Ben ne zaman ‘milletin efendisi’ olacağım?

NE olacak, bizim şuncacık bahçede beş – altı tane ağacı don vurmuş.. Adamın bilmem kaç dönüm arazisinde yüzlerce ağaç vurgun yemiş.. Biz mi ağlayalım, o mu ağlasın şimdi?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 HEP söyleniyorum kendi kendime; köyde bir ev yapıp bahçe işleriyle oyalanma fikrini keşke 10 – 15 yıl öncesinde hayal etseydik!

Altmışa az kaldı, iki adım yürüyünce nefes nefeseyiz.. Oturup dinlenmek istiyor insan, kısa mesafe yürüse bile.

Hep bu cigaranın yüzünden. Ona hiç başlamasaydık iyiydi. E haydi başladık, içtik, üfürdük falan.. Bıraksaydık on sene evvelinde…

Annem zaten katıksız cigara düşmanı… Altmışına yaklaşmışız, ne zaman görse içerken iki saat susmadan söyleniyor.

Ayrıca beden alışmamış çapaya, küreğe, bele… Odun kırmak için ne zaman elime alsam baltayı, avuçlarım su topluyor. Klavye bağımlısı parmaklarım, küreğe, kazmaya, çapaya uymuyor.

Bakıyorum milletin efendisi köylünün ellerine; kocaman. Parmaklar kalın, avuç içleri nasırlı, çatlak.

Benimkiler piyanist parmağı gibi…

Belli ki ‘milletin efendisi’ olamayacağım!

 

***

BU üçüncü sene olacak bahçe işinde. Her yeni günde, yeni bir şeyler öğreniyoruz. Horoz sesiyle uyanmamışız ki hiç.. Bahçede gezen tavuk olmamış. Domatesi biberi manavdan, pazardan almışız.. Apartıman çocuğu olarak yaşamışız yani.

Şu günlerde toprağı belliyoruz. Belin sivri tarafına ayağımla bastırıp toprağı kanırtınca üç beş tur; tamam bittik.

Bahar yağmurlarının ardından bahçeyi saran envai çeşit otun temizliği var bir de.

İki eğilip kalkıyorsun, belin doğrulmuyor üçüncüye.

Geçen Pazar çimleri biçtim, sonra leylandilerin diplerini temizledim falan… Hâlâ kendime gelebilmiş değilim.

Sağolsunlar, bu işlerde yardımımıza koşan arkadaşlar var. Onlar çalışıyor, ben izliyorum.

Hani “bizi çalıştırıyor, kendisi keyif çatıyor” demesinler diye.. İki kürek toprak atıveriyorum.

 

***

İŞTE bu sebeplerle keşke diyoruz… Keşke on – on beş yıl önce karar verseydik. Daha gençtik, daha diriydik, daha güçlüydük. Yoruluyorduk ama, şimdiki gibi kol ağrısı, bel acısı, yorgunluk, oturduğun yerden kalkamamak gibi dertler olmazdı.

Ne yaparsın ki, o zaman da iki tuğlayı üst üste koyacak imkan yoktu abi. Zaten burayı da gıdım gıdım yapabildik; altı – yedi senede ancak yaşanabilir hale getirdik.

 

***

ANLAMIYORUZ ya tarla tapa işinden.. Neyin ne olacağını da kestirme olanağımız yok bu yüzden.

Meselâ zirai don felaketi yaşadık. Meslek icabı memleketin orasında burasında meydana gelen don olayına dair nice haber yaptık.

O haberleri yazarken, okurken falan, “eyvah” dedik, “bu sene meyve yiyemeyiz artık…”

Meyve ağaçlarını don vurdu. Yaz meyveleri ateş pahası olur pazarda.

Geçen gün evde bu mevzuyu konuşurken, “ne yapalım, bu yaz da meyve yemeyiz; yemeyince ölmeyiz” diye avuttuk kendimizi.

 

***

SONRA aklıma geldi; “uleyn” dedim, “bizim bahçede de meyve ağaçları var; çiçek açtıklarını gördük ama ne durumdalar hiç bakmadık…”

Ertesi gün gelip baktım, ne göreyim…

Eriği, kayısıyı, kirazı, elmayı don vurmuş!

Çiçekten sonra çıkmaya başlayan meyveler dalında kurumuş. Dalların uçları siyah siyah.

Bahçe de küstü bize o zaman.

Ne yapalım, toprak verirse, bu yaz şeftali niyetine domates, erik niyetine biber yeriz artık.

Geçen yıl kavun karpuz fideleri ektiydik; tek bir mahsul bile alamadık. Bu sezon için dua ediyoruz; ekeceğimiz kavunlar kabak tadında olmasın, karpuz kıpkırmızı ve lezzetli olsun, amin!

 

***

DON olayı gerçekten büyük bir felaket. Üretici milleti zaten emeğinin karşılığını alamamaktan dertli.. Üstüne bir de don vurgunu yiyince, bu sezon yeni bir dert çuvalı daha yükleyecek sırtına.

Bittabi tüketiciye yansıması kötü olacak. Zaten gıda fiyatlarındaki aşırı artış yüzünden dertli vatandaş… Yaz meyvesine, kış parası ödemek zorunda kalacak.

 

***

DONDAN etkilenen üreticinin zararını tazmin etmek lazım. Bunun için Tarım ve Orman Bakanlığı gerekeni yapıyor, yapacak.

Kimi yerde yüzde 40, kimi yerde yüzde 70 – 80 oranında zayiat söz konusu.

Destek şart.

 

***

NE olacak, bizim şuncacık bahçede beş – altı tane ağacı don vurmuş.. Adamın bilmem kaç dönüm arazisinde yüzlerce ağaç vurgun yemiş.. Biz mi ağlayalım, o mu ağlasın şimdi?

 

***

Bizim bahçedeki vaziyet budur. Arz ederim.

Güneşli, ılık, gezip tozulacak kıvamda bir hafta sonu dilerim herkeslere.

Selam ederim.

 

 

Ben ne zaman ‘milletin efendisi’ olacağım?
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!