CAMİ avlusuna terk etmek…
Hem deyimdir, hem eylem!
Bakamadığı üç günlük bebesini cami avlusuna terk edenlere dair ne haberler okuduk basında.
Genellikle de bebekler bırakılır.
Neden cami avlusu?
Şehir çöplüğüne, konteynere, yol kenarına, ormanlık alana bırakmak olmaz! Öyle yapan da var ama, cami işi en yaygını.
Dağda bayırda kurdu kuşu, iti puştu parça pinçik eder bebeyi.
Camiye iyi insanlar gelir; imanlıdırlar, vicdanlıdırlar. Bırakanın ardından söverler, bırakılanı sahiplenirler. Ne bileyim işte, ya karakola teslim eder, ya Esirgeme Kurumu’na…
Yaşar yani.
***
CAMİLER, devlete olan borcu ödemek için gündemde bugünlerde.
Caminin kendisi değil tabi.. Avlusu, müştemilatı, tuvaleti, abdesthanesi, arsası falan.
Bunların da ayrı ayrı tapusu mapusu var.
Değerini neye göre, kime göre, hangi emsale göre belirleyecekler; onu işin uzmanları bilir.
Burada asıl mesele, camilerin terk edilenler için mekan olma konumundan..
‘Terk edilen’ mekanlar olmaya doğru evrildiği!
Devletin Maliye Hazinesi, SGS’sı falan “borcunu öde” diye bastırıyor.
Belediyeler de, camileri terk ediyor işte.
***
TABİ burada aslolan CHP’li belediyeler!
Hedefte direkt onlar var.
“Borcunu öde” çağrısı yapılan belediye başkanları, henüz yüz küsur gündür koltukta oturuyor. AK Partili belediyeden devraldıkları borçların üstünde oturuyorlar.
Borcun muhataplarıdır onlar. Ama öncekilerden kalandır.
Her ne kadar “parti ayırmıyoruz” deseler de.. Ayrım yapıldığı besbelli ortada.
***
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 1402 belediyenin 1307’sinin borçlu olduğunu açıklıyor. Toplam alacak 96 milyar lira! Dün oluşmuş bir borç mudur bu? Öyle birkaç ayda dağ oluverecek türden değil; geçmişten gelen.
Bir de şunu söylüyor: “Borca karşılık hiçbir belediyeden cami arsası almadık…”
Doğrudur; SGK daha çok kıymetli arsaları talep ediyor.. Caminin avlusunu alıp ne yapacak?
Maliye için fark etmiyor!
Sonuçta, avlu, bahçe, abdesthane, hela, müştemilat, imam odası falan, devletin hazinesine kaydediliyor. Düz mantıkla bakarsak, devletin olan yine devlette kalıyor!
***
MALİYE için borca karşılık devredilecek taşınmazın muhteviyatı önemli değil.
Meselâ yakın geçmişte Balıkesir Zağnos Paşa Camii’nin avlusunu vergi borcuna karşılık almışlardı. Yücel Yılmaz döneminde çok paralar harcanarak yenilenen caminin tuvaletleri de Maliye’ye mi geçti, o kadarını bilmiyoruz.
Yücel Yılmaz, caminin avlusunu, kıyıda köşedeki küçük parselleri vergi borcuna karşılık Maliye’ye verince.. Balıkesir’de kıyamet kopmuştu!
O zamanki Büyükşehir Meclisi’nde muhalefetin hışmına uğramış, derdini anlatmakta zorlanmıştı Yücel Yılmaz.
Bunun bir satış değil devir olduğunu anlatmaya çalışırken Meclis birbirine girmiş, iktidar ve muhalefet arasında itiş kakış yaşanmış, tartışmalar lobiye taşmış, Yücel Yılmaz oturuma ara vermek zorunda kalmıştı.
Tarih, 15 Kasım 2019’du.
Yani, Yücel Yılmaz Büyükşehir Başkanlığı koltuğunda henüz birkaç aylıktı. Bu borç da muhtemelen kendinden önceki yönetimden devralınmıştı.
O zamanki Meclis, sandalye dağılımı açısından şimdiki gibi şanslı değildi. Bir oy fazla, iki oy eksikle falan zar zor geçiyordu kararlar.
Sonuçta, oy çokluğuyla devir maddesi kabul edilmişti.
***
O ZAMANIN muhalefeti, bugünün iktidarı.
Yücel Yılmaz’a, “camileri satıyor, memleketi satıyor” diye haykıran muhalefet, yani CHP Grubu bugün Büyükşehir’de iktidar. Meclis’te çoğunluk CHP’de.
Yarın cami avlusu, imam odası, abdesthane devri falan gündeme geldiğinde, “evet” diyecekler!
Nitekim, CHP’li Altıeylül Belediyesi ilk meclis oturumunda bu konuyu görüşecek. CHP’li Başkan Hakan Şehirli, ilçeye bağlı merkez köylerdeki cami müştemilatlarını Maliye’ye devredip borçtan kurtulacak!
İşin tuhafı, geçen defa “sattırmayız” vaveylaları savuranlar, bu defa satışa veya devire “evet” diyecekler!
Aynı şey yarın Karesi’de, diğer ilçe belediyelerinde olacak.
“Basın borçlarını ödemem” deyip duruyor ya Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık.
En son CHP Genel Başkanı Özgür Özel Karesi’yi ziyaret ettiğinde yine söyledi:
“Basın borçlarını ödemeyeceğim, savcılığa bildirdim…”
Vergi ve SGK borçları için de aynı şeyi yapabilir mi?
Geçen dönem muhalefetin ve kamuoyunun sert tepkisini göğüslemekte zorlanan AK Partililer ise, bu kararı CHP’lilerle birlikte onaylayacak.
Milletin ‘satış’ dediğine, onlar ‘devir’ diyordu. Devletin olanı devlete devrediyorlardı yani.
AK Partililere göre, büyütülecek, tartışılacak bir durum yok ortada. Türkiye’nin her yerinde bu uygulama var sonuçta. O sebeple, ‘evet’ diyecekler; geçen dönemin muhalefeti gibi yaygara yapmayacaklar; öyle söylüyorlar.
***
O HALDE burada sıkıntı, CHP kanadının dün ‘hayır’ dediğine, bugün ‘evet’ diyecek olması.
Bir de, SGK borçları tartışmalarında “AK Partili Belediye SGK borcuna karşılık camileri verdi, biz de verebiliriz” açıklamaları var.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın televizyon ekranlarında böyle konuştu.
Yücel Yılmaz zamanında devredilenler, vergi borçlarına karşılıktı; SGK değildi yanlış hatırlamıyorsak.
Hem zaten SGK cami tuvaletini, abdesthanesini, imam odasını falan almaz. Değerli, kupon arazileri gözüne kestirir.
Borcu karşılayacak değerdeki arazilerin listesini çıkarır verirsiniz SGK Müdürü’ne.. Emlak değerine bakılır, ona göre tercih yapılır.
Meselâ geçen dönem SGK borcuna karşılık mezbaha arazisi verilmişti. Şehrin kıymetli lokasyonlarından biridir.
Durum budur. Borç yiğidin kamçısıdır.
İçinde bulunduğumuz durumsa, yiğidin kuru soğana muhtaç olduğunun resmidir.
***
BİR önerim var:
Caminin abdestliğini yenilemek, halısını değiştirmek, bozuk klimasını tamir ettirmek gibi sebep ve bahanelerle cumaları “boş geçmeyelim, camimize yardım edelim” kutuları uzatılıyor ya Cuma cemaatinin önüne…
Belediyeler de yapsın.. Camilerin kendilerine ait bölümlerde her Cuma kutu koysun milletin önüne: “Boş geçmeyelim, Belediyemizin SGK borcunu ödemesine yardımcı olalım…”
Selam ederim.