ÇEVRENİN GAZINI ALMA ÇALIŞTAYI!

BALIKESİR Büyükşehir Kent Konseyi ‘Körfez Çevre ve İklim Değişikliği Çalıştayı’ düzenledi.

Ona, “Büyükşehir Belediyesi düzenledi” demek daha doğru olur; hem bütçesi, hem organizasyonu Büyükşehir’den çünkü.

Yani parayı Büyükşehir veriyor.

Durum böyle olunca, Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın çevre konusunda ne kadar hassas, ne kadar ilgili olduğunu göstermek gerekiyor.

Çalıştaydaki asıl hedef bu.

 

***

..VE fakat, çevre konusuna bu denli duyarlı olan Yücel Yılmaz’ın Büyükşehir Başkanlığı’ndaki on beşinci ayında bir kere olsun bölgedeki çevre örgütlerinden biriyle temas kurduğu görülmüş mü?

Haydi dernek, platform, şu bu; onlar anarşist şeyler diyelim.

Edremit merkezli Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği adında resmi bir kurum var; onlarca belediye birliğinden bir tanesi. İçinde Balıkesir başta olmak üzere Denizli, Aydın, İzmir, Bursa, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Yalova, Çanakkale gibi iller ve onların ilçeleri yer alıyor. Yani yerel bir örgütlenme değil; bölgesel gücü var.

Kısa adı EMARÇEB.

Yücel Yılmaz, EMARÇEB’e gitmiş mi hiç?

Her fırsatta kendisine teşekkür üstüne teşekkür eden CHP’li Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan birliğin başkanlığını yapıyor. Herhalde çevresel sorunlar, çözüm önerileri ve mücadelelerine ilişkin bir rapor vermiştir Yücel Yılmaz’a.

EMARÇEB’in Balıkesir ve Çanakkale bölgesindeki altın madenciliği faaliyetleriyle ilgili çok yoğun çalışmaları var. Yargı süreçleri, hukuksal mücadele falan.

Çevre kirliliği yaratan, dolayısıyla iklim değişikliğinde etkisi olduğu bilinen madencilik faaliyetlerine dönüp bakmış mı Büyükşehir Başkanı?

Çevre örgütlerinin çatır çatır kavga ettiği İvrindi’deki maden şirketini ziyaret etmişliği var tabi.

O şirketin yetkilileriyle can ciğer kuzu sarması pozlar vermişliği var.

 

***

YÜCEL YILMAZ çalıştayda çevre bilincinden dem vurup mavi bayraklı sahilleri anlatırken..

Ayvalıklı vatandaş, denize akan lağıma dair fotoğraflar paylaşıyor sosyal medyada!

Bir yanda denizleri temiz tutma sözleri..

Diğer yanda sahil boylarını sanayileştirme gayretleri…

Bir yanda yenilenebilir enerji kaynaklarından dem vuruş..

Diğer yanda kontrolsüz şekilde çoğalan termik santraller.

Kazdağları, Madra tarafları, Kozak yaylası delik deşik olmuş.. Meselâ TEMA’nın bir raporu var; Kazdağları’nın yüzde yetmişe yakın bölümüne madencilik ruhsatı verilmiş. Çevre örgütleri, ruhsatı yenilenmediği halde bölgeyi terk etmeyen yabancı maden şirketiyle savaşıyor Kazdağları’nda..

Onların mücadelesine dönüp bakan yok..

Ama ‘çevre ve iklim’ konusunda ahkâm kesen çok!

 

***

ÇEVRE duyarlılığı, yerel yönetimler için sadece altyapı çalışmaları, kanalizasyon, arıtma ve benzer işlerden ibaret olmamalı.

Hoş, arıtma dediğin de derin deşarjdır yani.

 

***

BU çalıştaylar sayesinde sorunlar tesbit ediliyormuş, gerçek çözümler üretilmesi için önemli adımlar atılıyormuş.

Oysa sorun belli.

Çalıştaya çağrılan kent konseyleri, şunlar bunlar, hepsi sorunu da biliyor, çözümü de.

İçlerinde etkili çevre örgütleri de var o konseylerin.

Ayrıca, hem yerel hem bölgesel anlamda yaşanan türlü çeşitli çevre sorununu tesbit etmiş, çözüm yollarını sunmuş, bu uğurda kafa yormuş bir Çevre Belediyeler Birliği var yanıbaşımızda.

Onlarca belediye başkanının, meclis üyesinin hazırladığı kalın kalın raporlar raf süsü mü yani?

 

***

DAHA düne kadar Havran’da kapatılan maden ocağı sahasını Balıkesir’in vahşi depolama alanına dönüştürme gayretleri varken.. Bugün entegre tesislerden, çöpten enerji üretme projelerinden söz ediyoruz.. İlginç!

 

***

BUNLARI neden yazıyoruz?

Elbette temiz, sağlıklı, sürdürülebilir, kalıcı bir çevre ortamında yaşamak istediğimizden.

Gelecek nesillere daha temiz hava, içilebilecek su, tüketilebilecek sağlıklı gıda ortamı bırakabilme ilkemizden.

Vahşi sermayenin, seksen iki milyonun hakkı olan suyu, havayı, toprağı, canlıyı zehirlemesine karşı olduğumuzdan.

Kozak’ta tek bir fıstık çamı kesilse binlerce insanın yüreği sızlıyorken..

On binlerce, yüz binlerce ağacı dibinden kökleyip maden çoraklığına dönüştüren aç gözlü sermayeye ‘gık’ demeyenlere kızgınlığımızdan!

 

***

ÇEVREYİ önemsemek, ona zarar veren her ne olursa olsun savaşmaktan geçer.

Bu çalıştaylar gaz almadır.

 

 

 

 

**************

 

 

Ahmet Akın’ı

tebrik ederiz

 

CHP Milletvekili Ahmet Akın 37. Kurultayda Parti Meclisi’ne girmeyi başardı.

Akın için yeni bir başlangıç bu.

Birkaç gün sonra Parti Meclisi içinden MYK belirlenecek. Bir bakmışsınız MYK’ya girmiş.

Ahmet Akın’ın aldığı oy az buz değil; yedi yüz doksan bir oy.

Onca aday arasından sıyrılıp on üçüncü sıraya oturmayı başarıyor.

Partide ismiyle öne çıkmış, herkesin tanıyıp bildiği nice ismi geride bırakıyor.

CHP gibi herkesin kendi çapında dişli olduğu bir partide, dişlileri geride bırakıp yedi yüz doksan bir oy alabilmek çok önemli.

Bu başarı, genç milletvekilinin CHP içinde sevilip sayıldığının göstergesi.

Ondan da önemlisi, Ahmet Akın’ın bundan sonraki siyasi hamlelerinde yol gösteren – yol açan bir başarı bu.

Tabi CHP İl Örgütü ve Balıkesir delegasyonunun emeğini de unutmamak gerek.

Kurultay salonunda bire bir çalışmanın neticesi.

Ahmet Akın bu başarının kalıcılığı için daha çok çalışmak zorunda şimdi.

Yeni çalışma stratejisini ‘herkese mavi boncuk dağıtma’ üzerine kurgulamamasını öneririz.

Bu arada yarı yoldan geri döndürüldüğü Büyükşehir yolculuğunda, yedi yüz doksan bir oyla seçildiği PM üyeliği avantaj olur.

Tebrik ediyoruz Ahmet Akın’ı.

Exit mobile version