Her ne kadar ‘’İstanbul’u alan Türkiye’yi alır’’ veya ‘’İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’’ mottosu Mayıs seçimlerini, İstanbul’u alan CHP’nin yerine, İstanbul’u kaybeden AKP kazanarak çökmüş olsa da, iktidar da muhalefette bütün siyaset-gelecek hesaplarını İstanbul üzerinden yapmaktadır.
Bu seçimlerde, Mart 2019 yerel ve Mayıs 2023 seçimlerinde olduğu gibi bir ittifak yok. Cumhur İttifakı ittifakını sürdürürken, Millet İttifakı dağıldı, İstanbul’da ittifak içinde yer alan DP ve GELECEK Partisi dışında her parti kendi adayıyla seçime katılıyor. CHP Ekrem İmamoğlu, İYİP Buğra Kavuncu, SP Birol Aydın, DEVA İdris Şahin ayrıca ZP Azmi Karamahmutoğlu, DEM Meral Danış Beştaş ve MP Berk Hacıgüzeller’le yarışa katılıyor. Yeniden Refah partisi ise Erbakan ailesinin damadı Mehmet Altınöz ile yarışta.
Elbette siyasetin reel politiği ve Metropoll’ün Şubat 2024 araştırma verilerine göre Ekrem İmamoğlu 43,5, Murat Kurum 40,2 oranları seçim yarışının CHP adayı Ekrem İmamoğlu ve Cumhur İttifakının adayı Murat Kurum arasında geçeceğini göstermektedir. Diğer adayların hangi seçmen tabanından hangi oranda alacağı oylarla seçim sonuçlarına nasıl etki edeceği en çok merak edilen konudur. Öne çıkan iki isim dışındaki aday ve partiler aldıkları oy oranlarıyla gelecek hesapları yaptıkları kadar kazananı veya kaybedeni belirleyecek olmalarıyla da dikkatle takip edilen odak noktasıdırlar!
Mesela Cumhur İttifakı DEM’in seçimde iddialı olmasını, yüksek oy almasının hesaplarını yapıyor. İktidarın hesabına göre DEM’in alacağı yüksek oylarla İmamoğlu’nun kaybedeceği hesap edilmekte, DEM’in yeterince çalışmadığı eleştirileri yapılmaktadır. Ayrıca DEM 31 Mart sonrası kendi iç yapısal dönüşüm hesaplarıyla birlikte, seçimsiz geçecek sürede iktidardan ‘yeni bir açılım’ süreci beklentisi içinde olduğu bazı sözcüleri tarafından dile getirilmektedir.
İYİP ittifak sonrası 3’üncü yol diye başlattığı siyasi yolculukta İstanbul’da alacağı her oy gelecek iddiasını kuvvetlendireceği, seçimler sonrası Buğra Kavuncu’nun pozisyonunda belirleyici olacağı gibi, parti içi hesaplaşmada tarafların pozisyonlarında belirleyici olacaktır. Elbette iktidarın dikkati DEM’in üzerinde olduğu kadar İYİP’inde üzerindedir. Çünkü yine yapılan hesaplara göre İYİP’in alacağı her oy İmamoğlu’nun kazanması veya kaybetmesinde belirleyici olacağı hesapları yapılmaktadır.
İktidar cenahı bu hesapları yaparken, iktidarı olumsuz etkilemesi muhtemel parti ise Yeniden Refah partisidir. YRP adayı Mehmet Altınöz seçimlerde iddialı olduklarını dile getirirken, iktidar çevreleri YRP’nin aday çıkarmasından pek hoşnut olmadıkları gibi Mayıs seçimlerinde beraber oldukları YRP’ye ağır eleştiriler yöneltmektedir.
Zafer Parti adayı Azmi Karamahmutoğlu’nun milliyetçi oyları özellikle, MHP oylarını alacağı hesap edilmektedir. SP ve Deva adaylarının belirleyici gücü olmadığı hesapları yapılırken onlarda alacakları oy oranları üzerinden gelecek siyasetlerini belirleyeceklerdir.
Gelelim esas İstanbul üzerinden 31 Mart sonrası siyasi hesap yapan AKP ve CHP cenahlarına…
AKP-Erdoğan için İstanbul olmazsa olmazdır, bütün iller bir tarafa İstanbul bir tarafa. Onun için İstanbul’a çok yükleniyor, devletin bütün gücünü-imkanlarını İstanbul’a yoğunlaştırıyor. İktidar başta İstanbul’u alarak seçimlerden güçlenerek çıkarsa ilk önceliği ‘yeni anayasa’ olacaktır. Yeni anayasayla, inşa ettiği siyasal rejimi ‘anayasal’ hale getirerek AYM ve engel olarak gördüğü kurumları tamamen dönüştürüp, seçilme sınırlamasını ortadan kaldırıp, sınırsız seçilme hakkını elde etme hesapları yapmaktadır.
31 Mart sonrası hesap yapan CHP’liler gelince…
CHP’de 1 Nisan hesapları yapan kurultayda kaybeden Kılıçdaroğlu yanlılarıdır. Kurultay’da kaybedenler istedikleri kişilerin aday yapılmamasını da gerekçe göstererek var olan belediyelerin kaybedilmesi, oy oranlarının düşmesi özellikle İstanbul üzerinden bir takım parti içi hesaplaşma hazırlıkları yapıldığı her ortamda dile getirilmektedir. İktidar medyasını kullanan bazı isimler sürekli olarak CHP’yi, adaylaşma sürecini, İmamoğlu’nu eleştirmektedir.
Sadece iktidar ve diğer partiler değil CHP parti içinden bazı çevrelerde İstanbul’da alınacak seçim sonuçlarına göre siyasi gelecek planları yapmaktadır.
Bütün bunlara rağmen Ekrem İmamoğlu Metropoll araştırma sonuçlarında olduğu gibi AKP adayı Murat Kurum’un önündedir. İmamoğlu çok büyük bir sürpriz olmazsa İstanbul’u bir kez daha kazanacak, nefes alamaz hale gelen muhalefet rahat bir nefes alacaktır. Çünkü demokratik alanların yok edilmesiyle birlikte muhalefetin nefes alabildiği, yaşam alanı bulabildiği, kısmen de olsa muhalefet üretilebilen yegane alan İstanbul’dur. O nedenle CHP’li olsun olmasın, iktidar uygulamalarından memnun olmayan muhalif çevreler, ülkenin daha da yaşanmaz hale geleceğini düşünen hangi partiden olursa olsun ülkenin geleceğinden endişe duyan, otoriterleşmeden kaygı duyan her kim varsa İmamoğlu’na sahip çıkılması gerektiğini düşünmektedir.
Siyasetin yönünü tayin edecek İstanbul’da, hesabı olan siyasi partilerin kazanamayacak bile olsalar İstanbul’a odaklanmaları boşuna değildir…