ANKARA ULUCANLAR CEZAEVİ İZLENİMLERİ

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2018 yılının son günlerinde Ankara Ulucanlar Cezaevine bir ziyarette bulundum.

Bilindiği gibi bu cezaevi artık ceza evi olarak kullanılmıyor. 2006 yılında kapatılmış ve müze olmuş. Artık müze olarak kapılarını ziyaretçilerine açmış.

Cezaevi 1920’li yıllarda yapılmış Cumhuriyetimizin ilk yapılarından. Mimarı yabancı sanırım Belçikalı.

Binalar genellikle tek katlı, duvarlar yaklaşık 80 cm kalınlığında sıva harcı olarak genellikle ince beton kullanılmış herhalde sıvanın tutulmasını sağlamak için çok az miktarda kireç katılmış olması gerekir diye düşünüyorum.

Duvarlarda taş kullanılmış, onun içinde duvarlar çok kalın yapılmış. Kalın olarak yapılmasının ana nedeninin “ Güvenlik” olduğunu belirtmeye gerek yok diye düşünüyorum.

Binadaki koğuşlarda ısınma odun sobaları ile sağlanmış, sobaların içinde tuğla yok. Sobalar, kalın saçtan yapılmış, soba boruları da köşeli olarak kalın saçtan yapılmışlar.

Yani sobalar da,  borular da özel yapım.

Cezaevinde pek çok kişi yatmış. Cumhuriyet tarihini burada görebilirsiniz.

İskilipli Atıf Hoca ve Kırklareli Müftüsü burada yatıp burada idam edilmişler.İzmir suikastında idam cezası alıp bu cezaevinde yatan ve idam edilen İttihatçıların ünlü Maliye Nazırı Cavit Beyde bu cezaevinin gelip geçmişlerinden.

22 Şubat 1962 ve 20 Mayıs 1963  de ayaklanma girişiminde bulunan Talat Aydemir ve Fethi Gürcan’da asılanlardan.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın asıldıkları yerde burası.

İdam sehpası ve idamda kullanılan el yapımı tabure ceza evi içinde küçük, meydanımsı bir alanda sergileniyor.

Bu alanda boyu ve gövde kalınlığı ile dikkat çeken tek bir KAVAK ağacı var. Bu ağaçla ilgili bilgi almak istedim ancak müze müdürü o gün yokmuş onun için bilgi alamadım.

Nazım Hikmet, Yılmaz Güney, Kurtul Altuğ, Ülkü Arman, Bülent Ecevit, Metin Toker, Oral Çalışlar, İpek Çalışlar, Mete Tuncay ve Muhsin Yazıcıoğlu ceza evinde konuk olup yatan çıkanlardan. Hepsinin yattığı yataklarda isimleri yazılmış.

Cezaevinde hamam mevcut ama bunun yanında duş odalarıda var. Duş odalarında su gaz ocaklarıyla ısıtılıyormuş.

Mahkumlara kendilerine ve başka mahkumlara zarar vermemeleri için madeni çatal, kaşık ve tabii ki bıçak verilmemiş, yemeklerde TAHTA KAŞIK kullanılmış.

Cezaevinde iki tip hücre bulunuyor:

1-) TECRİT HÜCRELERİ,

2-) ZİNDAN HÜCRELERİ,

Tecrit hücreleri tamamen ışıksız ve hücrede bir tahta divan bulunuyor. Mahkum bu tahta divan üzerinde yaşıyor. Tuvalet yok tuvalet için mahkum gardiyana seslenip hücre kapısının açılmasını talep ediyor.

Zindan hücreleri tam bir felaket. Hücreye birkaç basamakla iniliyor. Hücre zeminden yaklaşık 1 metre aşağıda içeride divan yok. Bir hasır ve alaturka bir tuvalet var. Hücre kapısı yaklaşık 1.30-1.40 metre yüksekliğinde ve 50-60 cm genişliğinde hücre içi ise zifiri karanlık.

Bu hücrelerde zamanında yatmış olan bir hastam alaturka tuvaletten çıkan farelerle yaşadığını belirtmişti ama inanmamıştım. Bu hücreleri görünce inandım.

Bu zindan hücrelerinde birkaç günden fazla normal bir insanın kalabileceğini zannetmiyorum. Örneğin bir insanın burada bir hafta kalırsa psikolojisinin normal kalabileceğini sanmıyorum.

Şimdi gelelim bu cezaevinin bence en önemli ve de en gerekli olayına:

Efendim ceza evinde birde SÜBYAN KOĞUŞU var yani çocuk koğuşu.

Sübyan koğuşu ikiye ayrılmış:

1-) 12-16 yaş arası,

2-) 16-18 yaş arası,

Her iki koğuşun ortaklaşa gördüğü bir ders var.

Bu ne dersi dersiniz?

GÖRGÜ KURALLARI dersi. Bu derste başarılı olanlara defter, kalem, kitap gibi hediyeler verirmiş öğretmenleri.

Cezaevinin beni en etkileyen kısmide burası oldu.

Yıllar önce bu cezaevine çocuk yaşta girip yıllarca burada yatan bir hastamın görgü kuralları konusundaki yaklaşımına hayran olmuştum. Bu kişinin bu konudaki yani görgü kuralları konusundaki yaklaşımlarının kaynağını anladım.Bu da beni sevindirdi yıllar sonra.

Cezaevi kantininde pilav, fasulye ve hoşaftan ibaret yemek veriliyor. Bedeli 10.-TL.

Bu yemek zamanında sık sık mahkûmlara verilirmiş tabii ki ücretsiz.

Kantinde yemeğimi yedikten sonra oradan ayrıldım, ama ilk fırsatta yeniden bu müzeyi ziyaret edeceğim.

Herkese de bu müzeyi ziyaret etmelerini tavsiye ederim.

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
ANKARA ULUCANLAR CEZAEVİ İZLENİMLERİ
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!