BİZ MECBUREN ÇIKIYORUZ!

SİZ evde kalın, çıkmayın.

Biz zorunlu halden çıkıyoruz.

Çıkmak zorundayız.

Bu gazeteyi hergün yayımlamak zorundayız.

İşleri evden yürütmek olmuyor.

İletişim araçları, teknik olanaklar falan demeyin.

Sonuçta ofis açılacak, haberler yazılacak, sayfalar hazırlanacak, baskı makinası çalışacak!

“Basmayın kardeşim” derseniz.. Haklısınız tabi, herkesin dükkanı kapatıp eve kapandığı bu ortamda biz de gazeteyi kapatıp tehlike geçene kadar evde kalalım deriz.

Deriz ama..

Sonuçta ‘vasıflı’ gazete bu. Resmi ilan yayımlamaya haiz gazete yani.

Basmadın, çıkarmadın, “birkaç gün evde yatayım” dedin.. Olmuyor öyle.

Bu süreçte Basın İlan Kurumu kolaylık sağlamış, “nöbetleşe çıkabilirsiniz” demiş bize.

“Evet” demeyenler olunca refikleriniz arasında..

Nöbet işi de olmuyor haliyle.

Hani bir genelge de bizler için çıksa.. “Vasıflı gazeteler, salgın tehlikesi geçene kadar dijital ortamda yayın yapabilirler” dese melesâ.

O zaman evden idare edebiliriz maçı.

Böyle bir genelge yoksa..

Evden çıkmaya devam!

 

***

HA, çıkıp geliyoruz gazeteye, akşama kadar haberleri toparlayıp sayfaları hazırlıyoruz falan da.. Haber kaynaklarına ulaşabiliyor muyuz? Sorduğumuz sorulara yanıt bulabiliyor muyuz? Merakımızı giderebiliyor muyuz? En doğru, en sağlıklı bilgiyi ilk ağızdan alabiliyor muyuz?

Hayır!

Sosyal medyanın trollerine, bilgi kirliliğine inanıp güvenmeyin; en doğru bilgiyi gazetelerden alın diyorsak da..

Bilgiye ulaşmakta zorlanıyorsak, verdiğimiz bilgi ‘en doğrusu’ olmuyor o zaman.

Bittabi böyle ortamlarda infiale sebep olabilecek yayınlardan uzak duruyoruz.

 

***

ZOR günlerden geçiyoruz. Toplum sağlığının yanında ekonomik anlamda hepimiz büyük bir çöküş yaşıyoruz. En basitinden gazetenin basılacağı kağıdın, kalıbın, kimyasal malzemelerin temininde sorunlarla karşılaşıyoruz.

En önemlisi, bu malzemeleri nasıl alacağınız?

Nakit sıkıntısı herkesin sorunu.. Bizim de sorunumuz.

Bu zor günleri kazasız belasız atlatsak bile.. Hepimiz dağ gibi borç yükünden nasıl kurtulacağımızın derdine düşeceğiz.

Açıklanan tedbir paketlerinde bizim sektöre kolaylık sağlayacak bir uygulama bulunmuyor.

İşimiz zor anlayacağınız.

 

***

GAZETEDE biz de tıpkı sizler gibi kişisel temizlik ve hijyen kurallarına uymaya çalışıyoruz.

Ziyaretçi kabul etmiyoruz. Görüşmelerimizi telefonla yapıyoruz.

Ellerimizi sık sık ve kurallara uygun olarak yıkıyoruz.

Masalarımızda birer şişe kolonyamız da var çok şükür!

Ofisteki arkadaşlar dışında kimseyle temas halinde değiliz.

Ama dışarıya çıkıyoruz; kaldırımda yürüyoruz, alışveriş yapıyoruz. Yolda karşılaştıklarımızla aramıza mesafe koyarak selamlaşsak da, öksürenine, aksıranına, cigara izmaritinden son bir fırt çekip sokağa fıydıranına, yürürken sürtünüp omuz atanına falan muhatap oluyoruz yani.

Siz kendinizi bunlardan uzak mı sanıyorsunuz?

Evden çıkmıyorsunuz tamam da.. İyi ki de çıkmıyorsunuz. Böylece salgından büyük ölçüde koruyorsunuz kendinizi.

VEFA’lı arkadaşlar var meselâ; alışverişlerinizi yapıyorlar.

Peynir, ekmek, makarna falan aldırdınız diyelim.. Siparişleri koydukları poşet kim bilir kaç yere sürtündü gelene kadar… Ellerindeki eldiven çok mu güvenli? Biliyor musunuz, size gelene kadar kaç kişiyle, kaç siparişle teması oldu?

İçme suyunuz sınırsız değil; bitince sipariş veriyorsunuz, sucu getiriyor.

Ağzında maske olsa ne olacak, yüzlerce eve, işyerine su dağıtıyor aynı adam.

 

***

ÇARŞIYA pazara çıkmıyorsunuz, eyvallah. Sokağınızdan ‘batatiisss soovaaan’ anonsuyla geçen kamyonete dikkat kesiliyorsunuz. Balkondan bir bakıyorsunuz aşağısı ana baba günü olmuş. Millet patates soğan satılan aracın başına üşüşmüş. “Ben de alayım” diyorsunuz…

Almayın yani!

Bu konuda polisin, zabıtanın daha dikkatli olması gerekiyor. Ana caddelere ve merkezi yerlere odaklanınca, ara sokaklar, mahalle araları gözden kaçıyor. Mahalle aralarında minibüsle, kamyonetle sebze meyve ve bilumum malzeme satan yığınla satıcı var.

Bunlara da yasak getirilmesi gerekiyor.

Sürekli sokakta olan, insanlarla her an temas halindeki dilenciler de göz ardı ediliyor.

Meydanlık yerde biriken dilencilere müdahale kolay da, mahalle aralarına dadananları ne yapacaksınız?

 

***

GÖRÜLDÜGÜ gibi virüsten ne kadar kaçarsanız kaçın, ne kadar korunursanız korunun, bir şekilde size bulaşma riski var. Eve kapansanız da, kapanmasanız da…

 

***

EVE kapanma dedik de.. Bizde de var ‘sokağa çıkamayan’…

Annem evde meselâ. Akşama kadar haber izliyor, sinir harbi yaşıyor, haliyle korkuyor.

Odasından çıkmıyor. Son birkaç gündür bizimle aynı sofraya bile oturmuyor.

Uyuyor, bir şeyler atıştırıyor, haberleri izliyor, sonra yine uyuyor.

Evin içinde iletişimimizi telefonla sağlıyoruz iyi mi!

Bizim kız da ev hapsinde haliyle. Okullar kapalı, online eğitime takılıyor. O da ders harici zamanlarda mutfakla kek, kurabiye yapmakla meşgul. En önemli aksiyonu evdeki kedilerin suyunu değiştirip mamalarını vermek…

Bizim hanım çamaşır hastasıdır. Makine boş kalınca kendinde bir boşluk hisseder eskiden beri.

Korona günlerinde makinenin çalışmadığı an yok neredeyse.

Eve girer girmez üstümüzde ne varsa makinaya.

En sevmediğim şeyi yapmaya başladık şu günlerde.. Ayakkabıları kapının önünde çıkarıyoruz; içeriye virüs bulaştırmıyoruz!

 

***

SİZ her halükârda uyarıları dikkate alın. Azami korunma sağlayın. Kendinizi izole edin. Evden çıkmamanız gerekiyorsa çıkmayın. Beslenmenize dikkat edin. Sürekli uyuyup durmayın; kendinizi meşgul edecek bir şeyler yapın. Ev ortamının durağanlığından sıyrılın. Koridorda yürüyün, egzersiz yapın, kitap okuyun, el işlerine falan takılın. Boş durmayın yani.

 

***

YETKİLİLERE DE seslenelim son kertede.

Bizim memlekette durum nedir? Hani tedbirlerden, dezenfekte işlerinden, sokağa çıkma yasaklarından, karantinalardan falan bahsediyoruz da hep.. Vaka durumları nedir, bir de onu bilsek…

Balıkesir’de tesbit edilen kaç vaka var meselâ?

Teşhis konmuş kaç hasta var? Yoğun bakımlardaki hasta sayıları falan.

Balıkesir’de tanı konabiliyor mu? Sağlık kuruluşlarının kapasitesi ileriki günlerde çoğalması muhtemel vakalar için yeterli mi? Tümüyle karantinaya alınacak bölgeler var mı?

Yetkililer yalnızca “evden çıkmayın” uyarısı yapıyor ve bakanlık genelgelerine göre vaziyet alıyor.

Balıkesirliler de her ambulans sirenine ‘korona vakası’ muamelesi yapıyor.

Exit mobile version