BİZİM Ahmet Akın meselâ, doğalgaza zam, elektriğe zam, vatandaş bu zamlara dayanamıyor, akaryakıt şöyle pahalı böyle pahalı diye gün aşırı basın açıklaması yapıyor.
Yetmiyor, millet ittifakına yakın televizyon kanalları sırayla canlı yayınlara çıkartıp konuşturuyor.
O da yetmiyor, sosyal medyada paylaştığı videolarla enerji zamlarına, hayat pahalılığına dikkat çekip duruyor.
Artık ‘enerji’ sözcüğünü duyar duymaz, gözümüzün önünde siyah beyaz bir Ahmet Akın fotoğrafı beliriveriyor!
CHP’nin enerji işlerine Ahmet Akın bakıyor. Ayrıca enerjik bir arkadaşımız zaten.
***
AHMET AKIN’ın enerjiyle ilgili bu atraksiyonlarının elbet bir karşılığı oluyor.. Sokaktaki adam okuyor, takip ediyor, izliyor, hak veriyor, yaşadığı sıkıntıyı dillendiren bir politikacının varlığından memnun ayrıca.
Ama Kemal Kılıçdaroğlu radikal bir çıkış yapıyor; Ahmet Akın’ın ya da diğer milletvekillerinin, parti yöneticilerinin falan çabalarını toplayıp tartsan, Kılıçdaroğlu’nun radikal eylemlerinin yanında havada kalıyor!
***
GÜNDEMİ belirleyen kazanır her zaman.
Bizdeki siyasi jargon, ‘iktidar gündemi belirler, muhalefet takip eder’ şeklinde.
Muhalefet gündemi belirliyorsa.. Bir küçük eylemiyle ses getirebiliyorsa.. Bu eylem vatandaşta karşılık buluyorsa.. İktidar sıkıntılı demektir.
***
KEMAL KILIÇDAROĞLU nicedir evinin elektrik faturasını ödemiyordu.
Ödemediği için karanlıkta kaldı.
Bunun böyle olacağını biliyordu. Zaten amaç oydu. “Evin elektriği kesilsin, ben de gereğini yapayım” diye düşünüyordu.
Fatura üstüne fatura kesen elektrik şirketi sonunda sayaca giren kabloyu kesti, mühürledi, Kılıçdaroğlu Ailesi’ni karanlıkta bıraktı.
***
ÖNCE sosyal medyadan elektriğinin kesildiğini ilan etti Kılıçdaroğlu.. Ardından, “akşam görüşürüz” dedi ve canlı yayınla yaşadığı durumu ortaya koydu.
“Dünyanın maaşını alıyorsun, elektrik faturanı ödeyemeyecek adam mısın” diye diklenip tepki veren çok. “Faturanı biz ödeyelim Sayın Genel Başkanım” mesajı yollayan da çok.
Burada amaç, milyonlarca vatandaşın yaşadığı sıkıntıya dikkat çekmekti.
Çekti mi, çekti.
Birkaç dakikalık video ile derdini anlattı, vereceği mesajı verdi.
Türkiye, Kılıçdaroğlu’nun yaptığı canlı yayına kilitlendi.
***
İKTİDAR, bu noktada elektrik şirketinden hesap sormalı aslında!
Faturaları ödemeyeceğini çok önce söylemedi mi?
Ödenmeyen faturalar birikince gelip elektriği kesen şirket, bu tavrıyla Kılıçdaroğlu’nun elini güçlendirmiş oldu.
Bu sayede, ödeme yapamadığı için elektriklerinin kesildiği söylenen 4 milyon insanın sesi duyurulmuş oldu.
***
“KILIÇDAROĞLU yalan söylüyor, 4 milyon abonenin elektriği kesik değil” şeklinde karşı açıklamalar falan geliyor ama.. Ödemeyi geciktirdiğinde, elektrik şirketlerinin şak diye kesme işlemi yaptığını herkes biliyor.
***
ENERJİNİN katlanılamaz bedellere ulaştığı gerçeğiyle yüz yüze değil miyiz hepimiz?
Kullandığımız elektriğe her yeni fatura döneminde yapılan zammı gördüğümüzde isyan etmiyor muyuz?
Bağırıyoruz çağırıyoruz ama, sonuçta elektrikten yoksun kalmamak için ödemek zorunda kalıyoruz.
Ödeyemeyenler ne yapsın? O kadar çoklar ki.
Sadece konut aboneleri değil ayrıca, irili ufaklı pek çok işletme yüksek enerji bedellerini karşılayamıyor artık.
Bu durumda Kemal Kılıçdaroğlu’nun eylemi, doğru eylemdir, adrese teslimdir ve ses getirmiştir.
Enerji bedellerinin bu denli yüksek olduğu Türkiye’de, elektrik ve doğalgaz faturalarını gördüğünde isyanları oynamıyor mu vatandaş?
İktidara düşen, yaşam koşulları hızla zorlaşan vatandaşı biraz olsun rahatlatacak ‘indirim’ politikalarını devreye sokmak olmalı.