Hayal kırıklığı yaşadığımız Serikspor karşılaşmasında ağır forvetler, yumuşak kanlı orta saha ve değişen defans dörtlüsüyle başlayan Balkesler, topa ve oyuna hakim olamadığı maçta rakibin hızlı pas trafiğine ve süratli oyuncularına teslim oldu.
Defansta bireysel hatalarımızı devam ettirdiğimiz, tecrübeli olarak addettiğimiz oyuncularımızın fiziksel yetersizliği neticesinde baskı, pres yapamadığımız, topa sahip olma ve kullanma konusunda agresif olamadığımız ilk yarıda sahada varlık gösteremedik. İki farklı skorla soyunma odasına girdiğimiz Serikspor maçının ikinci yarısına dört oyuncu değişikliğiyle başladık. Maçın başından beri ilk defa arka arkaya yaptığımız pasların meyvesini golle sonuçlandırdık. Sevinmeye fırsat bulmadan hatta saha içi gol anonsu yapılmadan yediğimiz golle gardımız düştü. Dört gol yediğimiz maçı kaybettik.
Oysa ki sahasında ve deplasmanda alınan beraberliklerle kendine gelmiş, özgüven yakalamış, Futbol Federasyonu’nun aldığı kararla tam da düştü diye lige havlu attığı anda yeniden yarışa dahil olmuş ve ümitlenmiştik.
Ayağına gelen fırsatları elinin tersiyle itme konusunda uzmanlaşan Balkesler, küme düşme yarışında rakibi olan Uşakspor’un berabere kalması ile farkın üçten dörde çıkması ve Serikspor maçında ortaya konan futbol yeniden karamsarlığa yol açmasına sebep oldu.
Mental olarak çöküş yaşadığımız bu mağlubiyet sonrasında gözler bugün oynayacağımız Sarıyer karşılaşmasına çevrildi.
Kurtuluş yolunda yeni sayfa açtığımız bu dönemde yol kazası diyebileceğimiz bu maçın ardından pes etmeden yaptığımız hatalardan ders alarak “çıkmadık candan ümit kesilmez” sözünü şiar edinerek yola devam etme dileğiyle.