Balıkçı sözüdür: Pulu bir kez yapışırsa bırakmak zordur!

OSMAN KANTARLIOĞLU

 

Yaşınız ne olursa olsun sağlıklı yaşamak istiyorsanız balık tüketmelisiniz! Yediğimiz besinler içerisinde en iyi protein kaynakları içerisindedir balık; vitamin A ve D, fosfor, magnezyum, selenyum, çinko ve iyot olmak üzere yüksek kaliteli protein, vitamin ve mineral içermesi bakımından hafta iki kere balığı sofralarınızda yer vermelisiniz diyen uzmanlara rağmen balık tüketiyor muyuz?

 

Avrupa ve dünya ortalamasının altında balık tüketimimiz var. Oysa üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde neden balık tüketmiyoruz? Baba mesleğimiz olan balıkçılığı sağlık sorunlarımız yüzünden bırakmıştık. Zor zanaattır balıkçılık en iyi bilenlerdeniz. Zorlu hava şartlarında, soğukta, karda, yağmurda, dışarıda çalışmak kolay değildir. Yaş ilerledikçe bunlara göğüs germek zorlaşır.

Her ne kadar mesleği bırakmış olsak da “balığın pulu bir yapıştığında bırakmak zordur” derlerdi büyüklerimiz. Alışkanlığımızdan dolayı hemen hemen her gün balıkçı arkadaşları ziyaret eder, o balığın kokusunu teneffüs ederiz. Eş, dost arar, gördüğünde sorar “ne balığı alalım, neyin mevsimidir. Ne zaman ucuzlayacak balık fiyatları” sorularının ardı arkası kesilmez. Elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce yardımcı olmaya çalışırız.

Soranlara en başta sebze ve meyve gibi hazır ürün olmadığını, evden çıkarken alacağınız balık cinsine karar vermeden “bugün balık alacağım” diye yola çıkmalarını tavsiye eder, bir de “balıkçınızı sabit tutun” diye tembih ederiz.

 

Balık çeşitleri tezgahlarda günün şartlarına göre değişkenlik gösterir. Hava durumu en büyük belirleyicidir. Yani deniz ne verirse o balıklar tezgahlarda yerini alır.

Sardalya ile başlayan balık sezonu Karadeniz hamsisiyle devam etse de geçen yıl bolluğunu yaşadığımız palamudu bu yıl arayın ki tezgahlarda bulasınız. Genelde bilinen balıklardan örnek versek de herkesin damak tadına ve kesesine uygun balık pazarlarda ve tezgahlarda çeşitliliğiyle al beni der. Bundan sonrasını tercih etmek artık sizlerin ellerinde oluyor.

Balık satışının yanı sıra pişirme işlerini de yaptığımızdan “balık tüketeceğiz ama ev kokuyor” diyerek yiyemiyoruz şeklinde şikayet eden dostlara da aynı dert bizde de var diyoruz. Ama  biz balığı tüketmekten vaz geçmiyoruz. Havalar güzel iken köyde, bahçede mangal yapıyorduk iyiydi. Sağlık sorunlarından dolayı artık kızartmayı tercih etmiyoruz. Şimdilerde evde ya fırında ya da buğulama yapıyoruz, sizlere de tavsiye ederiz.

 

Evde balık yapmayanlara da dışarıda yemelerini ya ada pişirterek alıp tüketmelerini salık veriyoruz. Reklam gibi olacak ama eski Zahire Pazarı içerisindeki Sandal Balıkevi’ni öneriyoruz.

Izgara, tava, buğulama bilinen balık pişirme teknikleri olsa da pişirmenin değişik yöntemleri var. Genellikle öğün sağıp karın doyurmak için balık tercih edilse de balık yemek bir kültürdür. Pişirmesiyle, mezesiyle, farklı olarak tüketilen balığı değişik tat ve damak tadıyla tüketmek isteyenleri de unutmadık. Onları da gazetemiz imtiyaz sahibi Kadir Ulaş Sürmelioğlu’na havale ediyoruz. Metot ve tarifleriyle bizleri aydınlatacak yazılarını merakla bekliyoruz diyerek pası ona atıyoruz.

Exit mobile version