“AKP’LİLERE EKMEK YOK”

BURHANİYE Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler..

Kitap Fuarı’nı gölgede bırakan iki çıkışıyla gündemde.

Birincisi:

“AKP’lilere buradan ekmek yok” sözü.

Kitap Fuarı’nı açarken böyle bir cümle kurdu Deveciler.

Ne yapsa, ne etse ille de konuyu getirip siyasete dayayacak.

Hem de kasaba siyasetine!

Tamam, CHP’nin kurmaylarını getirdin Burhaniye’ye.. Fuardaki yazarların çizerlerin alayı solcu.

Açılışta hitap ettiğin kitlenin içinde bir tek AK Partili yok muhtemelen.

Pardon var; Belediye Meclisi Üyeleri.

Ali Kemal Deveciler böyle konuşunca gitmiş zaten onlar da.

Yani çok üsteleme işte.

“Hazır böyle bir kitleyi bir araya getirmişken istediğim gibi konuşayım” deme.

Birleştirici ol.. Kutuplaştırma.

Tabi o cümlenin öncesini iyi okumak lazım. Fuara gitmedik, açılışa katılmadık, Deveciler’i dinleyemedik.

Sosyal medyada servis edilen bir videodan yola çıkıyoruz.

O videoda, “yani artık Burhaniye’de AKP’ye ekmek yok, bu böyle biline, yok arkadaşlar” sözleri var sadece.

Başını sonunu okumak lazım tabi.

Fakat böyle bir cümleyi kurmasa da olurdu.

Hiç gerek yoktu.

Önüne ardına bakmadan sadece o cümleyi cımbızla çekip manşet atsa meselâ iktidar medyası:

“Deveciler, ‘AKP’liler giremez’ dedi!..”

Abartırlar yani, bu konuda hayli ustalar çünkü.

Haydi gel temizle ondan sonra.

Sonra ne oldu?

AK Parti Milletvekili Mustafa Canbey’e yine ekmek çıktı bak.

Ekmek dedikse, ekşi mayalı köy ekmeği değil tabi.

Siyasi malzeme kabilinden.

“Rızkı veren Allah sana n’oluyor” diyor Canbey.

Muhtemelen O da servis edilen videodaki tek cümle üzerinden yürüyor.

“Burhaniye’de senden önce biz vardık” diyor.. Yani, “Üç beş CHP kurmayıyla solcu yazarları karşında görünce ilçeye CHP’nin kalesi muamelesi yapma” anlamında.

“Fazla havaya girme, o koltuk emanet” diyor ayrıca.

Son kertede, nasıl anlarsanız artık, “bizden söylemesi” diye kestirip atıyor Canbey.

AK Parti’ye oy veren çok sayıda yazlıkçı var Burhaniye’de.

Ören sahilinde denize giriyorlar, güneşleniyorlar.

Deniz kenarında yürüyorlar.

Gazinolarda çay içiyorlar.

Fırından ekmek alıyorlar.

Pazardan meyve sebze falan.

Marketlere girip çıkıyorlar.

CHP seçmenleriyle aynı otobüs sırasında bekliyorlar.

O sözler hepsinin kulağına gitti şimdi.

Muhtemelen alındılar, gücendiler, kızdılar belki de.

İktidara dilediğini söyle.. Senden öncekileri yerden yere vur.

“AKP’lilere ekmek yok” deme.

 

 

 

 

******************

 

 

Üç çarpı üç eşittir dokuz.. Bir de başkanlık maaşı…

 

İKTİDARIN belediyelerinde olup bitenleri görmeyip, CHP’li üç beş belediye başkanının menfi tasarrufunu diline dolayanlara çok fena kapak yaptı Ali Kemal Deveciler.

Sözcü yazarı Saygı Öztürk’le yaptığı röportajda, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı on iki şirketin yönetiminde görev yapan belediye başkanlarına dikkat çekti.

AK Partili belediye başkanları bunlar.

Büyükşehir’e bağlı on iki şirketin yönetim kurullarında AK Parti’nin on belediye başkanı görev yapıyormuş; Deveciler öyle dedi.

Hem birer tane değil, üçer üçer.

Yine Deveciler’in iddiasına göre, her bir yönetim kurulu üyeliği için üç bin lira huzur hakkı alıyorlarmış.

Üçer üçer olduğuna göre..

Huzur hakları da dokuzar dokuzar yani.

Bir de başkanlık maaşı var. Dört ayrı yerden maaş yani.

İyi para.. Her birinin cebine başkanlık maaşıyla beraber on beş – yirmi bin lira giriyor o zaman.

Bunun açıklamasını Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz yapacaktır muhakkak.

Yani yapmasını umuyoruz.

Bazı başkanların Büyükşehir’deki meşguliyetleri nedeniyle asli görev yerleri olan ilçelerine zaman ayıramadıkları da çok konuşuluyor bu arada.

Ama bu Deveciler’in iddiası değil; sokakta konuşulandır.

Deveciler’in iddiası, yönetim kurulu üyelikleri ve huzur hakları.

Başkanlar bu paraları alıyor mu? Deveciler yalan mı söylüyor?

Büyükşehir’in şirketlerinde yönetim kurulu üyelikleri kimlerden oluşuyor?

Bunlar, yönettikleri belediye şirketlerinin görev alanlarında ihtisas sahibi mi?

Yani o şirketlerin üretim veya hizmet alanlarının genişlemesinde, kâr marjının artmasında, büyümesinde emek veren arkadaşlar mı?

Bir de o şirketler kamu malı sayılır, yani yönetenin babasından miras değil.

Kamu malını yönetirken çok hassas olmak lazım. Hak, hukuk, adalet kavramlarını, özellikle yetim hakkını bilmek lazım.

Yalnız bir şey dikkat çekici..

Yönetim kurulu üyeliği başına huzur hakkı üç bin lira diyor ya Deveciler.

Yücel Yılmaz işbaşına gelmeden önce, beş bin lira – on bin lira gibi rakamlar telaffuz ediliyordu yanlış hatırlamıyorsam. Hani, şirketin iştigal alanıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan abilerin ablaların yönetim kurulu üyesi yapılıp beş bin lira – on bin lira gibi aylık maaş aldıkları söyleniyordu hep.

Rakam düştü mü?

Deveciler mi eksik bilgiye sahip?

 

 

 

****************

 

İktidar vekilleri de çıksa Kazdağları’na, Madra’ya…

 

ÇANAKKALE Kirazlı’da Kanadalı maden şirketini protesto için su nöbeti tutuyor binlerce insan.

Bugünlerde Kazdağları’nın o bölümünde hareket var yani.

İnsanlar akın akın gidiyor.. Hem tahribatı gözleriyle görüyorlar, hem de Kazdağları’na, doğaya sahip çıkmak adına bir şeyler yapmak için bireysel sorumluluk yükleniyorlar.

Hele de söz konusu şirketin devletten süper teşvikler kopardığının konuşulduğu şu ortamda insanlar mevzuya daha çok sahip çıkmaya çalışıyorlar; haklılar.

Yerel yöneticilerin ‘yüz doksan beş bin’, bakanlığın ‘on üç bin’ diye telaffuz ettiği ağaç katliamı herkesin canını acıtıyor.

Bu acıyı hissetmek için ille de CHP’li olmak gerekmiyor.

Muhtemelen AK Parti içindeki bu mevzulara duyarlı kitlelerin de canı acıyor.

Meselâ bizim Balıkesir’in beş AK Partili vekili.

Tamam, orası Çanakkale mıntıkası; görev alanının dışında ama..

Görev alanının içindeki kısımlarda da benzer faaliyetler çok.

Yani, o koskoca siyanür havuzları yalnızca Çanakkale tarafında açılmıyor.

“Maden varsa çıkacak, memleket kazanacak” faslında bakabilirler. Bu normal; olması gereken şey hatta.

Ama geleceği karartan faaliyet varsa, insanların yaşam alanları tehdit altındaysa, doğaya, canlıya, suya, toprağa, her şeye sahip çıkmak adına iki kelam edebilirler yani.

Balıkesir grubu olarak, kendi görev sahanızda olanı biteni görmek adına bir tura çıkın madem.

Kazdağları’nın bizden tarafına, Madra’ya, insanların bas bas bağırıp seslerini duyurmaya çalıştıkları mıntıkalara şöyle bir uzanın, gezin, dolaşın.

Otoyol açılışındaki gibi  fotoğrafın ön kısmından yer kapma telaşı yaşamanıza da gerek yok. Çağırın beni.. Hiç telaşsız çekerim resimlerinizi.

..ve sonra, “acaba bunca insan ne istiyor” diye sorun kendinize.

Ne bileyim, muhalefetin verdiğini reddediyorsanız ya hep; bu kez siz verin bir araştırma önergesi.

Muhalefet kesin kabul edecektir. Etmese de olur. Çoğunluksunuz neticede.

Şu maden yasasını gözden geçirin bir de.. Nerede yanlış yapılıyor, nerede doğru; bunu tesbit edin.. Vakit alıcı bir iş ama, memleket işi sonuçta.

Exit mobile version