BALIKESİR’İN KALBİ

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi, ilin tanıtımı için her ilçe için ayrı ayrı film çekecekmiş.

Birkaç dakikalık tanıtım fimleriyle, Balıkesir’in çok bilinmeyen köşeleri öne çıkarılacakmış.

Bilinmeyen pek bir şeyi yok aslında. Var olan bütün potansiyel ortada; herkes az çok biliyor.

Yine de tanıtmakta yarar var.

 

***

TANITIM dedik de.. Şehir merkezlerinin orta yerine oranın adını yazdıkları ışıklı plastik – fiber objeler konur malum.

Bizde de var.. Cumhuriyet Meydanı’nda.

Hani buranın adını herkes bilir de.. Madem elin Avrupalısı kendi şehirlerinde yapıyor bunu, “biz de yapalım” dediler. Herkes yaptı.

Balıkesir yazısının önünde fotoğraf çektirmek için sıraya giriyordu vatandaş önceleri.

Şimdi göz aşinalığı olsa gerek; sofrada önünde durduğu halde görmediğin tuzluk misali…

Ha işte o panonun öyküsüne geleceğim.

 

***

SEVGİYİ anlatan bir kalp duruyordu, Balıkesir yazısının yanında.

Kalp beyaz, yazı kırmızı. Bir anlamda şehrin takımının renkleri.

“Bu şehri seviyorum” anlamındaki o kalp fazla geldi birilerine.

Kalbi yerinden söktüler.

Müstehcen çağrışımlar yaptı muhtemelen.

Şehrin kadın voleybol takımını da bu sebeple dağıtmışlardı zaten.

Spora değil,  sporcunun şortuna takılı kalan aklın ürünü!

Sol başına güneşli balıklı Balıkesir logosunu, sağ yanında Balıkesirspor logosunu koydular.

Bu ışıklı logoların içindeki floresanlar çoğu zaman göz kırpıyor. Bakmakla görmek farklı şeyler malum; şehri yönetenler ve onların emir komutası altındaki ekip de bakıyor…

 

***

ÖNERİMİ aktarayım, lafı uzatmadan.

Sol ve sağ baştaki logoları kaldırın oradan.. Kalabalık yapıyorlar.

Balıkesir yazısının sol başına yeniden beyaz bir kalp koyun.

Yeter!

O kalp her şeyi anlatır.

Kırmızı beyaz renkler, Balıkesirspor’u çağrıştırıyor zaten. Üstüne bir de logoyu koyup meydanı doldurmanın gereği yok.

 

***

TANITIMSA, bu da tanıtım bir nevi.

Gelsin, aşıklar fotoğraf çektirsin önünde.

Sosyal medyalarında paylaşıyorlar haliyle. Sonuçta Büyükşehirciler de çekecekleri tanıtım filmlerini sosyal medyada paylaşacaklar; ulusal televizyon kanallarına dünya kadar parayı verip reklam döndürmeyecekler yani.

Hâttâ ışık oyunu yapın, atıyormuş gibi görünsün kalp.

 

*********

 

 

UĞUR MUMCU’YU UNUTTUK MU?

 

UĞUR MUMCU yazdıklarıyla, söyledikleriyle, uyarılarıyla, öngörüsüyle yaşıyor, yaşayacak.

24 Ocak 1993’te arabasına yerleştirilen bombanın infilak etmesiyle parça parça edilmesinin üstünden yirmi dokuz yıl geçti.

Biz O’nu unutmadık.

Yaşasaydı, hem ülke siyaseti, hem medya çok daha farklı bir noktada olacaktı belki.

Terörün bizden aldığı çok sayıda candan biridir Uğur Mumcu.

Bu ülkenin yaşadığı en karanlık yıllarda, kaç aydın, kaç siyasetçi, kaç bilim insanı yaşamdan koparıldı hatırlayın.

Aydınlanmanın öncüleriydi hepsi.. Yok ettiler.

Uğur Mumcu’yu katledilişinin yıldönümünde bir kez daha anıyoruz.

Eli kanlı terörü her zaman olduğu gibi lanetliyoruz.

Ne diyor Uğur Mumcu:

“Öyleyse vurun, parçalayın. Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır.”

O’nu vurup parçaladılar ama, unutturamadılar.

 

Exit mobile version