ARTIK YETER! KIŞ MEZARINA GÖMMESİNLER BİZİ!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Madenlerde ölüyoruz, yangınlarda ölüyoruz, sellerde, iş kazalarında, terör saldırılarında, depremlerde ölüyoruz…

Kader planını, fıtratı reddediyoruz…

Cehaletin, talan düzeninin, liyakatsiz kadroların, gerçeklikten uzak algıların, beceriksizliğin, kibrin kurbanı olmak istemiyoruz…

Yaşamak için dayanışmak zorundayız…

İnsanoğlu var olduğundan bu yana yaşamak için hep dayanışma ve yardımlaşma içinde oldu. Dayanışma insan olmanın en büyük erdemlerinden biridir…

Depremde toplum olarak dayanıştık, yardımlaştık ve tek yürek olduk…

Ülkücünün, TKP’linin elinden çorba içtiğine bu ülke şahit oldu. Bir başka Ülkücünün, “Vatan haini dedikleriniz, terörist dedikleriniz burada bize sahip çıkıyor. Sizler neredesiniz?” sözlerini bu ülke kulaklarıyla işitti…

Acıda, kaygıda ve tasada, toplumsal dayanışmanın sağlandığının ispatıdır tüm bu yaşananlar…

Sağcısı, solcusu, ülkücüsü, sosyalisti, komünisti, yaşatmak için, yaşamak için, yaraları sarmak adına Elele, omuz omuza emeğini, yüreğini, hayatını ortaya koydu…

Yardımlaşma ve dayanışmanın ötesinde en az bunlar kadar önemli olan ise halkın bazı şeyleri sorgulamaya başlaması…

Sorgulayan, hakkını arayan bir toplumda otoriter rejimler hayat bulamaz. Veya artık halkın sorgulamaya başladığı noktada otoriter rejimler yok olmaya mahkûmdur…

Halk, Devleti ve sistemi sorguluyor…

İktidar “Devlet biziz” diyor…

Bizi eleştirmek, Devleti eleştirmek demektir algısını oluşturma çabası içerisinde…

Oysa Devlet soyut bir kavramdır. İktidar ise gelip geçici ve soyut kavramın vücut bulduğu somut bir olgudur…

Bundan 2400 yıl önce Eflatun, Devleti yaşayan bir organizmaya benzetmiş ve devletin her organı bütün yapı içerisinde yaşamını sürdürebilir iddiasında bulunmuştur…

Haklı ve günümüzde bile geçerli bir tespit bu…

Dünyada hiçbir örneği olmayan bu rejim, Eflatun’un ortaya koyduğu Devlet yapısını ne yazık ki hareketsiz kılan bir rejim…

Bunu ben söylemiyorum. Devlet organlarının yetkilileri yaptıkları her icraatta “Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda” demiyorlar mı?

Aslında bunu söyleyerek Erdoğan’a en büyük zararı verdiklerini de düşünüyorum. Ama neyse…

Sorun Devlette değil, Devleti temsil edenlerde…

Sokrates’in dediği gibi Devlet Adalet ve İyilikte vardır ve bunun için Hukuk gereklidir…

Vatandaş “Devlet nerede?” derken, Devleti temsil edenleri kastediyor…

“Hiç birimiz artık eskisi gibi değiliz” diyen Kılıçdaroğlu yanılıyor…

İktidar ve şürekâsı hala eskisi gibi olduğu yerde duruyor. Olguların üzerini algılarla örtme telaşında. Elinde ki tüm güçlerle ülkeyi 5 Şubat’a döndürme çabası içerisinde…

Toplumu, ayrıştırmak, kutuplaştırmak, biz ve ötekiler düzlemi üzerinde hizalamak istiyor…

Toplumsal ve Sosyal dayanışma içerisinde olan toplumda bunu başarabilmeleri ise imkânsız…

Bundan dolayı toplumdaki bu dayanışmanın sürmesi çok önemli…

“İçimizde açılan derin yaraları iyileştirmek ve bir daha bu acıları yaşamamak için, artık değişmeliyiz” diyen Kılıçdaroğlu, çok haklı…

Evet değişmeliyiz…

Bunu başaracak olan tek kurum siyaset kurumu olduğuna göre toplumsal ve sosyal dayanışmanın, siyasal dayanışmaya dönüştürülmesi şart…

Artık 6 Şubat öncesi siyasetin bakış açısı değişmeli…

Ülkücüyle, Sosyalistin omuz omuz omuza bir araya geldiği ve dayanışabildiği bir ortamda çekinceli siyaset yapmaya hiç kimsenin hakkı yok…

Önümüzde iki seçenek var…

Ya otokrasi, ya da demokrasi…

Demokrasiden yana olan Emek ve Özgürlük İttifakı, Sosyalist Güç Birliği, Sendikalar, Meslek Odaları, Demokratik kitle örgütleri gibi dinamiklerin, Millet İttifakıyla siyasal dayanışma temelinde bir araya gelmesi gerekiyor…

Artık yeter!

Bir daha kış mezarına gömmesinler bizi!

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
ARTIK YETER! KIŞ MEZARINA GÖMMESİNLER BİZİ!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!