Türkiye’de ilçelerin il yapılma meselesi ön araştırmalar yapılmadan siyasi mülâhazalarla hep aceleye getirilmektedir.
Son günlerde Balıkesir ilinin idari yapısında gerçekleştirilmesi düşünülen bazı değişiklikler gündeme gelmektedir. Acaba yapılması düşünülen bu değişiklik bu ilçelere ve Balıkesir’e ne getirecek ve ne götürecektir? Bu yazıda, bu husustaki şahsi düşüncelerim, mümkün olduğunca bilimsel bir bakış açısıyla ele alınıp açıklanmaya çalışılmıştır.
1-Bandırma açısından il olmanın avantaj ve dezavantajları
-coğrafi durum ve tarihi süreç. Bandırma Balıkesir ilinin denize açılan kuzey kapısı ve çok önemli bir limanıdır. Bandırma aslında Türkiyenin en önemli limanları arasındadır. Hinterlandı çok geniştir. Sadece Balıkesir ilini değil, Bursayı, Manisa, Kütahya ve İzmir illerini kapsar 1912 yılında Osmanlı idaresi sırasında inşa edilen demiryolu hattı hinterlandını genişletmiştir.
Bandırma tarihi bir şehir olmamakla beraber yakınındaki Belkıs (Kyzikos) M.Ö. 700 yıllarında kurulmuş olan antik bir şehirdir.
Karesi Beyliği bu havaliyi (Edincik ve Erdek)1300 lü yılların başlarında ele geçirmiştir. 1 O tarihlerde daha Bandırma adında bir yerleşme mevcut değildi. Marmara kıyıları (Edincik-Erdek-Bandırma) ancak 1850’li yıllardan itibaren Karesi Sancağına bağlanmıştır. 1867 vilayet nizamnamesinde bu üç beldeyi kaza (ilçe) statüsünde görüyoruz. Tabiatıyla Kapıdağ yarımadası ve Marmara takımadaları da Karesi sancağına bağlanmıştır.
Bandırma ve havalisi coğrafi olarak Güney Marmara Ovaları kapsamındadır. Bu ovalar Ulubat gölünden başlar Bigaya kadar uzanır. Bandırma, Karacabey, Manyas, Susurluk, Kemalpaşa, Gönen ovaları birbiriyle entegre olan ovalardır. Aynı zamanda Bandırmanın zirai hinterlandıdır. İklim ve topraklarıyla da birinci sınıf tarım arazileridir.
-Ekonomik-sosyolojik ve diğer etkiler
İl olmanın Bandırmanın ekonomik durumuna çok önemli katkılarda bulunacağını sanmak pek yerinde olmaz. İlçenin liman vasıtasıyla elde ettiği gelirin aynen devam etmesi söz konusudur. Liman ile ilgili bürokratik işlemler belki daha kolaylaşacaktır. Demiryolunun fonksiyonu aynen devam edecek, sanayi gelirlerinde de , statü değişikliğinden dolayı bir artma söz konusu olmayacaktır. Balıkçılık da aynen devam edecek, ilçe ekonomisine katkısı değişmeyecektir. İhracat ve ithalatta da değişme olmayacaktır.
Yeni statü değişikliği il merkezi ile ilgili bazı bürokratik işlemleri kolaylaştıracak fakat ilçenin ekonomik gelirinde önemli bir müspet değişikliğe yol açmayacaktır.
Bandırmanın il olmasının en çok Marmara Adalarının işine yarayacağı düşünülebilir. Artık 90 km lik karayolunu kullanmayacaklardır. Fakat deniz yolu engeli yine devam edecektir. Yine Erdek limanını kullanacaklar ve Bandırmaya karayolu ile geleceklerdir. Yani Bandırmanın il olması onların işlerini zannedildiği kadar kolaylaştırmayacaktır.
Bandırma havalisi eskiden beri ve liman olarak da İstanbul ayağıdır. Yani resmi işlerin dışında münasebetleri en çok İstanbul iledir. Fakat buna rağmen Bandırma Karesilidir. Neredeyse İki asırlık ilçesidir. Ne Bursaya ne de İstanbula bağlanmayan Bandırma, tarihi Kyzikos -Smirna yolu üzerinde bulunan ve en kolay ulaşabileceği merkez olan Balıkesire bağlanmıştır.
Bandırmanın il yapılma planında, Susurluk, Manyas, Gönen, Erdek ve Marmara ilçelerine ilaveten Çanakkalenin Biga ve Bursanın Karacabey ilçelerinin de kendisine bağlanması düşünülmüş olmalıdır.
Bandırmanın il olması kendisine, bazı bürokratik işlemlerin dışında, ekonomik bir fayda sağlamayacaktır. Sadece vilayet teşkilatına ait yeni daireler ihdas edilecek, yeni memurlar istihdam edilecek, ayrı milletvekilleri çıkaracaktır.
Bandırma il olmasa da Türkiyenin en önemli limanlarından biri olmaya, bir sanayi bölgesi karakterini taşımaya, ve bir denizcilik ve balıkçılık merkezi olmaya, stratejik bir demiryolu ve karayolunun başlangıç ve bitiş noktalarında bulunmaya devam edecektir.
-Edremit Açısından il olmanın Avantaj ve Dezavantajları
Edremit Karesi oğullarınca 1300 lü yılların başlarında fethedilmiş bir beldedir ve Karesi sancağının 700 yıllık ilçesidir. Balıkesir ilinin Ege ve Akdenize açılan kapısıdır. Edremit yöresi sınırları çok bariz olan coğrafi bir ünitedir. Kazdağı, Eybek dağı, Şabla ve Madra dağı ile Edremit-Havran-Burhaniye-Armutova-Altınova, yöre sınırları dahilindedir.
Yöre, Türkiyenin en önde gelen zeytin ve zeytinyağı üretim merkezidir. Zeytinyağı sanayiinin yörede çok köklü bir mazisi vardır .2 Edremit körfezi ve çevresi kadim bir denizcilik merkezidir. Osmanlı donanmasının leventleri ve reisleri hep bu körfezin çevresindeki köylerden çıkardı. Mazide sahillerde, kazdağı göknarları, kayın ve karaçamlar kullanılarak kadırgalar, kalyonlar inşa edilmişti. Midilli adası, körfez yöresinin entegre bir parçasıydı. XIX ve XX. yüzyılda Osmanlı bürokrasisinin emekli memurları da bu harika yöreye yerleşmeye başlamıştır. Şimdi metruk bir köy haline gelmiş olan Kavurmacılar ile Güre, Altınoluk, Narlı gibi tarihi beldelerin mezarlıklarında mevcut olan, hattat elinden çıkmış gibi kitabeli, mermer mezar taşlarının mevcudiyetleri bu olayın kanıtlarıdır. İstanbul ile Edremit körfezi arasındaki ticari ve resmi denizyolu bağlantısı XIV. yüzyıldan itibaren başlayarak 1955 yılına kadar devam etmiştir. 3
Osmanlılar zamanında yörede gelişmeye başlayan entellektüel kültür, zamanla Ayvalık ve Burhaniyeye ve diğer tatil beldelerine de yayılmış, Türkiye çapında etkili, ayrı bir sosyo-kültürel muhit oluşmuştur.
Günümüzde zeytincilik ile turizm başbaşa gitmektedir. Hatta entegre olmuş bile denilebilir. Görünen Odur ki, il olmak, bazı bürokratik işlemlerin kolaylaşması ve il teşkilatına ait dairelerin ve yapıların teşekkülünün dışında Edremite hiçbir ekonomik avantaj sağlamayacaktır. Edremitliler il olma yerine, beldelerine veya yöreye bir hukuk fakültesi, bir turizm fakültesi, Ziraat falültesinin zeytincilik bölümü, Denizcilik fakültesi (kaptan, denizci yetiştiren) açılması yönünde gayret sarfetseler daha verimli ve daha doğru bir iş yapmış olurlar kanımca.
Balıkesir Açısından Durum
Balıkesir ili adeta iki kanatlı bir kuşa benzer. Bir kanadı Bandırma diğer kanadı da Edremit tarafıdır. Buralar il oldukları takdirde Balıkesir kanatları kesilmiş bir kuşa benzeyecektir.Yani en büyük zarara uğrayacak olan Balıkesirdir. En azından 10 ilçeyi kaybedecektir. Geriye merkezi kısmın etrafında yeralan 7 ilçe kalacaktır.
Balıkesir, temeli (idari sınırları) Karesi Beyliğine dayanan bir vilayettir. İlçeleri iki ila yedi asırlık bir süredir kendisine bağlı olagelmiştir. Balıkesir, Marmara kıyılarından Ege kıyılarına uzanan stratejik bir yol güzergahı üzerindedir. Bu yol İstanbuldan , Pergamon’a Phocae’ya (Foça) veya Smirna’ya giden en kısa veya kestirme yoldur. Çünkü deniz yolu daha uzun zamanda katediliyordu. Ayrıca yine Kyzikostan başlayan ve İç Egede (Lydyada) Sardese ulaşan yol da Balıkesirden geçiyordu.
Balıkesir Osmanlılar devrinde mahalli bir yöresel pazar, tahıl üretimi ve küçükbaş hayvancılık merkeziydi.
Balıkesir 10 ilçesini kaybederken aynı zamanda il olarak ve Büyükşehir belediyesi olarak alanı küçülecek, önemli bir nüfusunu da kaybedecektir. Halen yüzölçümü 14 500 km²dir. Bandırma ve Edremitin il olması durumunda 10 ilçesi elden çıkacak, yüzölçümü 9516 km²ye düşecektir.
Bu toprak ve nüfus kayıplarının yanısıra, ticari faaliyetlerinde kısmi bir azalma ve ekonomik kayıplarının meydana gelmesi de söz konusudur. En azından 10 ilçe halkı resmi bürokratik işlemler için artık Balıkesire gelmeyecektir. Belki de Balıkesire bu ilçelerin kırsal alanlarından getirilen ticari mallarda da bir azalma olacaktır.
Ayrıca Büyükşehir belediyesinin yetki alanı daralacak, evvelce 14 500 km² alandan resmi olarak sağladığı gelirlerinden de mahrum kalacaktır.
İki il kurulması halinde, İl idaresi kanunu ve İl Özel idaresi Kanunları çerçevesinde yapılan resmi işlerde de pek çok değişimler olacaktır.
Sonuç
1-Bandırma ve Edremitin il olması bu ilçelere ticari ve ekonomik olarak pek bir şey kazandırmayacak, hali hazır ekonomik durumları aynen devam edecektir.
2-Sadece,, söz konusu illere bağlanan ilçelerin, bürokratik işerinde, görece bazı kolaylıklar meydana gelecektir.
3-Büyükşehir yasası ,yeni kurulan illerde geçerli olmayacaktır (çünkü nüfusları yeterli değildir)
4-Yeni Valilikler, kendi sınırları dahilinde kanunların onlara tanıdığı bütün yetkileri kullanacak, bütün haklardan faydalanacaklardır.
4-Yeni illerde, il teşkilatına ait yeni devlet daireleri kurulacaktır.
5-Bu dairelere yeni personel atamaları yeni istihdamlar olacaktır.
6-4. ve 5. Maddelerle ilgili olarak bütçeye yük olan yeni gider kapıları açılacaktır.
7-İstatistiki ve resmi bilgiler karmaşası olacak ve herşeye silbaştan yeniden başlanacaktır.
8-Türkiyede ilçelerin il yapılmalarının temel nedeni siyasidir. Gerçek bir coğrafi ve sosyal bir temele dayanmamaktadır.
9-Milletvekilleri sayıları değişecektir.
10-Bu işin önü alınmaz ise Türkiye idari bakımdan çok parçalı hale gelecektir (bilinçli ve bilinçsiz olarak Türkiyede il olmayı isteyen pek çok ilçe var)
11-Türkiyede Büyükşehir yasası da aceleye getirilmiştir. İller, vali ve belediye başkanları tarafından yönetilir duruma gelmiştir. Bu durumun işleri kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı tartışmalıdır.
12) Büyükşehir yasası ile asırlık ve gelenekli köyler, mahalle olmuş, sosyolojisi buzulmuş ve arazileri rant alanları haline gelmiştir.
13) Bir ziraat, hayvancılık ve ormancılık beldesi olan Balıkesire, ne bir ziraat, ne de bir ormancılık fakültesi açılmamış, yıllar sonra gecikmiş olarak veteriner fakültesi ihdas edilmiştir. Aynı şeyi denizcilik fakültesi için de söyleyebiliriz.
14) Tüm bu işler yıllarca beklerken (halbuki, Kepsut ziraat okulu, Tahirova Türk-Alman Çiftliği, Savaştepe Öğretmen okulu gibi asırlık temel müesseseseler varken), Balıkesir için siyasi mülahazalarla pek de faydası olmayan gereksiz işler yapılmış, ve yapılmaya devem edilecek gibi görünmektedir.
1-Öden,Z.G. (1999), “Karası Beyliği”, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1999.
2Cürebal, İ.; Efe,R.; Soykan, A.; Sönmez,S.(2013), “Komili, Edremit Yöresi Yağhaneleri,” Anadolu Grubu, Anagıda, İstanbul, 2013.
3-Mutaf, A. (1995), “Salnamelerde Karesi Sancağı (1847-1922)”, Balıkesir, 1995.
-5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu (10.7.2004)
-5303 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu (22.2.2005)
-5442 sayılı İl İdaresi Kanunu (10.6.1949)