Merhaba. Yazıma başlarken bu hafta ki maçı izlerken ve bitiminde şu şarkıyı mırıldanıyordum “daha önceleri neredeydiniz” Eğri oturup doğru konuşalım ben ve benim gibi BALKESLERİ takip eden taraftar, medya, spor adamı, futbolu üç aşağı beş yukarı bilenler Gençler Birliği maçının skorunun bu olacağını kestiremezdi. “Bir taraf bahar bahçe” 10 yenilmezlik ünvanlı ligin lideri bir taraf “yaprak döker her yanım” ligin dibine demir atmış BALKESLER. Yani tablo ortada ve kim derdi ki ligin yenilmezlik armadası takım Balıkesir’de 3 golle unvanını bırakacağını.
Maç öncesi 20 dakika kala tribünler bomboş ve sadece kapalı tribün dolmak üzere idi. Bence bu iddiasız bir takımın pek günümüzün tabiri ile “gideri olmayan”nın takipçisi de olmaz bu bir handikaptı bizim için. Fakat hafta içinde ne konuşuldu kulüp içerisinde hocamız ne gibi bir motivasyon ve ince ayar verdiyse bunu bilemiyoruz sahada istekli, hatasız oynamaya çalışan, oynayan demiyorum hala hatalarımız var örneğin maçın başlarında Nobre’nin çok rahat yükselip vurduğu kafanın çataldan dönmesi bence kader anıydı. O top gol olsaydı ve yine ardından ceza alanımızın dışından yapılan uzak köşeye giden vuruşu Vukoviç’in mükemmel çıkarışı gibi maçın kaderini etkileyen pozisyonları yaşadıktan sonra kendine gelen bir BALKES izlemeye başladık. Bu dakikalarda başa baş oyun ortaya koyduk.
Önceki yazımda eleştirdiğim Otoo her pozisyonun içindeydi. Vukoviç öyle toplar çıkardı ki ben bile şaşırdım. Bence hatasız oynadı. Şaşırdım derken neden derseniz; bir önceki hafta tel tel dökülen 45 dakikada da 3 gol yiyen ve acemice hareketler yapan oyuncular topluluğu gitmiş, adam gibi topunu oynayan, rakibi sürklase eden, bir takım gelmiş. Kimin eli kimin dili değdi ise bu ayar iyi karar olmuş.
İzlerken Allah Allah dediğim bir pozisyon var ki; o ağır temposu gitmiş topu dizinde sektirip önüne alan rakibini şık bir bilek hareketiyle geçip oyundan düşüren, önünü açan, içeri asist yapan Abdulkadir’i gördüm. Gözlerimi ovuşturdum, evet o ve onun yarattığı pozisyonda gelen gol 1-0.
Sonrasında rakip takımın ceza alanındaki bir pozisyonda penaltıya kavuşması; evet bence buz gibi penaltıydı. Hem elle formadan çekti bizim futbolcumuz, o da yetmedi güreş anlatır gibi yazayım kaz yağı ile açık düşürdü rakibini ardından sarardı ve penaltı Nobre ve gol 1-1.
Ardından ataklarımız Sedat’ın ceza alanında yediği tırpan ve yine penaltı. Bu defa bizim lehimize verilen bir karar, öne geçme ve bize ilaç gibi gelecek 3 puana kavuşma adına hamle. Ama Abdulkadir topu kaleci Hakan’a nişanlayınca eyvah dediğimiz an. Ardından geçen dakikalar giden puana ligin dibine oturtacak bir sonuca yanarken dakikalar 89’da bir yan top gerilerden gelen Oğuz’dan şık bir kafa vuruşu topun ağlara gidişi 2-1. Hem de dakika 89 Adeta hayat öpücüğü gibi bir gol. O yetmezmiş gibi ardından uzatma dakikalarında bir uzun top işte o penaltıyı kaçıran Abdulkadir topu önüne aldı ve döndü kaleci Hakan’la burun buruna. Burada tecrübe konuştu, sakin ve akıllı bir plase vuruşla Hakan’ın yanından topun ağlara gitmesiyle hesabı kapattık 3-1.
Kutluyorum futbolcu kardeşlerimi, teknik heyeti. Tabi bu bizi şımartmasın. Bu futbolumuzu üzerine koyarak geliştirdiğimizde her şey güzel olacak. Tekrar ifade ediyorum; aman bu galibiyetin sarhoşluğu pahalıya patlamasın. Lig çok çetin, çok cilveli, çok sürprizlerle dolu bir lig. Kim vurduya gideriz maazallah ona göre. Bence bu maçtan çıkacak ana fikir şu; istersek çok zor işlerin altından kalkacak gücümüz var, yeteneğimiz var. Geliştirilecek yanları olmasına rağmen, imkanlarımız var. Eh artık üstlere çıkmak, iddialı konuma gelmek adına bu maç ve alınan 3 puan sıçrama taşımız olsun. Bakın rakibimize bence kaybetmelerindeki en önemli etken BALKESLERİ çantada keklik görmeleriydi. Maça konsantrasyonları tam değildi. Erken atacakları bir golle farka gidebileceklerini düşünmeleriydi. Sonrasında iş işten geçti. Bize güven geldi oyuna da ortak olunca işlerinin ne zor olduğunu anladılar. Ama hesap kesildi. Darısı diğer maçların başına diyorum. Bu 3 puan bize can suyu olsun. SEVGİLERİMLE.