Finansbank’ın kurucularından başarılı iş insanı ve yazar Ömer Aras iş hayatından tecrübelerini paylaştığı “Deneyimler” adlı kitabında “kariyer ilerledikçe CV. ‘de yazılanların önemi azalır, yazmayanların önemi artar der. Ömer Aras’ı tanımadan önce ben de iş hayatında yaptığım gözlemler neticesinde bu gün de eğitimlerde anlattığım şu kanıya sahip olmuştum. “İş hayatındaki başarının % 40 ı mesleki bilgi ve beceriyle ilgilidir. Geri kalan % 60’ı insan ilişkileriyle ilgilidir.” İnsanları CV.leri üzerinden işe alırız ama onların işyerindeki başarılarını mümkün kılan şey özgeçmiş bilgileri ya da eğitim geçmişleri değil ama onları iş hayatının sosyal ekosistemi içinde kullanma becerileridir.
Zaman ilerledikçe ve bir uzmandan, bir mühendisten bir yöneticiye evrildikçe mesleki bilgi karşısında ilişkinin ağırlığı % 20 -% 80 dağılımına doğru kayar. Yani bütün önemli yöneticiler, CEO’lar Genel Müdürler aslında birer ilişki yöneticisidir. Aras’ın özgeçmişte yazılı olmayan ama önemli olduğunu belirttiği şeyler de iş hayatının sosyal ekosisteminde var olmayı mümkün kılan güven, saygı, iletişim, çözüm odaklılık, birlikte çalışabilme, etik ve tutarlılık gibi özelliklerdir.
Günümüzde bazı şirketler yeni işe alacakları çalışanlarda mesleki beceriler üzerinde çok daha az durup çalışanın şirkette güven ve uyum ile çalışabilecek bir profili olup olmadığı hususlarını inceliyorlar. Çalışanda zaten bu potansiyel varsa ve geliştirilebilecek bir çalışansa mesleği ona iş yerinde öğretiyorlar. Biz gençleri CV leri doldurmaları için koşturur CV yazma teknikleri anlatarak oyalarken aslında onların kariyer anlatılarını oluşturacak olan “özgeçmişlerinde yazılmayanlar.”
Çalışanların bir çoğu özgeçmişte yazmayanların önemini 40 lı yaşlarda keşfediyor ve geç kalıyor. Okullarla gençleri madem iş hayatına hazırlıyoruz o zaman kariyer ve iş kültürü hazırlık derslerinin eğitimin bir parçası olması gerekiyor. Böylece daha mutlu açalışanlar ve daha huzurlu işyerleri için bir farkındalık oluşturmamız mümkün olur.