CHP Büyükşehir Başkan Adayı Ahmet Akın, “hiç kimse işinden olmayacak, ekmekle oynamaya değil ekmek vermeye geliyorum, daha çok kardeşime iş imkanı için geliyorum” diyor ya..
Hep öyle gelinir.
Sonra işin şekli değişir.
Senden olan önceliklidir.
AK Partili Büyükşehir böyle yaptı çünkü.
Kızını oğlunu Büyükşehir’de bir işe yerleştirmek için el mecbur AK Parti’ye üye olan çok anne baba var.
Önce üyelik, sonra iş!
Liyakat değil sadakat.
***
DİYELİM Kİ Ahmet Akın Büyükşehir’in başına geçti.
İl Başkanı bir liste tutuşturdu eline..
Meselâ yani.
“Bunlar parti üyesi, Belediye’de işe alınacaklar listesi” dedi.
Daha çok kardeşine iş imkanı sağlayacağı sözünü veren Ahmet Akın, liyakata, eğitime, mesleğe, sanata, şuna buna bakmadan “tamam” diyecek mi?
O zaman ne olacak?
Hani mevcut çalışanlara da söz veriyor, “hiç kimse ekmeğinden olmayacak…”
E o zaman Büyükşehir’de müthiş bir kadro yığılması yaşanacak.
Partisinden gelen talepleri geri çeviremeyeceğine göre..
Büyükşehir bir anlamda ‘adama iş’ formunda bir kuruma dönüşecek.
Şimdi de farklı değil.
Bir kişinin yapacağı işi beş kişinin yaptığı bir kurum.
Bir kişinin çalışıp dört kişinin yattığı bir kurum.
Hele de şu günlerde, mevcut Büyükşehir Başkanı’nın aday gösterilmemesinden dolayı yüksek düzeyde tembellik söz konusu.
***
BİR DE ‘sürgünler’ var.
Bu mevzu önemli.
“Edip Uğur’un adamları” diye yaftalanmış nice kadro.
Zekai Kafaoğlu gelince sürgün yiyen arkadaşlar.
Bilmem hangi daire başkanını hayvan barınağına göndermeler..
Bilmem hangi müdürü amiri alakasız kurumlara depolamalar..
Aktif çalıştıkları bir ortamdan, pasif çalışma ortamına ya da hiç çalışamayacağı ortamlara sürüklenen insanlar.
Masası, sandalyesi olmayan beyaz yakalılar…
Aldığı şuncacık maaşla geçinmeye çalışan, babasının evinde oturup “en azından kira giderim” yok diye avunan, karnını zor doyuran adamı al merkezden, yolla Ada’ya…
“Burnu sürtülsün hıyarın…”
Sen misin Edip’in bayrağını sallayan…
Sonra..
“Gönüller yapmaya geldik…”
***
AHMET AKIN da ‘gönüllere girmek, herkesin gönlünü almak, herkese eşit mesafede durmak’tan söz ediyor sürekli.
AK Parti’de olduğu gibi, kendi partisinden gelecek yoğun talepler, aşırı istekler, Büyükşehir Başkanlığı koltuğunda oturan adamı dellendirir.
Sonra ne olur?
Her çözümsüz iş, her geri çevrilen talep, her isteyenin işe alınmaması falan..
Küskünler ordusu yaratır.
Hele de daha seçim olup bitmeden, daha neyin olacağı bilinmeden, kimi CHP’liler iş beklentilerine karşılık ‘işe alınacaklar listesi’ falan tutmaya başlamışsa…
***
2014’de Başkanlık koltuğuna oturan Edip Uğur’a partiden, şuradan buradan yoğun baskı geliyordu, ‘iş’ için.
Uğur’un partiyle ilgisi olmayan, ama işini iyi yapacağına inandığı adamları tercih etmesi sıkıntı yarattı.
Parti içi gruplar, yavaş yavaş Uğur’a bilenmeye başladı.
İşe alınanlar için dosyalar, dedikodular, iftiralar yağdı.
Bunların en hafifi, “sen adama iş verdin ama bu herif beynamaz; dinle imanla işi yok” türü suçlamalardı.
Canlı şahidim, böylesi bir suçlamaya karşılık, “siz namaz kılıyorsunuz, oruç tutuyorsunuz da ne oluyor; işinizi dosdoğru yapıyor musunuz” yanıtını vermişti.
***
YANİ, “daha çok kardeşime iş imkanı” vaadi iştah kabartır.
Ama kurumsal işleyişte aslolan liyakat.
Vaad yağdırırken aman dikkat…
