Milletvekili seçimi bitti, muhtemelen itirazlar olacak ama genel tablo değişmeyecek artık. Tamam, Meclis çoğunluğunu mevcut iktidar bloku aldı. Şimdi de, gelecek dönemde yine muhalefetin itirazlarını “kerhen” dinleyip sadece iktidarın taleplerini onaylayarak işlevlerini eskisi gibi sürdürmeye hazırlanıyorlar. Çünkü mevcut Başkanlık Sistemi’nde, yasama için sadece bu kadar bir alan yeterli görülmüş bulunuyor.
Fakat, henüz Cumhurbaşkanlığı seçimi de tamamlanamadı değil mi? Yürütme organı yok ki ortada… O nedenle “her şey bitmiş” değil. İşte tam da bu noktada, Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi çok anlamlı olmaz mı? Yetkiyi alır ve yürütme organını Meclis dışından oluşturup, sorumluluğu ele alarak ve ağırlıklı olarak da ekonomik krizi engellemeye uğraşarak, ülkeyi bu garip ve kaotik alandan çıkartabilirler.
Kılıçdaroğlu’nun elbette Meclis’e de ihtiyacı olacaktır o vakit, ancak gerektiğinde KHK imzalaması da yeterli olacaktır. Düne kadar zaten öyle olmuyor muydu? Cumhurbaşkanı olarak böyle bir yürütme gücüyle sadece 2 yıl geçirmesi bile, Türkiye’de sistem değişimini sağlayacak Meclis çoğunluğunu da yaratır ayrıca. Zira eski iktidar bloku bu durumda mutlaka bölünüp dağılacaktır. Bu gelişmeler, referandum talebini Meclis’ten geçirecek bir çoğunluk bile verebilir. Olmazsa, Cumhurbaşkanı olarak ülkeyi yeniden seçime davet edip, güçlendirilmiş parlamenter sistem için Anayasa değişikliği sağlayacak bir dağılımın kurulmasını da sağlayabilir.
Yürütme’de bu durum sağlandığında, yargıda da acil ve adil tedbirler alınması mümkün olacaktır. Hukukun üstünlüğü ilkesi hayata geçirilecektir. Sistem bu şekilde tümüyle değiştirilemese bile makul sürede dönüştürülebilir. Yetkisiz bir yasama alanında birileri çoğunluk olmayı sürdürürken, yürütme ve yargıda çok büyük değişimler hayata geçirilebilir. AKP ve yandaşları Meclis’te oturup “nasıl garip bir sistem yapmışız biz?” diye düşünüp dursunlar bu arada.
O nedenle, moraller 28 Mayıs’a kadar sağlam olmalı dostlar. Suskunluk hemen sona ermeli. Çalışmayanlar şimdi çalışsınlar. Vekilliğine kavuşanlar, bu sefer sandığı da doldurmaya uğraşsın, sahaya çıksınlar. Bütün ikincil hesapları bir kenara bırakıp, tek amaç için çalışılacak bir süreç var önümüzde şimdi. Evet, zor ama halen mümkün kazanmak. Kılıçdaroğlu’nun yanında durmak şimdi çok daha önemli. “Bir oy ona, bir oy buna” da yok artık.
“Hepsi ona” demek zamanı şimdi. O nedenle milletvekilliği seçimlerinde yapılan hataları, eksiklikleri bile konuşmayı da bir süre sonraya bırakıp, şimdi yürütme erkini sıkıca kavramak ve bir adım öne geçmek zamanı. Ne yılgınlığı, ne umutsuzluğu? Bunların inşa ettiği sistem de kendilerine benziyor, bir sürü açık noktası, bir sürü düşünülmemiş yanı var. Şimdi onlara bunu gösterip, tarihi bir yenilgi yaşatmanın tam da zamanı.
