BELEDİYELERİN ÇİKOLATA ÇEREZ İŞLERİ

BİZİM eski Vali Mustafa Yaman, üç yıl önce Mardin’e atandı biliyorsunuz.

Buradayken icraattan çok, o zamanın Büyükşehir Başkanı Edip Uğur’la olan kavgasıyla öne çıkmıştı.

Mardin’de hem Valilik, hem Belediye Başkanlığı yapıyor şimdi.

İki görev bir arada.

31 Mart’a kadar kayyum olarak görev yapmıştı.

Seçimde Ahmet Türk Belediye Başkanı seçildi, mazbatası verildi, göreve başladı.

Sonra, teröre yardım ve yataklık suçlamasıyla Başkanlık görevinden el çektirildi.

Mustafa Yaman yeniden kayyum oldu.

Görevden alınan Ahmet Türk’le ilgili dosyalar ortaya serilince..

O da kayyumun yönettiği Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin kente gelen devlet adamlarına, bakanlara, milletvekillerine, şuna buna değerli hediyeler verildiği iddiasını ortaya attı.

Mardin’deki bu karşılıklı suçlamalar günlerdir siyaset gündeminde.

Vali Mustafa Yaman, Türk’ün iddialarını yalanladı, “iftira” dedi. Cumhurbaşkanı da dahil hiç kimseye özel hediye vermediğini söyledi.

Yaman savunma yaparken..

Ahmet Türk’le ilgili bir iddia daha ortaya atıldı.

31 Mart’ta Başkanlık koltuğuna oturan Ahmet Türk, üç ayda üç yüz bin liralık çikolata ve çerez harcaması yapmış.

Büyükşehir bütçesinden.

 

***

“DEVLET itibarından tasarruf yapılmaz” diyor ya büyüklerimiz.

Eh, belediyeler de devlet kurumu.

İtibarı korumak lazım.

Yani, koskoca makama misafir gelmiş.. Bir acı kahve içmeyecek mi?

Çikolatadan, çerezden atıştırmayacak mı?

Konaklayacaksa, memleketin en iyi otelinde süit falan ayarlanmayacak mı?

Aç mı göndereceksin adamı; en nezih restoranda masa ayrılmayacak mı yani?

Bu sadece Mardin’de olan biten bir durum değil ki.

Kayyumlu kayyumsuz cümle belediyede böyle harcamalar yapılıyor.

İktidarınkilerde de, muhalefetinkilerde de…

 

***

MESELÂ bizim Balıkesir Büyükşehir Belediyesi.

Hangi odaya girseniz, masalarda, sehpalarda, şık şıkıdım tabakların içinde ambalajıyla gözlerinizi kamaştıran çikolataları, şekerleri görürsünüz.

Makam odalarında da böyle, müdürlerin, amirlerin odalarında da.

Hani biraz derin dolaşsak, şeflerin, memurların masalarında bile görmek mümkün.

Gelene gidene ikram.

Ağızlar tatlansın.

 

***

MARDİN’deki mevzu, Balıkesir taşrasında kalem oynatan bizler çok ilgilendirmiyor.

Ama Mardin’deki mevzu üzerinden Balıkesir’de örneklemeler yapmak mümkün.

 

***

IHLAMUR, adaçayı, kekik, nane limon falan, belediyelerin çay ocaklarında olur genellikle.

Yani her misafir çay içmez, bazen ıhlamur ister meselâ.

Ihlamurun ballısını ister mi?

Varsa niye “hayır desin adam.

“Ballı ıhlamur var, içer misin” diye sorarsan..

İçer yani.

Bizim belediyelerde sıcak çikolata bile var.

Başka ne var?

Kuru üzümünden cevizine, kavrulmuş bademinden taptaze leblebisine, kabuklu fıstığından kajusuna kadar.. Her misafirin önüne tabak tabak konan şeyler.

Kurutulmuş meyve tabakları bile görmüşlüğümüz var yani.

Çikolataları, şekerlemeleri, tatlı kategorisindeki değişik ürünleri görmek mümkün.

 

***

ESKİDEN çayla savuşturulurdu misafir. Belki bir akide şekeri, birkaç damla kolonya falan.

Mütevazı olunurdu; misafir misafirliğini bilirdi. “Ne alırsınız” sorusuna, “çay içeyim” karşılığı verilirdi.

Şimdi, sormuyorlar bile…

Lap diye çerez tabağını koyuyorlar adamın önüne.

Sehpada bir çuval çikolata şeker var zaten.

“Ballı ıhlamur içer misin abi?”

“Hayır” denir mi?

Az şekerli kahve kesmez, üstüne bir de sıcak çikolata!

Sonra birer demli çay.

Çay içince için burulur tabi, mideyi bastırsın diye küçük kanepeler, kurabiyeler.

İngiliz milletinin beş çayı muhabbeti var.

Saat beşte yani.

Bizde saatler her zaman beşi gösterir.

 

***

AHMET Türk’ün CHP’li, HDP’li milletvekillerini yedirip içirmesi, ağırlayıp konaklatması falan mevzu ediliyor.

Tabi bunlar hep masraf.

Ama bir tek Mardin’de olmuyor ki.. Her yerde böyle.

Mardin’de  “yiyelim, içelim, hesabı belediye ödesin” var da..

Balıkesir’de yok mu?

Bizimkiler belediyelerden çıkmıyor. Kâh seçim zamanları, kâh normal zamanlarda.. Kendi namı hesabına oraları buraları ziyaret edip, iki vatandaşla el sıkışırken resim çektirip sosyal medyada paylaşarak “çok çalıştım” pozu veren seçilmişlerimizin otel giderlerinin bile belediyelere fatura edildiği konuşulmuyor mu yani Balıkesir’de?

 

***

BU işin partisi purtisi yok; o partinin belediyesi yapar, bu partininki yapmaz diyebilir misiniz?

Mardin Büyükşehir’i kayyuma verdiler şimdi. Ağırlama giderlerinde azami tasarruf mu uygulanacak?

Tebrik için gelene gidene “sadece çay veriyoruz, çikolata çerez beklemeyin, kolonyayı kestik, kurabiye pasta yok, elektrik faturası çok gelmesin diye buzdolaplarını da çalıştırmıyoruz; soğuk su istemeyin” mi denilecek?

Şehre gelen devlet ricaline, “git pansiyonda kal…”

“Akşam yemeği için lüks restoranda masa falan beklemeyin; bizim hanım kurufasulye kaynattı, evde onu yiyeceğiz…”

Olmayacak şey tabi.

 

***

“DEVLET malıdır, yetim hakkıdır” diye bir mumun hesabını yapan Hazreti Ömer’in adalet ve devlet adamlığı anlayışı niree, bizim “devletin malı deniz” anlayışı nire…

 

 

 

**********************

 

 

Hediyenin ucuzu pahalası olmaz

 

MARDİN Valisi’nin devlet ricaline pahalı hediyeler verdiği iddiaları gündeme düşünce.

Yalanlamalar da peşi sıra geldi.

Mardin Valisi Mustafa Yaman, “terör adına itibar suikastine müsaade etmeyeceğiz” dedi.

“İftira” dedi.. “Devlet büyüklerine özel hediyeler vermedim” dedi.

Kesilen faturaların, pahalı olmayan sembolik hediyelerin karşılığı olduğunu söyledi.

Sembolik membolik; sonuçta hediye hediyedir; ucuzu pahalısı olmaz.

Ucuz bir şey bile olsa, yıl içinde gelen gelen pek çok konuğa böyle hediyeler veriliyor. Toplamda bakmak lazım.

Yine bizden örnekleme yapalım.

Valiliğe bir bakan gelir, bakan yardımcısı gelir, devlet adamı, bürokrat falan gelir. Balıkesir’deki program için gelmişlerdir. Ziyaretin ve günün anısına ne bileyim işte Yağcıbedir halıları, işlemeli tabaklar, plaketler, zeytinyağları falan verilir.

Büyükşehir’e ziyaretçi gelir, yine benzer hediyeler taktim edilir.

İlçe belediyelerine ziyaretçiler gelir, aynı şekilde…

Niye verilir?

Çok mu gereklidir?

‘Veren’ boyutu bir yanda dursun..

‘Alan’ var bir de.

Niye alır?

Bugüne kadar ucuz ya da pahalı hediyeleri kabul etmeyeni görmedik.

Fotoğraf kareleriyle sabit. Veren de pürtebessüm, alan da pürtebessüm.

Herkes halinden memnun yani.

Devletin, milletin parasıyla oluyor bu işler. Ceplerinden harcamıyorlar sonuçta.

Vermeseler de olur yani. Hâttâ vermesinler, ne gereği var.

Resmi ziyaretse adı, zaten harcırahı, mesarifi devletin hanesine yazılıyor. Gelen bedava gelmiyor.

Üstüne bir de ucuz olsun pahalı olsun hediyeler falan.

Çay söyleyip gönderin.

Bu ziyaretlerin çoğu zaman kaybı değil midir?

Ayırdığınız zaman, zaten en büyük hediyedir.

 

 

 

*******************

 

 

Hem borç içindeyiz diye ağlıyorlar hem de şenlikten, festivalden geri kalmıyorlar

 

ŞENLİK, festival deyince bizim CHP’li belediyeler akla gelir hemen.

İşte günlerdir yok kitap fuarlarıydı, yok kültür sanat festivalleriydi, haber yapıp duruyoruz.

Gelenin gidenin haddi hesabı yok.

Konuklar, konuşmacılar, yazarı, çizeri, edebiyatçısı, siyasetçisi, sanatçısı, şarkıcısı, bilmem necisi.

Söyleşiler, paneller, imza günleri, stantlar, yemeler, içmeler, yatıp kalkmalar.

Neresinden tutarsan masraf.

Bu işler için attığın her adım masraf.

Böyle organizasyonlarda harcamadan kaçmıyorlar. Başka işler için “para yok” diyorlar, ama şenlik festival olunca kesenin ağzını sonuna kadar açıyorlar.

“Şu kadar borç var” diye belediye binasına boydan boya pankart asan Burhaniye Belediyesi meselâ, hem kitap fuarı, hem Ören Festivali için dünyaları harcadı.

Edremit Belediyesi ona keza.. Herhalde Burhaniye’deki harcamayı ikiye üçe katlamıştır.

Kolay değil çünkü onca yazarı çizeri buralara getirmek.

En çok da siyasetçi var konuklar arasında.

CHP’nin genel merkez yönetiminden gelmeyen kalmadı sanırım.

Genel başkan yardımcısından MYK üyesine, Parti Meclisi’nden milletvekiline kadar.

Yani açık açık siyaset koktu Körfez bu etkinliklerde.

Hem öyle ki, yazar çizer efradı, siyasetçi milletinin gerisine düştü.

Bir de bunların yemesi içmesi, yatması kalkması var tabi.

Adamlar öyle boş beleş gelir mi; sofralar donatmak lazım. Ağırlamada kusur etmemek lazım. En iyi otellerde yatırıp kaldırmak lazım.

Her biri ayrı ayrı kaprislidir.. Afra tafraya meydan bırakmadan, en küçük ayrıntıyı düşünmek lazım.

Sonra konserler falan.. Şarkıcısı ayrı, orkestrası ayrı, ses düzeni ayrı.. Yani bu işlerde envai çeşit ödeme kalemi söz konusu.

Sahi, bu yaz sezonunda şenlik, festival, fuar organizasyonları için Körfez’deki ilçe belediyeleri ne kadar masraf yaptı? Bunu açıklasalar, öğrensek, vatandaş bilse…

 

 

 

********************

 

 

FOTOĞRAF KONUŞURSA

Selman Hasan Arslan  mevzuya odaklanamamış

 

BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Yücel Yılmaz Facebook’ta paylaşmış bu fotoğrafları.

Edremit Güre’de yapılacak asfalt çalışmaları öncesinde inceleme yaparken çekilmiş.

Ortada proje var, asfaltlanacak güzergahı inceliyorlar.

Yücel Yılmaz ve konuyla ilgili herkes orada.

Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan da orada.

Selman Hasan Arslan dışında herkes projeye odaklanmış.

O başka bir yere bakıyor sanki.

Hani yani “asfaltı Büyükşehir yapacak, beni ilgilendiren bir durum yok” der gibi…

Ya da ‘konu mankeni’ durumları.

Göz hizasına bakarsanız, Selman Hasan Arslan projeye bakmıyor o an.

Yani öncesi ve sonrasında durum farklı olabilir; karenin çekildiği, deklanşöre basıldığı anın kritiğini yapıyoruz sonuçta.

Bu açıdan bakınca, “O’nun aklı başka yerde” demek mümkün.

 

 

10 BALIKESİR

 

Exit mobile version