BİR Meclis Üyesi arkadaş da çıkıp dese ya: “Millikuvvetler Caddesi’ni ne zaman rahat bırakacaksınız?”
Memleketin hepi topu üç – dört caddesi var çarşı bölgesinde.
Biri Millikuvvetler, öteki Anafartalar, biri de Kızılay.
Taa Çardaklı’dan gelip Yeşilli Cami’nin oraya kadar uzanan Atalar caddemiz var bir de.
Diğerlerine göre işlevi daha çok ama dar, bakımsız, şekilsiz bir caddedir Atalar.
Millikuvvetler’den bir türlü çıkamayan Büyükşehir Belediyesi’nin Atalar’a girdiğini düşünsenize bir de!
Dönem biter, caddenin sağlıklaştırma(!) işleri bitmez billahi…
***
BU arada Millikuvvetler’den sonra sırada Anafartalar var; Büyükşehir oraya girmeyi planlıyor.
Haydi gene iyisiniz Anafartalar sakinleri!
Bedavadan binanız boyanacak, tabelanız yenilenecek, camınız çerçeveniz sağlamlanacak.
Hepsini Büyükşehir yapacak. Vatandaşın cebinden para çıkmayacak.
Zaten öylesi makbul bizim için. Masraf yapmayalım, Belediye halletsin, bizim mülkün değeri artsın.
E peki Atatürk Mahallesi’nin bir sokağında oturan bu garibin günahı ne?
Güneşten grileşmiş, solgunlaşmış dış cephe boyasını yenilemek lazım bizim binanın.
Karşıda, fi tarihinde yapılmış sağı solu çatlak patlak, sıvaları dökülmüş bir bina daha var; onlar da garip gureba; el atıverse ya Büyükşehirimiz!
***
MİLLİKUVVETLER 2004’den bu yana kaç kere tadilattan geçti, hatırlayın.
Sabri Uğur rahmetli bir daldı caddeye; kepçeler, silindirler, kazıcılar, deliciler eşliğinde, haftalarca asfaltlama çalışması yaptıydı.
Asfaltı ve onun altındaki Arnavut kaldırımı taşlarını söküp attı; üstüne kalınca bir asfalt döktürdüydü.
Sonra İsmail Ok girdi devreye.
“Cadde öyle olmaz böyle olur” deyip sil baştan taş döşedi.. Kaldırımları genişletti.. Saksılar falan koydu sağlı sollu.
Hâttâ Millikuvvetler’i adam etmek için Mimarlık Fakültesi’nden hocalarla işbirliği yaptı; onların hazırladığı projeler üzerinden yürümeye çalıştı. Tabi o projeler ‘trafiğe kapalı cadde’ şeklinde hazırlanmıştı. İsmail Ok caddeyi araç trafiğine kapatamadı.
Orta yerinden tramvay geçirme fikri de vardı, “o kadar abartmayalım” diye vazgeçildi.
Edip Uğur zamanında da caddenin süsleme vitrin işleri olduydu.
O zamanın Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da Millikuvvetler’deki ağaçlara kitaplar falan astırdıydı, millet kitap okusun diye! Şovu sever neticede.
***
SONRA bir baktık, Büyükşehir Başkanı sıfatıyla Yücel Yılmaz da daldı şehrin en mühim caddesine.
BASKİ, girdi, Telekom girdi, doğalgazcılar girdi; işlerini hallettiler. Fen İşleri Dairesi de kaldırımları kara taşla döşeyip kaymak gibi asfaltı çekti Millikuvvetler’e.
Ama iş bitti mi; bitmedi.
Madem asfaltı, kaldırımı yeniledik; şu caddedeki binaları da tek renk yapalım; Yeni Çarşı’nın krem karameliyle uyum sağlasın dediler.. Badana boya işine giriştiler!
Aylar geçti, belki yıl oldu; boya badana bitmedi.
Cadde hergün trafiğe kapatılıyor, binaların dış cephesi boyanıyor.
Boyanan binalar, ikinci kere boyanıyor bu arada. İlkini beğenmemiş abiler, koyu kaçmış, caddeyi boğmuş.
Tabelalar da tek tip yapıldı. Cadde esnafı bir kuruş masraf etmeden tabelalarını yenilemiş oldu, Büyükşehir sayesinde.
Tabi tabela işinde de sıkıntı olmuş, öyle duyuyoruz. Kahverengi zemin üstüne altın rengi firma ve marka isimleri yazılıydı, şu anda gümüşe dönmüş durumda.
İkinci kez masraf yani.
Kimin cebinden çıkıyor para?
Büyükşehir’in kasasından.. Yani Balıkesirli’nin parası.
Biraz tasarruflu olmak lazım; daha acil işler dururken, paraları süsleme vitrin işleri için harcamamak lazım. Devir tasarruf devri sonuçta!
***
BALIKESİRLİNİN cebinden çıkıyorsa o paralar, bu memleketin insanı bilsin, öğrensin Millikuvvetler’in sağlıklaştırılması için ne kadar harcandığını.
Asıl önemli olansa, Millikuvvetler’deki yapıların büyük bölümünün doksan dokuz depreminden imal edilmiş olması.
Yani, üçüncü derece deprem yönetmeliğine göre inşa edilen yapılar bunlar.
Şu anda birinci dereceye göre inşaat imalatı yapılıyor.
Caddedeki yapıların depreme dayanıklı olmadığını söylemek mümkün o zaman.
Altıeylül’ün boşalttığı, Karesi’nin hâlâ ana hizmet binası olarak kullandığı çürük Belediye binası için yıkım kararı var. Karesi çıkınca bina yıkılacak.
Yerine ya yeni bir bina yapacaklar, ya da meydan düzenlemesi falan işte.
Peki caddedeki öteki çürük yapılar ne olacak?
Hani boya badana yaptınız, tabelalarını değiştirdiniz, çatlak patlak yerleri sıvadınız, dünyanın masrafını yaptınız ya…
Allah göstermesin, yarın Maraş merkezli deprem gibi yıkıcı bir depremle sarsılsa bu şehir.. O yapılar hasar görecek haliyle.
Boya badana için harcanan paralar çöp olacak…
***
YA DA boya badana işlemi gören eski bir binanın sakinleri, “biz kentsel dönüşüme giriyoruz” dese…
Binayı yıkıp yeniden yapacaklar.
Boya badanaya, tabelaya sıvaya harcanan para yine uçmuş olacak.
Bunları da düşünmek lazım.
Millikuvvetler’i yaparken düşünmediniz.. Anafartalar’a başlarken düşünün e mi!