Antandros’u neden değerlendiremiyoruz?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hilmi DUYAR / POLİTİKA / Antik adı İda olan Kaz Dağı, Tanrıların mekanı olarak söylencelerin kaynağı olmuştur. Nymphe (Doğa Perisi) ile Irmak Tanrısı Skamandros’un aşkı burada yaşanmıştır. Tarılar Tanrısı Zeus ile Hera İda Dağı’nda evlenmiştir, Dünyanın ilk güzellik yarışması burada yapılmıştır. İliada ve Aeneas Destanı’nın kaynağı İda Dağı’dır. Sarı kız, Hasan boğuldu söylenceleri Kaz Dağı’ndan yayılmıştır. Roma’nın kurucularının ataları İda Dağı’ndaki Antandros’tan yola çıkıp İtalya’ya gitmiştir.

Bu kadar söylencenin kaynağı  Antandros neden, Efes, Pergamon, Troia gibi dünyaca tanınmış antik bir kent olmasın?  Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürcan Polat, Antandros’u tüm dünyaya duyurmak için, 23 yıldır uğraşıyor. Öğrencileri ile birlikte, Antandros Antik Kentini gün ışığına çıkarırken, tüm çabası Antandros’u, bir Aphrodisias, Metropolis, Pergamon, Hierapolis, Laodikeia, Kibyra, Troia, Patara antik kentleri gibi tüm dünyaya tanıtmak.  

Prof. Dr. Gürcan Polat, Antandros’u ve Aeneas’ı, tüm dünyanın, Homeros’un İliada, Vergilius’un Aenies destanlarından bildiğini, vurgularken. Balıkesir’in bu gerçeği turizm açısından kazanıma dönüştüremediğini hatırlattı. Prof. Dr. Polat, Aeneas efsanesi ve İda Dağı mitoslarını değerlendirmek gerektiğini belirterek, Aeneas ve Kaz Dağı’ndaki efsaneleri Politika okurları için anlattı neler yapılması gerektiğini söyledi.

 

 

Yerli ve yabancı turistler Çanakkale’de Troia antik kentini geziyorlar, sonra Antandros’un yanından geçip, Bergama’ya, İzmir’e, Aydın’a gidiyorlar. Bunun nedeni nedir? Aeneas efsanesi ve İda Dağı’nın önemi iyi anlatılamadı mı?

Antik ismi İda olarak bilinen Kaz Dağları çok önemli bir konumda ve doğal güzellikleri var. Maden açısından da antik dönemde çok önemli bir kaynak oluşturuyor. Bu özelliklerinden ötürü ululuğu var ve bu özellikleri nedeniyle tanrılara layık görülüyor. Anadolu’daki Yunan mitoslarının neredeyse yarısı Kaz Dağları’nda yani İda Dağı’nda geçmiştir. Tanrıların orada yaşadığını düşünüyorlar ve tanrılar için efsaneler hep Kaz Dağı’nda gerçekleşti diye biliniyor. Aeneas efsanesi, 3 güzeller yarışması en ünlü efsanelerdir. Paris’in kararı olarak belirtilen efsane dünyanın ilk güzellik yarışmasıdır. Peleus ile Thetis evlenecektir. Tanrılar derler ki bu düğüne fitne ve fesat tanrıçası Eris’i çağırmayalım. Nifak Tanrıçası Eris düğünü bir şekilde öğrenir. İntikam almak için davetli olmadığı düğüne gider ve tanrıların oturduğu yemek masasına, “En güzeline” yazılı altın bir elma atar. Kendilerini dünyanın en güzel kadını olarak düşünen, Athena, Hera ve Aphrodite elmayı almak üzere atılırlar. Ortalık bir anda karışır. Eris amacına ulaşmış, düğünü bir anda dağıtmıştır. Ama kimin en güzel olduğuna bir türlü karar verilemez. Baş tanrı Zeus’un en güzeli seçmesini isterler. Zeus karar verse bir türlü vermese bir türlü. Hera, eşi, Athena ve Aphrodite kızıdır. Hemen arkasındaki Aleksandreia Dağı’nda çobanlık yapmakta olan Paris aklına gelir ve bu kararı benim yerime Paris versin der.

 

 

Zeus baş tanrı olmasına rağmen, “en güzeli” neden Paris’in seçmesini istiyor?

Paris sıradan biri değildir. Troia kralı Priamos ile eşi Hekabe’nin oğludur. Hekabe rüyasında bir ateş topu doğurduğunu görür. Ülkesinin başına felaket getireceği kehaneti üzerine, Paris doğar doğmaz ölmesi için İda Dağı’na bırakılır. Orada bir çoban tarafından büyütülür ve çok yakışıklı bir delikanlı olur. Çobanlık yaparken asla prens olduğundan haberdar değildir. Fakat Zeus bunu bilmektedir ve o nedenle en güzeli seçme görevini verir. Zeus Haber Tanrısı Hermes’ten Aphrodite, Hera ve Athena’yı Paris’e götürmesini ve seçimin yapılmasını ister. Bu efsaneyi, milattan önce 1’inci yüzyılda yaşamış tarihçi ve coğrafyacı Strabon, Antandros’u referans olarak kullanır ve “Aleksandreia Dağı’na tanrıçalar seçilmek üzere geldiler” der. Bu arada tanrıçalar, hiç boş durmazlar, vaatleri sıralamaya başlarlar. Hera, kendisini seçmesi durumunda Asya İmparatorluğunun egemenliğini,  Athena, Paris’in girdiği her savaştan zafer ile çıkmasını sağlayacağını vaat eder. Aphrodite ise dünyanın en güzel kadınının aşkını vereceğini söyler. Paris,  Aphrodite’yi seçer. Hera çok kindar bir tanrıçadır ve seçime çok sinirlenir. Troia soyunun yeryüzünden silinmesi için elinden gelen her şeyi yapmaya karar verir. Aradan bir süre geçmesine rağmen Paris, dünyanın en güzel kadınıyla tanışmayı bekler. O sırada Troia’da bir yarışma düzenlenir. Olimpiyat oyunlarında 1’inci gelene Paris’in en sevdiği boğa ödül olarak konur. Paris boğadan ayrılmak istemez ve yarışmaya katılır. Paris’in bir de Kassandra adında kahin olan kız kardeşi vardır. Çok güzel bir kadındır. Tanrı Apollon onunla birlikte olmak ister. Ama bir türlü Kassandra kabul etmez. Apollon’un sürekli ısrarları sonucu Kassandra geleceği görme yetisini kazandırması halinde Apollon ile birlikte olacağını söyler. Apollon kabul eder ve Kassandra’ya bu yeteneği verir. Fakat Kassandra sözünde durmaz. Çok sinirlenen Apollon; “Sen bütün gelecekte olanları bil, gör, ama sana kimse inanmasın.” Diye lanet eder.

 

 

Apollon’un laneti gerçekleşir mi?

Paris Troia’daki yarışmalara katılır. Kassandır’a geleceği gördüğü için, Paris’in Troia prensi olduğunu, yaşadığını, Troia’ya geleceğini ve yıkımına neden olacağını söyler. Paris’i Troia’ya sokmamalarını ister. Fakat hiç kimse ona inanmaz. Paris yarışmalara girer birinci olur. O sırada onun prens olduğu anlaşılır. Troia Kralı Priamos oğlunun yaşadığını öğrenince onu kucaklar ve birlikte yaşamaya başlar. Sparta Kralı Menelaos Priamos’un Yunanistan’daki dostudur. Onu ziyarete Paris ile birlikte gider. O esnada Menelaos’un bir arkadaşı yaşamını yitirir ve onu ziyarete giderken, karısı Helena’dan konuklarını iyi ağırlamasını ister. Bu esnada Helena ile Paris birbirlerine aşık olur. Helena yanına aldığı hazinelerle birlikte Paris ile Troia’ya kaçar. Bunu öğrenen Menelaos ağabeyi Agememnon başkanlığında Bütün Akha krallarını toplar ve Helena’yı kurtarmak için Troia ile savaşa ikna eder. Akha Ordusu Troia’ya saldırır. Savaş 10 yıl sürmesine rağmen Troia bir türlü düşmez. Bütün tanrılar bu savaşı İda Dağı’ndan izlemektedirler. Troia soyunu yok etmek isteyen Hera Troia’nın düşmediğini görünce, orayı koruyan Zeus’a cilve yapmaya başlar. Zeus’a birlikte olmak istediğini söyler. Zeus, bütün tanrılar İda Dağı’nda iken mümkün olmayacağını belirtince, Hera, Zeus’tan bir bulut indirmesini ve her şeyin bu anda olmasını istediğin söyler. Bulut inip kalktıktan sonra Troia yanıp yıkılmıştır. Zeus Hera’nın kendisini kandırdığını anlar. Yaşananlara çok kızan Zeus, Ankhises ile Aphrodite’nin oğlu, yarı tanrı niteliğindeki Aeneas’a Troia soyunu devam ettirmesi için görev verir ve soyunu devam ettirmesini ister. Aeneas istemeyerek olsa da Troia’dan, karısı, oğlu ve babası Ankhises ile birlikte ayrılır. Kötürüm babasını sırtında taşıyarak, Antandros’a (Altınoluk) gelir.

 

 

Aeneas, başka bir yer değil de, neden Altınoluk’a gelir?

Neden Altınoluk’a geldiklerini söylemeden önce, Aeneas neden babasını yol boyunca sırtında taşır? Sorusunun yanıtına gelelim. Aeneas’ın babası Ankhises, her yerde dünyanın en güzel tanrıçası Aphrodite ile birlikte olduğunu  söyleyince, Zeus Ankhises’in üzerine bir yıldırım düşürür ve adam kötürüm olur. Aeneas babasını Antandros’a kadar sırtında taşır. Altınoluk’a gelmelerinin en büyük nedeni Kentin Kaz Dağı kerestesi üzerindeki egemenliği ile ünlü olmasıdır. Büyük olasılıkla Manastır Çayı’nın denize döküldüğü yerde bir ikinci liman vardır. Kerestelerin oradan ihraç edildiğini antik yazarlar aktarıyor. Çünkü, zorlu bir coğrafya var. Karadan indirmek mümkün değil. O dönemin insanları ağaçları kesip kesip nehre atıyorlar. Manastır Çayı kesilen ağaçları denize kadar getiriyor. Yakın tarihe gelecek olursak, 1911 yılında çekilmiş bir fotoğrafta, tomruklar denizde yığılmış, tekne orada bekliyor. 1911’e kadar işler hala öyle yürütülüyormuş. Aeneas buraya gemi yaptırmak üzere gelir. Amacı yeni bir Troia kurmaktır. Aeneas düşündüklerini gerçekleştirir ve bir bahar ayında inşa ettikleri gemilerle denize açılır. Nereye gideceklerini bilmezler. Önce Kuzey Ege’de Enez’e giderler. Enez çok güzeldir ve bereketli topraklara sahiptir. Yeni Troia’yı burada kurmak isterler. İlk iş olarak otları kesmeye başlarlar. Otlar kesildikçe kan ve irin akmaya başlar. O esnada rüzgarlar vasıtasıyla çalılar seslenir; “Buradan gidin” der. Oradan ayrılırlar.  

 

 

İtalya’ya gitmeden önce kaç limana uğruyorlar?

Aeneas ve yanındaki grup daha sonra Delos’a çıkar. Apollon Tapınağı’nı görünce nereye gitmeleri gerektiğini sorarlar, “Eski toprağı arayın” yanıtı alınca oradan ayrılırlar ve Girit Adası’na giderler burada yerleşik halk ile binalar yaparlar ve Pergama diye antik kent kurarlar. Burada 1 yıl yaşadıktan sonra müthiş bir kuraklık, arkasından salgın hastalık başlar. İnsanlar ölür. Tekrar Apollon’a danışmak için Delos’a geri dönmeyi düşünürken, tanrılar rüyasına girer ve ata topraklarına gitmelerini ister.  Tekrar yelken açarlar, Yunanistan’ın Mora adasının yakınından geçerek Arnavutluk’a ayak basarlar. Arnavutluk’ta da yine Troia Savaşı’ndan kaçan Hektor’un karısı Andromakhe  ile Hektor’un kardeşi Helenos ile bir araya gelirler. Kahin olan Helenos’a gidecekleri yeri bilmediklerini söyleyip akıl danışırlar. Helenus, karaya ayak bastıkları topraklarda kendilerine beyaz dişi bir domuzun yavruları ile birlikte yol göstereceğini söyler. Pek çok yere uğradıktan sonra, İtalya’da Castro diye bir bölgeye çıkarlar. Biz 2009 yılında Altınoluk Belediyesi ile Castro Belediyesi’ni kardeş şehir ilan ettirdik. Sonra, Antandrros Derneği ile birlikte, “Anadolu-Avrupa Tarihsel Mitolojik Birlikteliği Castro-Antandros” diye Avrupa Birliği projesi yaptık. Çünkü Aeneas’ın Anadolu’yu son terk ettiği liman Altınoluk, İtalya’da ilk ayak bastığı liman Castro’dur.

 

 

İtalya’ya ayak basmadan önce Aeneas’ın Dido ile evliliği var. Yanlış mı hatırlıyorum?

Vergilius Aeneas efsanesini geri dönüşlerle anlatır. Hera Aeneas’ın İtalya’ya doğru gittiğini görünce, Aphrodite ile rüzgar tanrısını kandırıp bir fırtına çıkartır. Aeneas ve beraberindekiler fırtınadan kaçıp Kartaca’ya çıkarlar. Aeneas burada kraliçe Dido ile büyük bir aşk yaşar ve evlenir.  Hatta Dido ve Aeneas ile ilgili bir opera vardır. Aynı zamanda Tunus paralarında Dido’nun resmi bulunur. Bu arada Zeus’un aklına Aeneas’a verdiği görev gelir ve Hermes’e gidip bakmasını söyler. Hermes, Kartaca’da zevk-ü sefa içinde yaşayan Aeneas’a görevini hatırlatır. Aeneas yeni Troia kurmak için istemese de Kartaca’dan ayrılınca Dido intihar eder. Aeneas Tekrar Sicilya’ya geçtiğinde babası ölür. İtalya’nın batı kıyısı boyunca giderler ve Roma yakınlarında karaya çıkarlar. Orada beyaz dişi bir domuz görürler ve onu orada kurban ederler. Oranın yerel kralı ile pek çok savaşlar gerçekleşir. Sonunda Aeneas kralın kızı Lavinia ile evlenir, Lavinium kentini kurar. Bu kentte doğan Romus ve Romulus kardeşler Roma devletini kuran efsanevi kişilerdir.  Troia Savaşı’nın M. Ö. 1240 civarlarında olduğu tahmin ediliyor. Orada bir yangın ile tahrip olduğu anlaşılıyor. Antandros’ta son yıllarda yaptığımız kazıda milattan önce 1800’lü yıllara giden materyaller bulmaya başladık. Yani efsane diyoruz ama ateş olmayan yerden duman tütmez. Bu maceranın başlangıcını, Homeros İliada söylencesinde Troia’nın yanışına kadar getiriyor. Roma İmparatorluğunun kuruluş efsanesini kaleme alan Romalı Yazar Vergilius Aeneas efsanesini Antandrostan başlatıyor. Bu efsane Troia efsanesinden farklı bir efsanedir. 

 

 

Antandros neden değerlendirilemedi?

Antandros’u layık olduğu yere taşımak için Aeneas’ın Rotası projesini başlattık. İlk kazılar 2001 yılında başladı. Gerek Altınoluk Belediyesinden gerekse yerel halktan hem manevi, hem maddi yardım gördük. Biz buranın insanlarına ne yapabiliriz? Diye düşündük, Aeneas’ın Rotası projesini başlatma kararı aldık. Çünkü Altınoluk’a gelen yabancı bir turist yok. 23 sene önce yoktu, halen yok. Çanakkale Balıkesir, Çanakkale İzmir güzergahı çok önemli. Bir tarafta Assos var, diğer tarafta Pergamon var. Antandros Antik kentinin 50 metre yanından geçiyorlar ama durmuyorlar. Turistleri durdurmak için Aeneas Projesini hazırladık. Antandros’un kültür varlığı elbette önemli fakat bizim somut olmayan kültür varlığımız çok daha değerli. İliada Efsanesi Homeros tarafından Yunanca yazılmış, Vergilius tarafından Latince yazılan Aeneas söylencesi var. Bütün Avrupa ve dünya bu efsaneleri biliyor ve orijinallerini okuyor. Amacımız onların bildiği bu efsanelerin geçtiği yere işaret etmek. Edremit Körfezi ve Kaz Dağı bu efsanelere ev sahipliği yapan yer. Antandros Derneği ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Avrupa Birliği Projesi kapsamında, Altınoluk’a gelen Castro Belediye Başkanı, “ata topraklarına geldim” diye gözleri doldu. Balıkesir, büyükşehir olunca, Altınoluk Belediyesi kapandı. Biz projeleri Altınoluk Belediyesi ile başlatmıştık. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olunca mahalleye dönüştü, Edremit Belediyesine bağlandı. İlk başkan Kamil Saka ile güzel işler yaptık. O dönemde İtalyan meslektaşlarım Prof. Dr. Francesco D’Andria, Prof. Dr. Antonio La Marca ile projeyi geliştirmek, yol haritası çizmek için Antandros Derneği’nde toplantı yaptık, komite oluşturduk. Bu bir arkeoloji projesinden ziyade bir Turizm projesiydi. “Aeneas’ın Rotası; Mitoloji, Arkeoloji, Turizm” diye ismini koyduk ve İngilizce Türkçe bir kitapçık hazırladık. Aeneas’ın zamanında gerçekleştirdiği deniz yolculuğunda uğradığı 26 antik kentin belediye başkanlarını Antandros Derneğinin katkıları ve Edremit Belediyesi’nin ev sahipliğinde Altınoluk’a davet ettik. 15 Temmuz kalkışması olunca toplantı 2017’de yapıldı. Hatta Aeneas’ın İtalya’da ilk kent kurduğu düşünülen yeri mülkü içerisinde barındıran Borghese Ailesi ve Borghese Vakfı’ndan gelenler vardı. Tara Francesco Borghese, İtalya’nın İzmir Başkonsolosu Luige İannuzzi geldi. Buradaki proje hazırlıklarını görünce hepsi şoke oldu. Proje olumlu karşılandı. Bu arada seçim oldu, Edremit Belediye Başkanlığı el değiştirdi. 2-3 işgüzar bizim yaptığımız projede bizi dışlayarak Borghese Ailesinin ortaklığıyla İtalya’da La Rotta di Enea (Aeneas’ın Rotası) diye bizim ismini koyduğumuz Roma merkezli bir İtalyan Derneği kurdular orada ve o dernek aracılığıyla kültür rotalarının tescilini aldılar. Türk projesi oldu İtalyan projesi ve o dernek aracılığıyla o kültür rotası tescillendi ve sekteye uğradı. Hem Antandros kazı ekibini, hem de Antandros Derneğini saf dışı bırakan Edremit Belediye Başkanı Hasan Selman Arslan tekrar destek istediğinde Aeneas projesi için yapacak hiçbir şeyimin kalmadığını söyledim. Bizi ekarte edenler kendileri yapmaya kalktılar. Görüldüğü gibi şimdi ortada hiçbir şey yok. Antandros ve Kaz Dağı için liyakatli deneyimli yöneticilere ihtiyaç olduğu bir kez daha gün yüzüne çıktı. 

 

Not: Görseller Antandros. Org sitesinden alınmıştır. 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
Antandros’u neden değerlendiremiyoruz?
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!