Geçen hafta arkadaşlarla akmak yemeği için gittik. Henüz resmi açılışı yapılmasa da hizmet vermeye başlamış.

Yukarıdaki kapıdan giriyorsunuz, alt kattaki salona iniyorsunuz. Girişteki asma kat bölümüne de masalar konmuş; isteyen orada yiyebiliyor yemeğini.

Mobilyalar özel seçilmiş. Masalar, sandalyeler, oturma grupları falan.. Özenli ve işi bilen birinin elinden çıkmış belli.

Zaten yapının mimarisi kendisine çekiyor sizi. Balıkesir’de böyle mekanlar bulmak zor; lüks demeyelim ama, mekanın iç dizaynı kendinizi değerli hissettiriyor.

Mutfak kısmı da yemek salonuyla aynı katta. Buna rağmen Avlu’daki gibi dumanlı bir ortam yok; yemek kokuları gelmiyor.

Isıtmayı salon tipi klimalarla yapıyorlar. İçerinin sıcaklığı gayet iyi.

Aydınlatma için tercih edilen avizeler de hoş durmuş; duvar aplikleri falan iyi tercih.

Ben saç kavurma sipariş ettim; arkadaşlar farklı tercihte bulundular.

Avlu Gurme’deki saç kavurmayla, Çamlık’taki arasında hayli fark vardı. Sebzeli saç kavurmayı bonfileden yapıyorlar Avlu’da. Çamlık’ta buttan doğramışlar; sebzeleri çok kavurdukları için yanmış, et ise lastik gibiydi.

Servisi beğendik; etrafınızda pervane oluyor garson arkadaşlar.

Merdivenlerden salona inerken, yeni yıl balosuna gelmiş gibi hissediyorsunuz.

Salata ve meze türü yiyecekler de var menüde; tatlarına baktık, gayet güzeldi.

Yapının dış kısmındaki kayalık bölüm ve üstündeki çam ağaçları da, dış aydınlatma sistemiyle farklı bir hava oluşturmuş. Doğallığı korumuşlar, hoşumuza gitti.

“Tek eksik ne” diye sorduk arkadaşlarla birbirimize…

Bulduk!

Hani öyle bir mekan yapmışsın, insan kendini değerli hissediyor. Masayı donatıyorsun, bir yandan yemek, bir yandan sohbet muhabbet falan.

İki kadeh bir şey içmek istiyor canı.

Su var, ayran var, kola, gazoz, meşrubat… Acılı acısız şalgam…

Anladınız siz onu.

Bugün saat 14.00’de açılışı yapılacak mekanın, kurdelesi kesilecek.

Hayırlı uğurlu olsun Balıkesir’e.

Bu tür mekanları çoğaltalım.

Selam ederim.

Exit mobile version