Bebek katili ifadesini en çok kullanan siyasetçi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir. Kürt sorunu yoktur, DEM kapatılmalıdır diyen Bahçeli, Öcalan’ın ‘’Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, bende pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim’’ dediği bir süreci başlattı; Hoş, Bahçeli süreç yok dese de…
Bahçeli’nin ‘’Abdullah Öcalan, umut hakkından yararlansın, gelsin Meclis’te DEM Grubunda konuşsun’’ dedikten sonra Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan İmralı’da Öcalan’la görüştü.
Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’dan oluşan DEM heyetinin 28 Aralık’taki İmralı ziyaretinin ardından herhangi bir açıklama yapılmadı. Kısa süre önce Mardin Belediye Başkanlığı görevinden alınarak yerine kayyım atanan Ahmet Türk’ün de katıldığı heyet, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Görüşmeler CHP ve diğer partilerle devam edecek. İmralı’dan sonra şu ana kadar herhangi bir açıklama yapılmamış olması ve bu görüşmeler ‘pazarlık’ların devam ettiği, adı konmamış sürecin içinin doldurulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır!
Son Suriye olaylarından bağımsız, küresel büyük bir plandan bağımsız olduğu düşünülemez!
Bu palan düne kadar ‘’PKK Kürtleri temsil etmiyor, Öcalan’ın Kürtler üzerinde, PKK üzerinde etkisi-gücü kalmadı’’ diyen aynı siyasi aktörler, PKK kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın baş aktörlüğüne razı olmuşlar!
Öcalan’ın Devlet’le ilişkisi öteden beri bilinmeyen bir durum değildir. Ve bu Öcalan, 1999 yılında yakalandığında, elleri kelepçeli, gözleri bağlı halde uçakta getirilirken ‘’Beni kullanın. Devletimin emrindeyim’’ dedi.
Abdullah Öcalan’ı, ilk sorgulayan E. Albay Hasan Atilla Uğur’un açıklamalarının yer aldığı 16 Aralık 2013 tarihli Aydınlık gazetesinde Öcalan, ‘’Devletin uzatacağı en ufak bir eli nasıl tutmak istediğimi bilemezsiniz. Hemen ‘işbirlikçi’ derler ama ben yaptım. Bütün Kürtleri Türkiye’nin hizmetine sokacağım, tek arzum görevimi becermek, benim derdim af değil hizmet, hizmet aşkım sonsuz. Devleti tanımadan ona karşı koymaya yeltendik. Kürtler için anayasal hak istemenin anlamı yok. Türk ulusu ağacın köküdür. Hakkâri’de Türkçe öğretelim. Kürtlere Atatürk’ü yeniden tanıtalım. Kürt isyanları tamamen çıkarcılıktı’’ dediği günden bugüne…
İktidarda olan AKP ne yaptı? AKP 23 yıllık iktidarı süresince Öcalan’dan bu dedikleri anlamında bir ‘hizmet’ talebinde bulundu mu, bulundu da ‘hizmet’ alamadı mı; neden bugüne kadar bu anlamda yararlanılmadı. Yoksa istenen şartlar yeni mi oluştu! Evet İstanbul seçimlerine dönük mektup yazdırıldı! Başka ne yaptırıldı veya niye bugüne kadar yaptırılmadı da bugün tekrar ‘kurtarıcı’ aktör olarak sahneye sürüldü.
Bugünkü Öcalan o günlerin aksine, daha üsten, daha buyurgan, DEM heyetiyle görüşmede ‘’yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ‘ehil ve kararlılığa’ sahibim’’. Yani önce sizin ‘elinizi’ göreyim, siz ‘ne’ veriyorsunuz- istiyorsunuz önce onu bileyim tavrı içinde!
Görüldüğü gibi adı konmamış bir süreç var ama sürecin içeriği konusunda bir netlik yok. Dün Kandil-İmralı üzerinden rakiplerini suçlayanlar bugün Kandil-İmralı ile siyaset kotarıyor.
Peki yeni paradigma nedir?
İmralı heyeti ‘’sürecin başarısı için en önemli zeminin TBMM olduğu’’ vurgusuyla ‘’Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi sorumluluktur’’ diyor.
E zaten Türk-Kürt kardeş, E zaten herkes anayasal ‘eşit’ yurttaş! Uygulamadan kaynaklı yaşanan sorunlardan Türk’te, Kürt’te mağdur!
Meclis’te konuşulsun diyen muhalefet ne konuşulacağını, ne isteneceğini biliyor mu? İçeriğinin ne olduğu bilinmeden ne olursa olsun Meclis’te konuşulursa anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesine, ikinci bir resmi dile, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi adına ‘özerk yönetim’e evet mi diyecek. Meclis’te konuşulacak olması her türlü talebin kabulü anlamında mıdır?
Öcalan’ın son görüşmede ‘’heyet yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım’’
Pozitif adım atmak için Öcalan’ın talepleri nedir, ne olursa pozitif adımlar atacaktır. Peki bugüne kadar Öcalan Kürtleri temsil etmiyor diyenler Öcalan’ın Kürtleri temsil ettiğini mi düşünüyorlar. PKK, Öcalan’ın çağrısıyla silah bırakacak mı?
Hadi bugünkü sürecin mimarı Devlet Bahçeli’nin geçmişteki sözleriyle yazıyı bitirelim! Bahçeli ‘’PKK, Türkiye’den toprak almadan silah bırakmayacaktır. Aksini iddia eden varsa ya şerefi yoktur ya da aklını ve mantığını kaybetmiş bir sefildir. AKP artık hem HDP hem de PKK’dır.’’
Adı konmamış bir süreç Öcalan’ın Meclis’e gelişiyle mi son bulacak…
Sürecin sahibi; Devlet Bahçeli mi, R. T. Erdoğan mı yoksa Abdullah Öcalan mı, kim?
Yeni paradigma dedikleri nedir?