“BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİNİZ”

DR. ALİ İHSAN GÜLER

 

ATATÜRK ve İSMET İNÖNÜ için iki ayyaş demişlermiş. Sözüm ve sitemim onlara olduğu kadar, onların değirmenine su taşıyan ve kendisini güya Atatürkçü diye tanımlayan bigi sahibi olmadan fikir sahibi olanlara.

Yani: Rakı sofralarında Atamın şerefine, “Atam leblebi ile içerlerdi” gibi içi boş lafı güzaf ile zevzeklik edenlere.

Benim Atam: Üsteğmen iken Avuturya’ya Askeri Ateşe olarak atanır. Kralın kızı ile birbirlerine aşık olurlar. Bunu öğrenen Kral; Atatürk’e haber göndererek tehdit eder.

Sonradan yedi düvele kafa tutacağı daha o günden belli olan Atam, Avusturya Devleti’nin Ulusal Bayramında verilen devlet resepsiyonunda dansa kaldırır sevdiği kadını. Hem de herkesin gözü önünde ve kralın huzurunda.

Atatürk bir süre sonra rahatsızlanıp yatağa düşer. Bir yıiı aşkın süre yataktan kalkamayacak kadar hasta yatar. Büyük ihtimal ile zehirlenmiştir. Karaciğeri zarar görür ve ağır bir sarılık geçirir. Bu nedenle Atam; karşıtlarının dediği gibi Ayyaş olacak kadar ya da bazılarının dediği leblebi ile içecek kadar gibi alkol düşkünü değildir. Zaten sağlığı açısından bu olanaksızdır.

Ölüm sebebi alkole bağlı siroz değildir. Suikastte karaciğerinin aldığı hasardır. İkinci suikast ve zehirlenme ne yazık ki  kendi ülkesinde. “Beni Türk Hekimlerine emanet ediniz” demesine rağmen Avrupa’dan getirilen hekimler tarafından yapılmıştır.

Corona Virus nedeniyle adını herkesin ezberlediği Kinin verilerek karaciğer yetmezliğine sokularak  katledilmiştir. Atamın otopsi raporu ortada yoktur. Yapılmadı diye iddia edenler var. Bir devlet başkanı, cihan lideri ölür de otopsi niye yapılmaz?

Üsküdar’daki İstanbul Eczanesi’nden kırk kutu ilaç alındığının belgeleri mevcuttur. Bir hekim olarak bunun hasarlı olanı bırakalım sağlam bir karaciğere bile vereceği zararları bilirim.

 

***

23 Nisan Bayramı kutlamaları gösterdi ki: Atatürkçülük bu milletin çimentosudur. Ve bu ulusu yoktan var eden, emperyalizme sömürge olmaktan kurtaran Atatürk’tür.

Atatürk:  İkinci Dünya Savaşı’nı öngörmüş ve bunu  yakın arkadaşları ile paylaşmış; bu yeni, yorgun devleti savaşa sokmamaları için uyarmıştır.

İşte kastedilen ikinci ayyaş İsmet Paşa her türlü baskıya rağmen Türkiye’yi bu savaşa sokmamıştır. Tenbihlenip öne sürülen bir çocuğun, “beni aç bıraktın” sözüne; “belki seni aç bıraktım ama babasız bırakmadım” diye karşılık vermiştir.

Daha fazlasını yapmıştır. Corona ile savaşta bana göre Destan yaratan ülkemiz  ve sağlık ordumuzun bu başarısı asla rastlantı değildir.

Bu savaşta Hitler zulmünden kaçan fen bilimleri ve tıp alanındaki Yahudi Bilim Adamlarına kapıyı açmıştır İsmet Paşa.

Bu hocalar ülkemizde önemli bilim adamları yetiştirmişlerdir. Bu birikim ve bilgi kültürü kuşaktan kuşağa devredilerek ülkemiz bu bilim dallarında çok önemli yerlere gelmiştir.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde öğrenci iken; hocalarımın bir çoğu söze o önemli bilim adamlarının ismini zikrederek başlardı. Yazdıkları tıp kitaplarının ilk sayfasında o bilim adamlarının resimleri olurdu.

Histoloji ve Embriyoloji Hocamızın, ders anlatırken çok sık olarak; “Hocam Max Clara derdi ki” deyişleri darbı mesel gibi kulaklarımdadır.

Fen Bilimleri ve Tıp Bilimleri konusundaki başarımızın sırrı Alman Bilim Disiplinini ülkemize taşıyan bu bİlim adamlarına insani görev yaparak kapı açmak da bir ayyaşın işidir.

Corona ile mücadelede  Almanya ile yakın oranlara sahip olmak da kaderin bir cilvesi midir?

Her Ulusun efsaneleri, her ulusun kahramanları vardır. Bütün dünyanın saygınlığını kazanan değerlerimizin kadrini bilmeliyiz.

Amerika’da Yüzyılın Cerrahı seçilen beyin cerrahı Prof.Dr. Gazi Yaşargil, Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar ve bir kitaba sığmayacak kadar çok sayıdaki bilim adamları bu ayyaşların kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin eseridir.

İşte gördük.Tek vücut oldu Millet. El ele olamadı ama gönül gönüle kutladı bayramını.

İşte gördük Türk Sağlık ordusu destan yazıyor.

Coronayı yenen doktor görevine dönüyor iyileşir iyileşmez. Coronayı yenen hemşire görevine dönüyor Diyarbakır’da. Yetmiyor. Yatıp antikorlu plazma veriyor kan bankasına. Başka hastalara deva olsun diye.

Hala Ayyaş  idiasında mısınız?

Hala rakı masalarında mı Atatürkçülüğünüz?

İsmet Paşa’nın deyimiyle: HADİ CANIM SENDE!

Exit mobile version