Yıllarca bu mottoyla seçimler kazanıldı. Yaşanan tüm sıkıntılara rağmen görece önceki dönemlere göre iyi zamanlar geçiren seçmen ‘evet sıkıntı ve sorunlar var ama yine AKP-Erdoğan çözer’ dedi. Ama artık bunu dedirtecek zaman çoktan geldi geçti!
Önceden çözemediği sorunlar karşısında çözümün önüne engel oluşturan devletin bazı kurumları, yapılar hareket alanımızı daralttı, çalıştırmadı, tıkadı deniyordu. Devletin yerleşik yapısı, vesayetçi anlayış deniyor; TSK, Yargı, Üniversiteler, STK’lar ve birçok gerekçe sıralanıyordu.
AKP 20 yıllık iktidar sürecinde kendi ifadeleriyle vesayetçi yapılarla ‘vuruşarak’ onları alt etti; engel olarak gördüğü bütün yapıları değiştirdi, kurumları dönüştürdü, her alanda kendi vesayetini kurdu.
Daha geriye gitmeden şahsa özel oluşturdukları sisteme destek istenirken ‘’24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra faizle şunla bunla nasıl mücadele edilirmiş görün’’ diyerek yetkiyi aldılar. Haziran 2018’de dolar 4,66’den bugün 17,36’ya geldi. Kurları tutabilmek için icat edilen KKM (Kur korumalı mevduat) bile çare olmazken Hazineye 25 milyar TL yük geldi. Enflasyon yıllık/TÜFE 15,39’dan TÜİK’e göre yüzde 73,5, resmi olmayan rakamlara göre üç haneli rakamları geçti. CDS (risk primi) 315’den 820’lere yükseldi (CDS primi 300 puan üzerindeki ülkeler aşırı kırılgan ekonomiler olarak kabul edilir). Aşırı kırılgan ekonomilerin borçlanma maliyetlerinin yüksek olması yüksek enflasyon, yüksek dış açık, zayıf büyüme, sıcak paraya olan bağımlılık gibi sonuçlara neden olabiliyor. 1 litre benzin 6,29, bugün 27,63, 1 litre mazot 5,75, bugün 30,10 TL. Ekmek 1,5 liradan 5 TL’ye çıktı.
Faiz mi? Artık faiz yok, nas var! Faiz yok deyince olmayacak kadar kolay olsa. Yıllarca en çok faiz ödeyen iktidarın yıllar sonra aklına nas geldi ‘faiz sebep enflasyon netice’ teoremi ortaya sürüldü, politika gösterge faizi 5 puan düşürülerek 14’e sabitlendi, politika faizi önemsizleştirildi ama faiz demeden en yüksek faiz ödemeye devam ediliyor; faiz yokmuş gibi davranılıyor.
Daha fazla rakamlarla kafaları karıştırmayalım. Zaten rakamların bir önemi de yok çünkü fiyatlar artık anlık değişir, fiyatlar takip edilemez oldu. Bu derece sık fiyat değişiminin sakıncası ölçü değer yeteneği kayboldu; uygun mu pahalı mı karar verilemiyor. Bir sokak ötesinde farklı fiyatlar olunca pahalı olsa bile ucuzmuş gibi gelebiliyor.
Peki tüm bu sorunların sebebi yönetenlerce içeride fatura edilecek bir yapı kalmayınca dış güçler, küresel operasyon mu, covid salgını mı veya Rusya-Ukrayna savaşı mı? Elbette onların etkisi vardır ama esas sorun yönetsel hatalar değil midir?
Yönetenler hatalarını kabul etmek, hatalardan ders çıkarmak yerine, sürekli değişken ekonomi politikaları ve ekonomi paketleri çözüm olmadığı halde ekonomi çevrelerince yapılan uyarılara da kulak asmıyorlar. Bilmedikleri halde biliyoruz, yönetemedikleri halde yönetiyoruz diyorlar.
Hiçbir denetim yok. Meclis, Yargı, TSK, STK, Üniversiteler, işveren örgütleri hepsi iktidarın kontrolü altında. Ülkenin önemli işveren örgütü TÜSİAD gördüğü yanlışları dile getirince, TÜSİAD başkanına denilmeyen laf kalmadı bizzat cumhurbaşkanı tarafından her türlü tehdide maruz kaldı.
Bir de en komiği sanki 20 yıldır yönetenler yönetmiyormuş, sorunları çözmelerinin önünde herhangi bir engel varmış gibi; çözerse Erdoğan-AKP çözer demeleri. AKP-Erdoğan 20 yıldır iktidarda, 4 yıldır da Erdoğan tek söz sahibi, tek yetkili. O halde bugün yönetenler çözebiliyorsa neden çözmüyor, bugün çözemeyen yönetenler yarın ne olacakta çözecek, bugün yapamadığını yarın nasıl neyle yapacak. Bugün neyi yapamıyor, yapmasının önündeki engel nedir. Bu gök kubbede 20 yıldır söylemediği, yapmadığı ne kaldı.
Bu iktidardan önce Türkiye G-20 ülkeleri arasında 16’ncı sıradaydı, 2021 yılında ‘dünyanın en büyük 20 ekonomisi’ liginden 21. Sıraya geriledi. Güya 2023’de ‘’en büyük 10 ekonomi olacağız’’ deniliyordu, görünen o ki 2023’de 23. Sıraya düşeceğiz. Bu anlayışla bırakın 10’u, 16’ncı sıralara gelebilmek bile uzun yıllar alacak.
Kısaca açıklanan ekonomi paketlerinin kaçıncı olduğunun sayısı akılda kalmayacak kadar çok. En son açıklanan YEM (yeni ekonomi modeli) den bugüne dokuz ay geçti sonuç; son 10 yılın en yüksek cari açığı, son 20 yılın en yüksek enflasyonu; umutlar gelecek yeni ekonomi paketinde!
Sonuç mu, çözerse, yaparsa AKP çözemez, yapamaz. Çözecek ve yapabilecek olsa elindeki sonsuz yetkiye göre çoktan yapar. Yapamıyor, yapamaz. Programı, planları, projeksiyonu bu kadar şaşan, tutmayan yönetim anlayışı özel sektörde yönetici olsa çoktan kovulur, kapının önüne konurdu.
ERDOĞAN’IN FARKLI TARİHLERDEKİ ENFLASYON-FAİZ VAAT SERÜVENİ…
2 Mayıs 2017, enflasyonu Allah’ın izniyle daha da düşüreceğiz, enflasyon %11,72,
24 Mayıs 2018, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden çıkartmakta kararlıyız, % 12,15,
9 Aralık 2019, 2020’de tek haneli enflasyon rakamına ulaşacağız, enflasyon % 11,84,
5 Ocak 2020, 2020’de tek haneli rakama enflasyonda, faizde gelecek, enflasyon % 12,15,
13 Kasım 2020, önceliğimiz şüphesiz ki enflasyonu süratle tek haneli rakamlara ardında orta vadeli programdaki seviyelere çekmektir, enflasyon % 14,03,
7 Nisan 2021, son dönemde bir miktar artış gösteren enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız, enflasyon % 17,14,
1 Ekim 2021, enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız, enflasyon % 19,89,
29 Ocak 2022, bilin ki enflasyonda inecek, daha düşecek, enflasyon % 48,69,
16 Şubat 2022, en önemli sorunumuz yüksek enflasyondur inşallah onunda üstesinden her geçen ay inişini görerek geleceğiz, enflasyon %54,44,
21 Mart 2022, hayat pahalılığının önüne geçmek, vatandaşımızı enflasyona ezdirmemek boynumuzun borcudur, enflasyon % 61,14,
6 Nisan 2022, hedefimiz insanlarımızın fahiş fiyat artışları ve yüksek enflasyon sebebiyle gerileyen alım güçlerini eskisinin de üzerine çıkartmaktır, enflasyon % 69,97,
6 Haziran 2022, aslında bugün bizim ülkemizde teknik anlamda enflasyon değil fiili bir hayat pahalılığı var, enflasyon % 73,50.
Çözerse Erdoğan çözer diyenler lütfen son 3 yıllık söylem serüvenine bakın, bu kadar yanılan en sonunda faiz gibi enflasyonla mücadeleden vazgeçip; enflasyon yok hayat pahalılığı var diyen anlayış mı sorunları çözecek, ülkeyi refaha kavuşturacak!
Koskoca Türkiye yönetenlerin keyfine göre ağır faturalara sebep olacak deneme yanılma tahtası değildir; ülkeye ağır bedeller ödeten ve hiçbir fatura ödemeyen yönetim anlayışına yer olmamalı.