Cumhuriyet haftasındayız…
Hem de öyle sıradan bir Cumhuriyet haftası değil, yüzyılda bir olan yüzüncü yıl haftası. Normalde Cumhuriyetle bir derdi olmayan siyasi iktidarın bu haftaya özel en etkili, en coşkulu, en görkemli, bugüne kadar eşi ve benzerine rastlanmayan, tüm dünyaya, bu topraklara göz dikmiş emperyalizme, emperyalizmin mağduru olmuş mazlum milletlerde bağımsızlık coşkusunu kabartacak ‘coşkulu’ Cumhuriyet kutlamaları yapılmalıydı!
Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılında bir yıl boyunca hiç kılınızı kıpırdatmadınız. Ne bilimsel bir etkinlik, ne Cumhuriyet’le ilgili toplantı, ne bir sempozyum, ne bir kitap, ne bir konser, ne bir 100. yıl marşı, ne de Cumhuriyet’in coşkuyla kutlanacağı Ankara-İstanbul-İzmir’de bir miting, hiç ama hiçbir şey yapmadınız. Okullarda öğrencilere bile bir şey anlatmadınız, göstermediniz, gösterme şartlarını oluşturmadınız. 100. yılı yok saydınız, onun içinde Türkiye Yüzyılı diye bir şey uydurdunuz!
Yapılmalıydı diyorum, çünkü bugüne kadar bunların hiçbiri yapılmadı, yapılmıyor, yapılmayacak. Tam aksine bugüne kadar Cumhuriyet’i yok sayan uygulamaların siyasi iktidar tarafından özellikle yapıldığına tanık oluyoruz. 100 yıllık Cumhuriyet’e ‘reklam arası’ diye bakıldığı gibi!
Günler öncesinden TRT’nin Cumhuriyet kutlamalarını ertelediğini, daha doğrusu kutlamayacağı kararı tartışılırken, elbette; bu kararın siyasi iradeden habersiz alındığı düşünülmemeli…
Kamuoyu bu kutlama-ma tartışmalarını yaparken iktidar, Cumhuriyet’in ilan edilişinin 100. yıl dönümü Pazar günü. O günün tam da bir gün öncesinde, 28 Ekim’de, bir miting düzenlemeye, Cumhuriyet’in 100. Kuruluş gününün arifesinde, ‘’Büyük Filistin Mitingi’’ yapmaya karar veriyor.
Niyet okuyuculuğu falan değil, neden Pazartesi değil de Pazar? Pekala Gazze’de yaşanan işgal ve insanlık katliamına dikkat çekmek, Filistin halkına destek vermek için Pazartesi veya devam eden günlerde yapabilirdiniz. Özellikle Cumhuriyet’in 100. yılının bir gün öncesinde yapmak istemenizin normal olduğunu düşünmemizi isteyemezsiniz. Bu asla normal değildir. Cumhuriyet karşıtısınız demiyoruz ama bu tavır Cumhuriyet’e karşı bir tavırdır.
Bu tavır, Cumhuriyet karşıtı bir tavır, yaşanan katliamı din kardeşliği adı altında kendi rejimini sağlamlaştırma yolunda araçsallaştırarak sadece ismi kalan Cumhuriyet’in 100. yılını gölgelemek ve kendi kitlesini diri tutmaktır. Cumhuriyet’in 100. yılının bir gün öncesinde ‘’Büyük Filistin Mitingi’’ düzenlemenin Cumhuriyet’i gölgelemekten başka bir anlamı yoktur.
Tabi ki hiçbir şey yapılmıyor diyemeyiz, ne mi yapılıyor? Ankara Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Türkiye Yüzyılı adı altında, sanki Cumhuriyet’e ‘rahmet’ okuturmuşçasına, Cumhuriyetimizin 100. yılı ‘anma’ programı yapılıyor. Programın içeriğinde Cumhuriyet’e dair hiçbir şey yok. Ne mi var, Cumhuriyet’e ‘hatim’ indirirmişçesine Cumhuriyetimizin 100 yılında 100 Hatim Duası var! Başka ne var, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 27 Ekim 2023 Cuma günü Türkiye Yüzyılı başlığıyla, Cumhuriyetimizin 100. Yılı tüm şehitlerimiz ve gazilerimiz için ‘Hatim ve Mevlit’ programı var.
Yani 100 yıllık cumhuriyetimizi coşkuyla kutlama etkinlikleri değil, ‘anma’ etkinlikleri! Büyük bir çabayla elbirliğiyle yok ettikleri cumhuriyetimizi bari ‘hatimle, duayla analım’ etkinlikleri var!
Siyasi iktidarın siyasi politik tavrını ortaya koyan her şey var ama Cumhuriyet’in 100. yıl coşkusu yok. Her ülke kuruluş gününü, kurtuluş gününü, cumhuriyet gününü kutlar. Cumhuriyet’e inanan, kuruluşa, kurtuluşa inanan hiçbir ülke başka bir ülke ‘Gazze’deki olayları bahane ederek özel gününü yok saymaz.
Bugün emperyalizmin laboratuvarı halini alan ülkeler yabancı postallar altında inim inim inlerken Türkiye o ülkelere örnek olacak şekilde bağımsızlığını sürdürüyorsa Cumhuriyet sayesindedir. Bu Cumhuriyet, kendi elleriyle devletin her kademesine yerleştirilen, kendi yol arkadaşları tarafından yapılan 15 Temmuz darbe kalkışmasının kutlandığı gün kadar da mı kutlamayı hak etmiyor. 15 Temmuz’da yeri göğü ayağa kaldıran, devletin tüm imkanlarını seferber eden, sayısız özel etkinlikler düzenleyen siyasi anlayış Cumhuriyet’e gelince durmadan gerekçe, olmadık bahaneler üretiyorsa bunun normal olduğu düşünülemez, düşünülmemeli.
Cumhuriyet sayesinde bulundukları makamları işgal edenlerin Cumhuriyet’i yok sayması da ayrı bir paradoks olmalı…
Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP ne mi yapıyor, onun parti içi hesaplaşma, kurultay gibi başka acil öncelikleri var!
ATATÜRK: Cumhuriyet ahlak erdemine dayanan bir iradedir, cumhuriyet erdemdir. Sultanlık korku ve tehdide dayanan iradedir. Cumhuriyet idaresi erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir, sultanlık korkuya, tehdide dayandığı için korkak, aşağılık, tembel, rezil insanlar yetiştirir.