Büyükşehir Meclisi’ne dair iki kelam edeyim…

YÜCEL YILMAZ’ın dört küsur yıllık Büyükşehir Başkanlığı döneminde, her oturumunu saniye saniye takip ettiğimiz Meclis oturumlarına dair kelam edeyim dedim bugün.

Bağırtı gürültü, yaygara kavga, ağız dalaşı faslında bakarsak, bir iki üyeyi tek geçerim.

Onlar her meclise lazım sonuçta!

Ama takip, odaklanma, kürsü hakimiyeti, yasa ve yönetmeliklere vakıflık, çok konuşan Başkan’dan daha çok şey bilen, ikna yeteneğine sahip, kaldır indir eylemlerinin ötesinde soran, sorgulayan, doğru yol ve yöntemi gösteren, savunduğu tezi kabul ettirme becerisine sahip kim var diye sorarsanız…

Siz yanıt arayadurun, ben gözlemlerimi aktarayım müsaadenizle.

 

***

CUMHUR ittifakı tarafından bakarsak ilkin..

Dört küsur yıldır ağzını açıp konuşmayan, gık demeyen, sadece yoklama faslında “buradayım” diye el kaldırıp, devamında Meclis sıralarına gömülen o kadar çok üye var ki.

Tamam, grup sözcüleri var, onlar konuşuyor falan da.. E canım, siz de mikrofonu isteyip bir şeyler söyleyebilirsiniz.

Liste dolgusu olarak yazıldığınızı kabullenmeyin yani; sonuçta koskoca Büyükşehir’in Meclis üyesisiniz. Bir milyon üç yüz bin nüfuslu vilayetin Meclisi’nde görev yapıyorsunuz.

AK Parti grup sözcüsü İsmail Cankul meselâ.. Profesyonel Belediye Başkanı!

Meclis’te grubu adına O söz alıyor, O konuşuyor, O önerge veriyor.. Muhalefetten gelen eleştirilere grubu adına göğsünü siper ediyor falan ama.. Hitabet yeteneği açısından bakarsak, zayıf kalıyor. Kakofonik bir sesleniş, gürültüyü gürültüyle boğma çabası, işin içinden çıkamazsa volüm yükseltip esip gürleyerek bastırma taktiği…

Önceleri pek öyle değildi, susup oturuyordu. Edremitli Meclis Üyesi Murat Tuna’nın gayretli bağırtılarından ilham aldı sanırım. Kendi çapında konulara, olaylara hakim ama derdini anlatabilmekte zorlanıyor. Kepsut’un kırsal havasını aşabilmiş değil.

 

***

YİNE AK Parti’den yürüyelim. Dursunbey Belediye Başkanı Ramazan Bahçavan meselâ.. Meclis Başkanvekilliği yapıyor. Yücel Yılmaz’ın görüntü yapıp kaybolacağı kimi meclis oturumlarında kurtarıcı oluyor.

Belediyeciliğe hakim. Fakat seslenişi, hitabeti bölük pörçük.. O da zaman zaman cevval çıkışlarla muhalefeti örselemeye çalışıyor; başarılı olamıyor.

Üyelerin, Meclis Başkanı olarak her zaman divanda görmek istediği türden. Maça yetişmek için on dakikada teravih namazı kıldıran imam formunda; son sürat yönetiyor Meclis’i!

Bazen arkadan dolanıp Büyükşehir yönetimini eleştiren cümleler de kuruyor; böylece kendisinin ne kadar demokrat bir tavırda olduğunu gösterme gayretinde!

Meclis’teki AK Partili belediye başkanları içinde öne çıkan yalnızca bu iki isim. Diğer başkanların esamesi okunmuyor. Hani Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı ve Karesi Belediye Başkanı Dinçer Orkan’ı, ön sıralarda yan yana otururken görüyoruz ya hep..

Bir şey söyleyecekmiş havasındalar. Tabi söylemiyorlar; Meclis’in en az konuşan iki üyesi.

Yaygara, taarruz, bağırtı, karşı tarafı susturma çabası açısından bakarsak, o işin üstad-ı azamı Yasin Sağay.

O da üslupta çakıyı yiyor! Mahalle delikanlısı modunda, karşı tarafa ayar verme, “buraların horozu benim, her horoz kendi çöplüğünde ötsün” faslında bir sahiplenme duygusuyla hareket ediyor.. Ama dedik ya, kırıp dökerek, nezaket ve alçakgönüllükten uzak.

Geriye kalanları tarih yazmayacak zaten; etkisizler tarihin ve Tarık’ın ilgi alanına girmiyor yazık ki.

 

***

CHP Grubu açısından bakarsak. Edremit Belediye Başkanı Hasan Arslan’ın, gruptan farklı dil kullanması, AK Partili Büyükşehir yönetimine kendi grubundan daha yakın bir profil çizmesi falan artık alışılmış durumlar CHP için.

Grup sözcüsü Balya Belediye Başkanı Orhan Gaga yanlış tercih. Derdini anlatamıyor, hitabet zayıf. O da Balya kırsalını aşamayanlardan. Bunun böyle olduğunun sıra arkadaşı Ali Kemal Deveciler de farkında olmalı ki, sözcüden daha çok konuşuyor.

Gaga’nın zayıflığını bağırtıyla, yaygarayla örtüyor.

Gündemdeki herhangi bir maddenin içeriğine fena halde itiraz edip, sonra “kabul edenler” kulübüne yazılan bir Ali Kemal Deveciler’den söz ediyoruz.

Üstün manevra yeteneği, karşı tarafı susturma başarısı, salonda kavga ederken kapının dışında can ciğer kuzu sarması halleri, hiperaktif yapısıyla falan sevdiğimiz, saydığımız bir abimizdir Ali Kemal Deveciler.

Edremitli üye Ayhan Halil var meselâ. Kendi grubuyla ters düşen çıkışları olabiliyor, zaman zaman söz alıp kısa pas çakmaları, göndermeleri, laf sokmaları falan gayet iyi. Ama cümlenin sonunu getiremiyor. Aslında tam Belediye Başkanı olacak bir fiziki görüntüsü var Ayhan Halil’in. Ama ne yalan söyleyeyim, tek bir Edremitli bile böyle düşünmüyordur!

Meclis’te CHP sıralarında oturan belediye başkanlarını, kendi ilçelerinin irili ufaklı sorunlarını dillendirmeleri dışında, Balıkesir geneline dair bir kaygı taşıdıklarını pek sanmıyorum. Bu diğer başkanlar için de öyle.

Grup kararı dahilinde indir kaldır; hepsi o.

Bittabi Balıkesir’in bütününe de vakıf değiller; Ama Büyükşehir Meclisi’nde görev yapıyorsan, her şeyin farkında olacaksın arkadaş.

Çoğu oturumu tek laf etmeden, sadece indir kaldırla tamamlayan başkanlar ve meclis üyeleri var yazık ki.

CHP’den seçilip sonra ihraç edilen, mahkeme kararıyla geri dönen ve bir sonraki Meclis’te olmayacağını kesin dille söyleyebileceğimiz Cengiz Dikici de, bunun böyle olacağını bildiği için, artık eskisi gibi “itiraz ediyorum”, “şerh koyuyorum”, “kabul etmiyorum” demiyor!

İmar konularındaki uzmanlığı, kimileyin yaşanan iktidar – muhalefet işbirliği şamatasına kurban gidiyor. Ne yapsın adam, kimselere yaranamıyor; süre bitene kadar susup oturmayı tercih ediyor bu yüzden.

CHP’nin susup oturan Meclis üyelerine de selam yollayalım bu vesileyle.

 

***

İYİ Partili Meclis üyelerine bakalım biraz da.

“Sayın başkanım, canım başkanım” havasında, hafiften muhalefet yapıyormuş görüntüsü verme çabası.. Başka bir numara yok.

Serkan Mehmet Ertan ve Özgür Çelebioğlu’nun ilk zamanki muhalif çıkışlarından eser kalmadı şimdi.

Serkan Mehmet Ertan, ağlak bir ifade takındı son zamanda. O araştırmacı muhalefet üslubu yerini, “şunu şöyle yaparsak daha iyi olmaz mı” türünde paslamacı, mevzu renklendirici, “aslında biz de sizin gibi düşünüyoruz, ama ucundan kenarından muhalif bir cümle kurmak zorundayız” demeye gelen bir üslup peydahlandı.

Çelebioğlu zaten nicedir, “sayın başkanım, canım başkanım” modunda.

Hani hiç bilip tanımayan biri Meclis’i izlese, AK Parti grubunun azıcık aykırı bir üyesi zannedecek kendisini; o derece.

Başlangıçta umutluyduk bu iki genç arkadaştan.. Balıkesir siyasetine bir şeyler katabilirler, fark yaratabilirler diye umutlanmıştık. İlerleme beklerken, iki genç politikacının gerilediğine tanık olduk, üzüldük.

 

***

Konulara hakimiyetten tutun, hitabet yeteneğine kadar keyifle izleyip dinleyebileceğimiz arkadaşlar, Meclis sıralarında değil, bürokrat sıralarında oturuyor maalesef!

Meselâ, Genel Sekreter Mustafa Küçükkaptan’ın hatiplik yeteneği, Meclis sıralarını dolduran üyelerin çoğunda yok. Bu, kişinin kendini geliştirme çabasıyla ilgili bir durum. Hitabet önemlidir. Vücut dilini iyi kullanmak önemlidir. Söylediğine kendisi bile inanmıyorken karşı tarafı ikna edicilik, çok kıymetli bir meziyettir yani. 

BASKİ Genel Müdürü İzzet Günal meselâ.. Billahi Yücel Yılmaz’dan çok daha iyi anlatıyor derdini. Konusuna hakim, kurumun her zerresiyle ilgili detaylara vakıf, gözünden bir şey kaçmayan bürokratlardan. Sorulara verdiği ikna edici yanıtlar, Büyükşehir yönetimini terse düşürmek isteyen muhalefete verdiği nazik ayar, konuşma üslubu falan.. İzzet Bey’i apayrı bir yere koymak lazım.

Herhalde Yücel Yılmaz da böyle bir Genel Müdür’le çalışıyor olmanın memnuniyetini yaşıyordur.

 

***

SON kertede şunu söyleyelim; yerel seçim yarışında, bu Meclis’teki üyelerin çoğunun bir sonrakinde olmaması gerektiğini düşünüyoruz.

Balıkesir’e, sosyal medyada Meclis’ten fotoğraf paylaşıp, “alınan kararlar şehrimize, halkımıza hayırlı olsun” mesajı sarkıtmaktan başka bir işe yaramayan seçilmişler lazım değil.

Neyin hayırlı olacağının altını doldurmak lazım.

Selam ederim.

Exit mobile version