12°
Diyanet işleri Başkanı (DİB)
DİB dibe vurdu. DİB’in dibi çıktı. DİB’in başında olduğu kurum TC bütçesinden aldığı büyük paralarla devlete yük oluyor. Başta milli eğitim olmak üzere kendi emellerine uygun, lâik Cumhuriyet’e ters faaliyetlerde kullanılıyor. Milli Eğitimi yönetenler DİB’le imzaladıkları “eğitim protokolleri” ile lâik eğitimi sabote ediyorlar.
DİB Mustafa Kemal’in adını anmak bir tarafa her fırsatta O’na saygısızlık yapıyor. Kendisini O’na“alternatif görmek” mi istiyor? Gücü de yetmez, kapasitesi de. DİB’in alternatifi ancak başka bir DİB olabilir.
Vermeyince mabut, neylesin Mustafa Kemal!
***
Ekonomi
“Nas” fos çıktı. “Faiz haram” dediler, dini ekonomiye alet, bilime ihanet ettiler.
Önce doları, ardından enflâsyonu uçurdular. Marketlere gözdağı verdiler, müfettişler gönderdiler hesap sordular! Marketler de ‘takmadı’, fiyatlar da…
Bankada parası olanları eksi faizden kurtarmak için kur garantisi verdiler. Yerli ve milli paraya yüz vermediler. Devletin Hazinesi’nde bir delik daha açtılar.
Bitkisel hayata soktukları ekonominin maliye Bakanı Nebati’yi borç para bulmak için Avrupa’ya gönderdiler. Cumhurbaşkanı da Araplarla barışarak ekonomiye kaymak bulmak için ayaklarına gitti. Ancak, elleri boş döndüler.
Ekonomi çökerken “yeni ekonomi modeli” bulundu! Üretim, istihdam ve ihracat artacak, cari açık azalacak dediler. Tersi oldu.
Çöküş sürerken güdümlü kurumlar; Merkez bankası ile TÜİK’e “başkan” dayanmadı!
Beş ay sonra dolar yeniden “take off” yaptı. 16 TL’yı geçti. Aralık ayındaki rekorunu egale etmesine az kaldı. Gerekçe yolda: “Türkiye’nin yükselmesini istemeyen dış güçler…”
Artık tutunacakları tek dal var: ‘milli irade’. “Milli İrade mahcup etmez” diye düşünüyorlar. Yanlış sayılmaz. Yirmi yılda hiç mahcup etti mi ki?
Düşünen Adam
