Bulunduğu, yaşadığı yerin özelliğini, güzelliğini herhalde orada yaşarken yeterince anlayamıyor insan. Balıkesir’de yaşayanlar Balıkesir’imizin güzelliklerini, özelliklerini bizler kadar anlayamaz, yaşayamaz. Ne güzeldir istasyondan Milli Kuvvetler Caddesinde yürüyerek meydana gelmek. Paşa Cami yanında köfte yemek, yanında Özer Hisar ayranı, Anafartalar’dan saat kulesi. Bazen Çardaklı, bazen Altıeylül’den Kurtdereli, Park.
Yürümesi bile yeter. Aradaki her çay ocağında nefis çaylar bulunur. İlçeler her biri ayrı güzellik. Keza çokça kişinin bir kez dahi görmek için can attığı Ulu önderimizin yattığı Anıtkabir’imizin her gün önünden, işe giderken yanından geçenlerden de belki uzun süredir ziyaret etmeyi ihmal etmiş olanlar çıkabilir. Ama bu tür güzellikleri, özellikleri yaşamak, unutmamak, yaşatmak önemli.
Doğup büyüdüğümüz toprakların güzelliğini, kokusunu, sokaklarını, tatlarını her halde en iyi biz gurbetteki Balıkesirliler anlıyor, hissediyoruz, yaşıyoruz. Mesafe az olmadığı için her fırsatta kaçamak yapabilme imkanı da diğer şehirlere nazaran zayıf kalıyor. Trenle doğrudan ulaşım kalmayınca da zahmet artıyor.
Ankara’da Balıkesir’imizin adını iyiliklerle, güzel etkinliklerle duyurmaya, hemşehrilerimizi bir araya getirmeye, üniversite öğrenimi için gelen gençlerimize destek olmaya, ihtiyacı olanlara burs vermeye çalışan Ankara Balıkesirliler Derneğimiz olarak hasretimizi, özlemimizi; gelen gençlerimize “yanlız değilsiniz” diyerek, onlara yardımcı olmaya, ülke ve memleket sevgisi hissettirerek arkadaşlık kurarak yönlendirmeye çabalıyoruz. Bu yaklaşımla her dönem başında öğrencileri kaynaştırma buluşmaları, kahvaltıları düzenlemeye devam ediyor, gelen isteklere göre her hafta sonu da kucak açmaya çalışıyoruz.
Günümüz gençliği bir klavye tuşuyla, bir cep telefonu dokunuşuyla dünyanın her yerine, uzaya dahi çok yakın olabilmesine karşın yanındaki insana, karşısındaki yaşına bağlantı kurmada çok uzak kalıyor. Konuşması sıkıntılı, girişken olması zor. Tanımadığı kişi hemşerisi, hatta aynı ilçeden, köyden olsa dahi temas kurması rahat, akıcı değil. Bunu yıllardır gözleyen, yok etmeye çalışan öğretmen okulu mezunu bir Balıkesirli olarak giderek geriye gittiğimizi görmek çok üzüyor. Öğrencilerimiz çok zeki, başarılı olmuşlar, güzel puanlarla Ankara’da üniversitelere kaydolmuşlar. Ama dört yıl okuyup da okul-yurt-otogar dışında kabuğundan çıkamamış, tanışamadığımız gençlerimize üzülüyor; sıkıntıları olduğunda yardımcı olmak, geleceğe hazırlamak için onları derneğe davet ediyor, dostluk, arkadaşlık, sohbet, hemşerilik, paylaşım vurgusunu yaşatarak öğretmeye çalışıyoruz.
Bu hafta sonu da Ankara Balıkesirliler Derneği olarak yine çok sayıda üniversite öğrencisi hemşerimizi kahvaltıda buluşturduk, tanıştırdık, kaynaştırdık. Hazırlık ve 1. sınıf öğrencilerimizin de yoğun olduğu ortamda öğrencilerimizin ilk gelişlerindeki durgunlukları, çekingenlikleri ile 3-4 saat kalıp sohbetten sonraki ayrılış zamanındaki yüzleri, sesleri çok farklı oluyor, kahkahalar yükseliyor, bu da haklı olduğumuzu onaylıyor adeta. Cep telefonu kullanmanın yasak olduğu, telefonların sessize alındığı ve elde taşınmayıp bir yere bırakıldığı Derneğimizde memleket zeytinyağımız, zeytinlerimiz, Atköy Kooperatifinin nefis memleket ürünleri yanında simitler, ev yapımı kekler ve aldığımız diğer kahvaltılıklarımızla çay servislerini kendileri yaparak ev ortamında saatlerce süren muhabbetli kahvaltı hepsini mutlu etti. Çayları koyarken gülüşmeleri, birbirlerine yardım etmeleri yaratmak istediğimiz tablo.
Fonda “İki Keklik” her zaman olur ve tabii ki duygular coşar. Fırsat buldukça, ders durumlarına göre bunu istedikleri zaman yapabilme tercihini de onlara bırakıyoruz.
Özellikle yurtta kalanların “biz hafta sonu kahvaltı yapmak istiyoruz” demeleri yeterli. Malzemeler her zaman bizden. Hele memleket firmalarımızdan ürünlerinden gönderenler, gönderecekler olursa daha bir güzel oluyor. Bu konuda özellikle Atköy Kalkınma Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Faruk Özen Beye ve Yönetim Kuruluna çok teşekkür ediyor, ilgilenecek diğer firmalarımızın da not defterlerinde bulunsun diyoruz.
Etkinlikler her alanda sürecek. Onlar bizim çocuklarımız, kardeşlerimiz. Yine öğrencilerin kendi aralarında görüşüp belirleyecekleri, derslerle sıkışıklık yaratmayacak takvimlerde tiyatro, opera, bale oyunları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konserleri olacak. Yıllardır ısrarla vurguladığım, uygulamaya çalıştığım ilkelerimden birisi de “Ankara’da üniversite okuyup da Operaya, Baleye, CSO’ya, tiyatroya gitmemiş Balıkesirli öğrencimiz olmayacak” dır. Bir kez gidecek, beğenmezse daha sonra gitmeyebilir. Ama bir kez gidecek, görecek, yaşayarak karar verecek. Sanata ucube demez. En azından gittim, gördüm der. Fakat daha bir kez beğenmedim diyen çıkmadı. Biletlerini dernek olarak topluca alarak bunu da yıllardır uygulamaya devam ediyoruz.
Geleceğimiz gençlerimize yeni öğretim yılında üstün başarılar diliyor, “yalnız değilsiniz, her zaman yanınızda biz varız” diyoruz.
Ankara’dan selam ve saygılarla