BALIKESİR CHP’de 24 Eylül Pazar günü İl kongresi var.
Delegelerin yirmi dört saatlik saltanat günü!
Listeyi zarfa koyup sandığa atınca saltanat sona eriyor.
Bir atımlık barut gibi bir şey.
***
ŞUNU iyi bilmek lazım; partinin taşra örgütlerini yönetecek kadroları seçecek delegeler.
Oy verecekler, işleri bitecek ama..
Üç yıl boyunca partiyi yönetecek kadroları belirleyecekleri için, önemli bir görev bu.
Bir diğer önemi ise, 2024 Mart ayında yapılacak yerel seçimler.
Seçilecek kadrolar yürütecek süreci.
Maksat yerel seçimde kazanmaksa.. Bunu başarabilecekleri kadrolara teslim edilmeli İl Örgütü.
O yüzden yanlış tercihler, üzücü sonuçlar doğurabilir.
***
HER partide yaşanır, CHP’de de yaşanıyor: Senin delegen, benim delegem muhabbeti.
Onun şu kadar delegesi var, benim bu kadar…
O ilçede şu kadar delege, bu adaya, bu kadar delege şu adaya oy verir.
Bilmem hangi delege ağasının ‘sözünden çıkmayacak’ garantisi verenler, şunlar bunlar.
Hani yüz yıllık parti, cumhuriyeti kuran parti, Türkiye’nin laik, demokrat, aydın, çağdaş insanlarının üyesi olduğu parti ya CHP…
Gel gör ki, delege ağaları orada da var ve çoklar!
***
DELEGE dediğin, CHP gibi çağdaşlığı, aydınlığı benimseyen bir siyasi partide, hür iradesiyle oy kullanabilmeli.
E canım, kelepçe mi takıyorlar delegenin bileğine?
Kabine giriyor, hür iradesiyle oyunu kullanıyor işte.
O işler öyle olmuyor canım.
Siyaset aleminin raconunu bilen herkes, gözünün içine bakınca, kimin kimi desteklediğini bilir, anlar.
Sarraflık gibi bir nevi.
Bir de, delegeyi çarşıdan aldığı mal gibi görenler var.
“Benim adamım, benim askerim, ne dersem o…”
Kongre işlerine musallat olan bir ilçe belediyesinin askerleridir meselâ.. Normal zamanda CHP’nin önünden bile geçmezken, bir anda delege olmuşlardır… Mecbur kalmış da olabilirler.
Hâttâ üstü örtülü işten çıkarma tehditleri bile vardır belki.
Geçmişte bunları çok gördük. Yine yaşanıyor.
***
DELEGE, kimsenin askeri olmaz. Hür iradesiyle hareket eder.
Delegelik kutsal bir görevdir siyasette.
***
ÇOK adaylı İl kongresi öncesinde, kulislerde adayların delege pazarlıkları çok hızlı.
İlçe örgütlerine gidiyorlar, ilçe başkanları ve yönetimleriyle görüşüyorlar, delegeleri tek tek arayıp destek istiyorlar.
Bunda bir sakınca yok. Elbette ziyaret yapacaklar, görüşecekler, delegelerden destek isteyecekler.
Sıkıntı, parti örgütlerine hakim olup kendi istedikleri gibi yönetme gayretindeki ağaların delege oylarına irade koyması!
***
İŞİN içine milletvekilleri falan da giriyor. Kendi istedikleri kadrolar iş başında olursa, hem siyasi geleceklerini garanti altına alabilecekler, hem örgütte söz ve karar sahibi olacaklar.
Bu işin bir de kurultay boyutu var tabi.
Kim istemez ki, merkez yönetim kadrolarının seçicisi olmayı?
Önemli bir görev!
Adam genel başkanı seçecek, parti meclisini falan…
İl kongresinde, Balıkesir’in kurultay delegeleri de belirlenecek. Listenin o kısmına asil olarak ismini yazdırmak isteyenlerin pazarlıkları daha derin oluyor haliyle.
“Adayım” diye ortaya çıkıp kongre arifesinde “bu aday lehine çekiliyorum” diyen arkadaşların hesabı da böyledir.
***
ADAYLARA bakalım bir de.
Milletvekili Serkan Sarı’nın mahalle delegeleri seçiminden başlayıp şu vakte kadar sürdürdüğü desteği arkasına alan mevcut İl Başkanı Erden Köybaşı.
Serkan Sarı milletvekili adaylığı için istifa edince yerine yönetimden Köybaşı İl Başkanı olarak atanmıştı. Köybaşı kaybederse, Serkan Sarı kaybetmiş olacak. Köybaşı kazanırsa, Serkan Sarı “ben kazandım” diyecek.
Serkan Sarı, İl Başkanlığı döneminde tabanda topladığı tepkileri bertaraf edip, kongreden zaferle çıkabilecek mi, Pazar akşamı bunu göreceğiz.
Milletvekili sıfatıyla kongre işlerine fazlasıyla musallat olması, ikinci bir tepki ortamı doğurdu; bu da bir gerçek.
Köybaşı’nın listesi seçilirse, Serkan Sarı hem milletvekili, hem gölge il başkanı olarak yoluna devam edecek.
Bu arada Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın için “bizi destekliyor” iddiasıyla delegelerin yönünü kendilerine çevirmek istediklerine dair tevatürü de hatırlatmış olalım.
Bugüne kadar kongre işlerine pek karışmayan, bulaşmayan Ahmet Akın, şimdi apaçık “benim adayım Erden Köybaşı” diyor olabilir mi?
Ahmet Akın bir şeyler söyleyecektir bu konuda…
***
İRFAN BARIŞ için “her devrin adayı” diye yazdık gazetede. Ömür Boyuer ne zaman bir yere aday olsa, ön kesmek, oy bölmek için ya aday olur, ya karşısındaki ekibe yaslanır. Bu hep böyle oldu.
İrfan Barış’ta İl Başkanlığı yapacak enerji yok. Yerel seçim yükünü omuzlayabilecek dinamizm yok. Kafa koparmacıdır; Deniz Baykal – Önder Sav ekolündendir. “Kırgınlıklarımı kalbimin en derin yerine gömdüm” dedi adaylığını açıklarken. Partide kırıp döktükleriyle nasıl helalleşecek merak ediyoruz.
İrfan Barış için destek isteyen partinin eski kulağı kesikleri de aynı ekoldendir.
Partinin yararına adım atmazlar, ama partide egemen olmak için türlü yöntem üretirler.
İrfan Barış’ın il başkanlığında, yeni küskünler yaratılır; maziyi bilenler, bunun böyle olacağını da bilir az çok.
MHP’ye Balıkesir Belediye Başkanlığı’nı veren CHP İl Başkanı’dır kendisi. Yanlış tercihlerle CHP’ye fena halde kaybettirmişliği, şimdinin AK Partilisi İsmail Ok’a Belediye’yi teslim etmişliği var.
Vaktiyle İrfan Barış’ın yönetim anlayışına bayrak açanların, disiplin ve ihraçla karşı karşıya kalmışlıklarına rağmen.. Bugün il kongresi sürecinde yollarının kesişmesi ne kadar manidar değil mi!
Delege arkadaşlar kapalı kabinde tercih ettikleri listeyi zarfa yerleştirmeden önce bu durumları dikkate alsın deriz.
***
BİR DE Ömür Boyuer var.
Uzun yıllardır CHP’de çeşitli kademelerde görev yapan, yine uzun yıllar Balıkesir’de Makine Mühendisleri Odası temsilciliği görevini yürüten bir isim.
Bugün genel başkan yardımcısı, milletvekili, il başkanı, ilçe başkanı, yönetici, parti meclisi üyesi, delege sıfatı taşıyan pek çokları ortada yokken, Ömür Boyuer kaybedeceğini bile bile belediye başkanlığı veya milletvekilliğine aday olan, partisinin oy oranları itibariyle yerlerde süründüğü yıllarda, sırtını yere değdirmemek için çabalayan bir arkadaştır.
Geçenki il kongresinde yaşadığı yenilginin perde arkasını az çok biliyoruz. Oylamaya geçilmeden az evvel boynundaki kaşkolun rengini değiştirenleri de biliyoruz.
O kadrolar Pazar günü yapılacak kongre öncesinde yine son dakika atraksiyonları planlıyor olabilir.
Bize göre, kazanmaya en yakın aday.
Diğerlerinden farkı şu: Kaybetmeyi göze alarak, kayıp deneyimlerinin verdiği birikimle seçime gidiyor.
Kirli pazarlıklar yapmıyor.
***
BUNDAN sonrası, delegelerin bileceği iş.