BİZİM BAŞKAN ZEYTİNİN KİTABINI YAZACAK NEREDEYSE

ZEYTİN konusu, zeytinciliğin anavatanı Edremit Körfezi’nin işidir hep.

Hasat oradadır, şenlik orada..Meci derler, hasat sonunda keşkekler karılır, pilavlar kaynatılır, zeytin emekçileri kahyaları ağaca bağlayıp ağadan bahşiş koparmaya çalışır. Dallar silkelenir, zeytinler dökülür, davullar vurur falan.

Edremit’in, Burhaniye’nin, Havran’ın, Ayvalık’ın, Gömeç’in ayrı ayrı hasat şenlikleri olur.

Sonra sıkıma gider zeytinler, yağa dönüşür. Tadımlar yapılır, en iyisi, en kalitelisi seçilir.

Bu aylar hep zeytindir gündem.

Erken hasadını konuşuruz, hasat sonunu konuşuruz, yeşilini, siyahını konuşuruz, zeytinyağının kalitesini konuşuruz, var zamanını konuşuruz, yok zamanını konuşuruz. Dedik ya hep zeytindir gündem.

 

***

ZEYTİNE dair konuşulacak ne varsa konuşanlar, ürünün anavatanındaki yerel yönetimlerdir en başta.

Zeytin üzerinden çok çok PR yaparlar. Şenliklere, festivallere hem zaman hem kaynak ayırırlar.

Körfez’deki ilçelerin atanmış ve seçilmişleri ağaç silkelemeye gider topluca.. Flaşlar çakar, pozlar verilir; iki kelâm edilir zeytine dair.

Her ne kadar zeytin ağacı varlığı hızla tükenip, zeytin ağaçlarının yerini beton bloklar kaplasa da, daha uzun yıllar zeytin üzerinden PR şansı var arkadaşların.

 

***

BU kere “ön keseyim, mevzunun PR’ını ben yapayım, havasını ben atayım” diye düşünmüş olsa gerek Büyükşehir Belediye Başkanı.. Herkesin önüne geçip zeytin hasadı yapıverdi.

Ulusal medyayı davet edip kameralara konuştu, röportajlar verdi, zeytinin serüvenini anlattı.

Kimseleri de almadı yanına, rol çalmasınlar diye herhalde.. Takım elbisesi kravatı eşliğinde, zeytin bahçelerinde dal silkeledi.

Ne bileyim işte, hasat yapılacaksa eğer, yanına bölgenin bir iki ünlü zeytincisini de alır gider insan. Üyesi olduğu Edremit Ziraat Odası’nın Başkanı’nı çağırır.

Ama özel davetle gelen ulusal medya kalemşorlarına anlattıklarına bakılırsa, zeytin konusunun uzmanlarını yanına katmasına gerek yokmuş; Bizim Yücel Başkan ‘zeytinin kitabı’nı yazacak kadar birikim sağlamış bu hususta.

Büyükşehir olarak zeytinciliğe verdikleri önemi ve değeri anlatıyor meselâ uzun uzun. Edremit’in, Burhaniye’nin, Ayvalık’ın zeytini ve zeytinyağları arasındaki lezzet farkını, zeytinin yağa dönüşme sürecini, bir zeytin ağacının kaç yıl yaşadığını, yüzde kaçının sofralık zeytin, yüzde kaçının zeytinyağı olarak kullanıldığını, toplanmasından işlenmesine kadar geçen süreci falan.

“Yerel medyaya davet yok” diye içerlemeyelim.. Büyükşehir yormuyor yerel basını; ne olup bittiyse resimleriyle, videolarıyla, uzun uzun bültenleriyle falan şak diye servis ediyorlar nasıl olsa.

 

***

EN başta dedik ya, hasat konusunda herkesin önüne geçti diye.

Bunca zaman davete icabet ederdi.. Şimdi kendisi ev sahibi.

Demek ki, “ben Büyükşehir’im, her şeyde öncelik benim, zeytinden PR yapılacaksa bunu en çok ben yaparım” diyor.

Öyle de yapsın zaten.

Ömrünü zeytinle geçirmiş olanları bile çırak çıkaracak bilgi birikimini de sağlamış, öyle anlaşılıyor!

O halde AK Partili Büyükşehir’in CHP’li ilçe belediyelerine kaptırmaması lazım zeytini.

“Hasat da benim, şenlik de benim, festival de benim, meçi de benim, zeytinden yağ çıkarmak da benim, işin havasını atmak, PR’ını yapmak, zeytin ve zeytinyağını reklam etmek, hepsi benim…”

Eh, seçim yaklaşıyor. Zeytin gibi bölge için çok önemli bir ürün üzerinden siyasi stratejiler geliştirmek lazım.

Besbelli, önümüzdeki günlerde Büyükşehir Belediyesi’nin zeytin ve zeytincilikle ilgili farklı çıkışları olacak. Tarım ve hayvancılığa sağlanan desteklerden daha fazlası belki de zeytinciye aktarılacak.

Sezon uzun.

 

***

BİZ DE bir iki öneri sunalım o zaman.

Küçük çaplı söyleşiler, toplantılar, panellerden ziyade.. Körfez bölgesindeki zeytinciliği enine boyuna ele alacak, bölgenin önemini ve değerini ortaya koyacak, ürün kalitesine dikkat çekecek, bundan sonraki zeytincilik stratejilerini belirleyecek kapsamlı bir sempozyum organizasyonu meselâ…

İtalya’dan, İspanya’dan, Magrip’ten, Yunanistan’dan, zeytinle öne çıkan ülkelerden üreticileri, yöneticileri de davet ederek, öznenin zeytin ve zeytinyağı olduğu çeşitli programlar falan.

Zeytinciliği özendirici, üreticiyi destekleyici, zeytinlik alanlara ‘imar rantı’ gözüyle bakanları dışlayıcı çeşitli projeler…

Zeytini her fırsatta öne çıkaracak etkinlikler…

‘Büyükşehir’ markasıyla zeytinyağı şişeleyip gelene gidene ikram bile edebilirler yani.

Ya da zeytin yaprağının envai çeşit faydasına binaen, ilaç, şurup, her şey yapılır.

Körfez girişinde uygun bir noktada, Balıkesir’deki zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin ürünlerinin sergilenip satıldığı büyük bir mağaza…

Yine yol boylarında tezgaha konup “halis sızma” diye vatandaşa yutturulan ne idüğü belirsiz yağların satılmasına engel olmak lazım.. Yoksa o coğrafi işaretler, marka değeri, kalite tescili falan çöpe gidiyor yani…

Bir de ilaçlama mevzusu olur her sene; Edip Uğur zamanında Büyükşehir ilaçlama yapardı oralarda.. Yücel Yılmaz pek girmiyor o işlere.

Zeytin sineğiyle mücadelede de pek yoklar.

 

***

YALNIZ önemli bir nokta var.. Tamam, hasat şovuna sözümüz yok da..

Takım elbiseyle falan olmuyor işte!

Boynunda sımsıkı kravat, ayağında toz değmemiş pahalı pabuçlarla dal silkeledin mi, sırıtıyor.

Tarla performansı pozları vereceksen, Milletvekili Mustafa Canbey gibi beyaz gömleğin kollarını sıvayıp yakadan iki düğme açacaksın en azından.

Fotoğraf çekimi bitince yeniden bağla kravatı, sıkıntı yok.

Yücel Başkan’ın bu halini, “kutsal ağaca saygının tezahürü” olarak değerlendirelim bari; içimiz rahatlasın…

 

 

Exit mobile version