ÇOKLU BAROYU REZAN EPÖZDEMİR’E SORDUK

İktidar oldukça kararlı, komisyondan ‘hızlıca’ geçirttiği gibi, Meclis’ten de hafta sonuna kadar ‘hızlıca’ yasalaştıracak. Bu sefer baro başkanları biraz daha uzakta Meclis’ten 1KM kadar uzaklıkta Kuğulu Parkta polis baskısından, ablukasından nefes alabildikleri kadar seslerini Meclis’e duyurma çabasındalar.
Baroların (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu nerede derseniz o Meclis Genel Kurul salonunda izleyici koltuklarında; biz her zaman cumhurbaşkanıyla uyumlu olduk açıklamalarıyla, geleceğini garantiye alacak yasanın çıkmasını yakından takip ediyor!
Her üzerinde uzlaşı sağlanmayan yasalarda olduğu gibi avukatlık-baro yasasında da şimdilik fiili saldırıya dönüşmeyen ‘ağır sözlü tartışma, atışma, karşılıklı suçlamalar’ Meclis Genel Kurulunda aynen devam ediyor.
Çoklu baro olarak adlandırılan düzenleme ile ilgili düşüncelerini kamuoyuna katıldığı TV’lerde açıklayan ünlü hukukçu Dr. Rezan Epözdemir’le telefonda yaptığımız sohbette olası kaygılarını bir kez daha dinledim. Bu düzenlemeye itirazı olanların beklentisi, çıkacak yasayı muhalefetin AYM (Anayasa Mahkemesi’ne) götürmesi ve de beklen AYM’nin bu yasayı iptal etmesi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da yasa Meclis’ten geçtiği gün AYM’ye götüreceğiz diye açıklama yaptı.

Tam bu hassas noktada çoğunun gözden kaçırdığı bir konuya ısrarla dikkat çeken Rezan Epözdemir ‘’AYM kararları geriye doğru yürümez. Yasa Meclis’ten geçtikten sonra düzenlemeye konu olan İstanbul, Ankara, İzmir illerinde (daha yasa çıkmadan hangi adla kurulacağı ilan edilen) bir veya birden fazla baro kurulursa, AYM yasayı iptal etse bile, kurulan barolar kazanılmış hak kazanacağından varlıklarını korur, defakto durum ortaya çıkar. O nedenle dava yürütmenin durdurulması istemiyle açılmalıdır’’ diyerek muhalefeti uyarıyor. Beklenen muhalefet bu istemle davayı hemen açsın.
Rezan Epözdemir’in kaygısı son derece haklı ve yerinde bir kaygı. Epözdemir ayrıca bu düzenlemenin ‘’temsilde adaleti sağlamayacağı, tam aksine temsilde adaletsizliği getireceğini, avukatlar arasında bölünme ve siyasallaşmayı getireceğini, baroların üyeliğin zorunlu kamusal bir yapı olduğunu ve bölünmüş sendikalarla kıyaslanmasının doğru olmadığını’’ ve sayısız kaygılarını dile getiriyor.
Ünlü hukukçu Dr. Rezan Epözdemir ve sayısız hukukçu, bilim insanı ve tabi ki 80 baronun sesine kulak verilir mi, verilmez, verilmeyecek. 2010 Anayasa değişiklik referandumunda da dinlemediler, reform yapıyoruz; üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçiyoruz dediler, FETÖ’nün hukukuna geçince ‘eyvah’ yanlış yaptık ‘aldatıldık’ dediler.
Karşı olduğu halde sesi çıkmayanlar… karşı olduğu halde siyaseten destek vermek zorunda olanlar… tamamen ideolojik bakış açısıyla 1969 yılında çıkan 1136 sayılı Avukatlık Kanunu yürürlüğe girdiğinden bugüne muhafazakar anlayışa karşı, aynı yeknesak ideolojik anlayışın barolarda hakimiyeti var değişmeli diyen bakış açısıyla bakanlar var.

PKK, FETÖ, BENZER KURUM VE KURULUŞLAR, ÖRGÜTLER BARO KURARMIŞ. KURSUNLAR.
Bu sözleri CHP veya başka biri söylese yer yerinden oynar. Ne vatan hainliği kalır, ne de bölücülüğü. Ama bunu AKP Grup Başkanvekili, aynı zamanda İstanbul Barosuna kayıtlı Avukat Bülent Turan söyleyince haber bile olmuyor.
Bülent Turan ‘’kanun geçerse barolar marjinalleşir’’ eleştirilerine ‘’zaten şu an bir kısmı marjinal değil mi? DHKP-C’nin eylemcisine methiyeler düzen, Diyanet’le ilgili açıklamada tüm değerlerimize hakaret eden, zaman zaman Anadolu’nun tüm ruhunu inciten açıklamalar yapan bunlar değil mi? Daha nasıl marjinal olunacak’’ dedikten sonra. Yukarıdaki cümleyi kurup ‘’Marjinalleşir baro kurarlarmış. Kursunlar. CHP’nin arkasından bize ateş edeceklerine, olmayacak örgütlere selam göndereceklerine CHP de kurtulur bunlardan. Kim ne yapıyor görelim’’ diye yanıtlıyor basının kendisine sorduğu soruları Meclis’teki basın açıklamasında.
İktidar partisinin grup başkanvekili mevcut baroları marjinalliklerle suçlayarak PKK, FETÖ baro kursunda görelim der mi. Siz devlet yönetmiyor musunuz? Varsa mevcutta böyle yasadışı yapılanmalar gereğini yaparsınız. Çok sorunlu ve tehlikeli bir açıklama.

İHTİYARİ BÖLÜNME…
Düzenlemeyi getirenlerde bal gibi biliyor ki daha yasa çıkmadan çeşitli adlar altında baro kurulma talepleri oluşmuş bile. Bölüneceklerini biliyorlar, bölünmenin önünü açıyorlar, bölünün diyorlar. Ama ‘’ihtiyari bölünmeyi tercih ettik’’ isterseniz bölünmeyin, güya siz bilirsiniz diyorlar.
Emperyalizmin klasik taktiği olan ‘’böl, parçala, yönet’’ taktiğini barolarda gururla uygulamaya geçiriyorlar.

Exit mobile version