Güncellenene maaşlar vatandaşın cebine girmeden gerçekleşen vergi zamlarıyla, harçlarla dolaylı yoldan hazineye geri döndürme harekatı başladı. Kemer sıkma ve acı reçete uygulaması yine vatandaşın üstüne düştü.
Her zamanki gibi işin kolay yolunu buldu seçtiklerimiz, bu ekonomik darboğazda dahi “itibardan tasarruf olmaz” diyerek kamu harcamalarını bol keseden yaptıklarını görmeden hazineye büyük yük getiren bir avuç zengine verdikleri “kur korumalı mevduatı” kaldırmak yerine uzatarak vatandaşa yüklediler.
Kaşıkla verdiler, kepçeyle alıyorlar. Gerçi asgari ücrete ve memur maaşlarına yapılan artışlar seyyanen zamlardan emekliler nasibini alamadı.
İkinci, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören emekliler enflasyon farkı haricinde unutuldular. Akıllarına geldiğinde iş işten geçmişti. Dul ve yetim maaşı alanlar hepten yok sayılmıştı. Oysaki çarşıda pazarda, markette ürünlerin herkes için aynı olduğu yerde gelir dağılımında neden eşitlik sağlanmıyor acaba diye sormak lazım büyüklerimize.
Her türlü ekonomik politikaları kobay niyetine kullandıkları vatandaşın üzerinde deneyenler nasıl oluyor da azdan az, çoktan çok olmak üzere adaletli vergi sistemini getirmek yerine “Deli Dumrul misali” yakaladığından almak kolaycılığına kaçmalarını anlayamıyoruz.
Gökyüzündeki meteor sağanağı gibi yağan zamlar yakın zamanda bitecek gibi de yağan zamlar yakın zamanda bitecek gibi de görülmüyor. Anlaşılan vatandaşa verilenlerin yanında har vurup harman savurdukları bütçenin açığını da yeni yeni zamlarla, dolaylı vergilerle yine biz ödeyeceğiz gibi görünüyor.
Başladı artık önüne geçmek imkansız gibi duruyor.