Balıkçı Karakaş lakabıyla maruf rahmetli amcam ve babamdan gelen meslek hastalığımız, her ne kadar mesleği bıraksak da Eylül ayının gelişiyle başlayan balık sezonunda mesleki duygularımız depreşiyor. Balığın pulu yapışınca çıkmaz diyen meslek büyüklerimizi bu vesileyle saygıyla analım.
Rastgele sezonu bugün Vira Bismillah sesleriyle başlıyor. 15 Nisan’da başlayan 4,5 aylık hasret sona eriyor. Tezgahlar ve sofralar şenleniyor.
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde yeterince değer görmeyen balık her geçen gün sofralarımızdan uzaklaşıyor.
Balık yüksek kaliteli bir protein, Omega-3, yağ asitleri içeren D ve B2 gibi vitaminler, kalsiyum ve fosfor açısından zengin; demir, çinko, iyot, magnezyum ve potasyum gibi minaraller barındıran insan sağlığı için oldukça faydalı bir besin olmasına karşın bilinçsiz avlanma, denizlerimizin kirletilmesi ve girdi maliyetlerinin yüksekliği balığa ulaşmamızdaki en büyük etkendir.
Her geçen gün ağırlaşan ekonomik şartların getirdiği zorluklar, hazır gıdaların daha ulaşılır olması bayığın meşakkatli bir süreçte sofralarımıza konuk olması balığa ilgiyi azaltsa da en doğal besin kaynağı olduğunu unutmamamız gerekir. Sağlıklı yaşam için uzmanların haftada iki kez tüketilmesini tavsiye ettiği balığı göz ardı etmememiz gerekir.
Bugünden itibaren tezgahlarda boy gösterecek balığın faydaları saymakla bitmez. Balıksever ve balıkçıların ortak dileği balığın daha ekonomik ve ulaşır olması.